TV8’de canlı yayınlanan, Gazeteci Tayfun Talipoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Seçim Kervanı’nın Kars’taki yankıları sürüyor.
İŞTE PROGRAMA KATILAN ALİBEYOĞLU’NUN KONUŞMALARI VE SORULAR:
TAYFUN TALİPOĞLU;Neden Ankara’ya gitmek istiyorsunuz? Ne oldu ve neden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)?
NAİF ALİBEYOĞLU;1999 yılında halkımın takdiriyle 10 yıllığına Belediye Başkanlığına seçildim. Daha sonra, ilk önce AKP’den seçilmiştim. Gelen bütün misafirlere eşlik ettiğim ve misafirperverliğimizi göstermek adına karşıladığımızda Kars halkının bana olan teveccühünü gören Sayın Başbakan o dönem kendi partilerine geçmemi teklif etmişlerdi.
Bu arada maalesef Kars gelişmiyor. Büyük bir göç var. Çöken ekonomisiyle, savrulan insanıyla, tükenmekte olan hayvancılığıyla bu kentin iç dinamikleri gelişmiyordu. Sınır kapıları kapalıydı. Bizde halkımızdan vergilerimizi toplayamadığımız için iktidarın imkanlarını kullanmak adına İktidar Partisinde yer almayı, biraz popülist bir politika ama başka da şansımız yoktu. Kars halkının başka şansı yoktu. Bu nedenle Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) Belediye Başkanı olarak 4 yıl görev yaptım. Ama, 4 yıl boyunca da hep ötekileştirildik. Zenci muamelesi gördük. Bir türlü anlaşamadık. Daha sonra CHP’ye kendi isteğimle geçtim.
TAYFUN TALİPOĞLU;Neden milletvekilliliği? Yarım kalan bir şey mi var? Ne yapacaksınız? Niye gidiyorsunuz?
NAİF ALİBEYOĞLU;Şu anda kimliksizleştirilen bir Kars var ortada. Kars bütün değerlerini kaybediyor. Büyük bir göç veriyor. Bombalanan şehirler bile bu kadar büyük bir göç vermiyor. Burası terör bölgesi olmamasına rağmen hayvancılığımız bitme noktasına geldi. Şehir esnafı perişan, siftah yapamıyor. Sanayideki fabrikalarda tek tek kapanmaya başladı.
Devlete ait, elimizde olan fabrikalarda tek tek peşkeş çekildi. Sarıkamış ayakkabı fabrikası, toprak mahsulleri ofisi ve Kars şeker fabrikası da satılma noktasına gelmektedir. Bütün değerler için savrulan insanımızın yeniden kentine sahip çıkması, kente geri dönüşün olması adına ben şehrim için milletvekili olarak biz, arkadaşlarımızla beraber çok daha iyi şeyler yapacağımıza inanıyoruz.
Kars halkının tek umudunun da ben olduğumu biliyorum. Arkadaşlarımla beraber diğer Büyük Millet Meclisindeki yerimizi alarak orada Kars’a çok iyi hizmetler edeceğimi biliyorum. Yani, Kars’ın sesi olacağım. Kars’ın vicdanı olacağım.
TAYFUN TALİPOĞLU;Kars’ta CHP kaç yıldır yok?
NAİF ALİBEYOĞLU;Birkaç dönemdir yoktu. Ama yeni CHP ile Kars halkının büyük teveccühü vardır. Kars halkının bana olan büyük teveccühü vardır. Diğer 2. ve 3. sıra arkadaşlarımız da buranın değerli insanları buraya tayin edilmediler. Atanmadılar. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) aday arkadaşımız Kars’ta yaşıyor ama 1. sıra adayımız ve AKP 1. sıra arkadaşlarımız, bunlar şehrin yerelleri değil, yıllardır Kars’ın dışında yaşıyorlar ve Kars’a atandılar. Kars halkının ve partimizin buradaki ayırdı şurada, kamuoyu yoklaması ve temayül yoklaması yapıp orada 1. gelenlere hak ettikleri yeri verdiler. Ama diğer partiler kamuoyu yoklamalarında ve temayül yoklamalarında ön sırada olan arkadaşlara bu imkanı tanımadılar. Ama her nedense bu temayül ve kamuoyu yoklamasını neden yaptıklarının mantığını da anlayamıyorum. O zaman bu insanların guruyla niçin oynandı? Bu insanlar niçin geri plana atıldı? Niçin birileri buraya atandı?
TAYFUN TALİPOĞLU;Peki yerel olmak ve burada yaşıyor olmak bu kadar önemli mi?
NAİF ALİBEYOĞLU:Tabi ki sadece Kars’ta yaşıyor olmak da önemli değildir. Ama Kars’ın sorunlarını birebir bilmesi gerekir. Yerel olmanın yanı sıra bir de yüreğinizin atması, heyecanınızın, ufkunuzun olması ve Kars’ı uluslar arası düzeye taşıyor olmaktır. Bu vizyona sahip olmak gerekir. Teknik bir insan olabilirsiniz. Bir memur olabilirsiniz. Çok başarılı bir bürokrat da olabilirsiniz. Ama halk adamı olmak ayrı bir olaydır. Halk adamı olmak, halkla kucaklaşmak, sümüklü çocuklarımızı öpmek, yaşlı kadınlarımıza sarılmak ve halkın kaderini birlikte paylaşmaktır. Düğünlerimizde halay başı çekmek, cenazelerde omzunda taşımak, toprağını atmak ve bütün bunlarla beraber şehir için mücadele etmek, şehrin potansiyelini, vizyonunu belirleyip ona göre mücadele etmek lazım.
Kars’tan şimdiye kadar seçilip giden hiçbir milletvekilinin mezarı burada değildir. Bu çok dikkat çekici bir şeydir. Onun için burada yaşıyor olmak lazım. Kars’ta maalesef seçim bandosuna dönüyor. Her seçim döneminde birileri geliyor ve maalesef seçilip gidiyorlar gidiş o gidiş tabi.
Dört yıl boyunca belki de 4 kez bile gelmediler. Kars’ta kaderiyle baş başa kaldı. Hep sahip aradı. Hep kanatlarıyla birilerinin gelip Kars’ı kurtarmalarını beklediler. İzmir marşı ile geldiler. 4 yıl sonra mehter marşı ile geri döndüler.
Keşke Kars’ın sorununu anlatmak yerine projelerimizi anlatabilsek. Binlerce projemiz var. “Deveye boyunun eğiri demişler, nerem düz ki” demiş Kars’ın da neresi düz ki. Zavallı Kars’ım. Kadresiz, kendi başına.
TAYFUN TALİPOĞLU:Projeleriniz arasında Doğu Kapının açılması da var mı?
NAİF ALİBEYOĞLU:Sadece Doğu Kapının değil, bütün sınır kapılarının açılması gerekir. Onun dışında yine, bana göre bölge insanı şimdiye kadar unutulmuş durumda. Metzamor Nükleer Santrali Ermenistan’daki nükleer santral 1974 yılı Eski Sovyet teknolojisiyle yapılmış fay hattı üzerinde büyük bir tehlike arz ediyor. Ama buna ilişkin yüz tane acil önlem alınması gereken kararlar olmasına rağmen Uluslar arası Atom Enstitüsü tarafından, Türkiye’de maalesef hükümetler Kars halkını gözden çıkarmış durumda. Bu konuda hiçbir önlem almadılar. Buna ilişkin biz Amerika’da nükleer fizikçi arkadaşımızı getirdik. Bu konuda Kars halkını da bilgilendirdik. Türkiye Atom Enstitüsünü harekete geçirmeye çalıştık. Birleşmiş Milletlerle (BM) konuşma yaptık. Santralin tehlikesini anlattım. Avrupa Birliğinde konuşma yaptım. Merkezi Viyana’daki uluslar arası atom enstitüsü kurumuna gittik. Oradan 12 kişilik bir heyet Ermenistan’a gitti. O santralin 2016 yılında kapatılması taahhütünü aldık. Onun dışında yine 50 bin imza topladık. Buradan Avrupa Lahir’deki İnsan Hakları Mahkemesine o santralin kapatılmasının bölge halkı için gerek Ermenistan’daki gerek Gürcistan’daki ve gerekse Türkiye’deki bölge halkı için tehlike oluşturduğunu onun için kapatılması için mücadele ettik.
Bunların dışında hayvancılığa ve turizme ilişkin özel projeler hazırlaması gerekir. Teşviklerin uygulanması lazım. Kars’ın potansiyelleri ortada. Turizm ve hayvancılık. Onun dışında sınır kapıların açılmasıyla beraber ticaretin olmasıyla bu şehir göçten kurtulacaktır. Bugün ülkemizin en büyük sorunu iç göç sorunudur. Batıda metropolleri özellikle teşvik ediyorlar. Büyük şehirlerin büyümesi aslında özünde küçülmesi de demektir. Gelir grupları arasındaki kültürler arasındaki çelişkiler antepolizmaya dönüşmektedir. Ulaşım ve su sorunu şehirleri yaşanmaz hale getirmektedir.
Biz buradan Fransa’ya besiciler birliğini götürdük. Ulusal besiciler birliğinin misafiri olarak 10 tane besiciyi götürdük. Orada en üst bölgelere kadar gittik. Orada göç yok. Devlet her şeyi teşvik etmiştir. Kooperatifler oluşmuş. Burada insanlar çok büyük arazisi olmadan, şehirden bir tapusu olamadan buradan teşviklerden yararlanamıyor. Gariban köylü, besici teşviklerden yararlanamıyor. Burada sadece imkanları olanlar yararlanıyor. Onlar da bunu başka alanlarda kullanıyorlar. Onun için de besicik batıda oluyor. Özellikle mera besiciliği, mera ıslahı ve yine toprakların birleştirilme özelliği vardır.
Özellikle organik tarımın teşvik edilmesi gerekiyor. Canlı hayvan ithalatının da acilen durdurulması gerekir. Yoksa Kars hayvancılığı tamamen bitecektir. Zaten şehir ekonomisi de köylülük üzerine kuruluyor. Köylü kente taşınıyor. Kentin ekonomisini canlandırıyor.
Partimizin yine programında olan aile sigorta katı, onun dışında köylünün traktöründeki mazotun ÖTV ve KDV nin kaldırılması ve benzeri şeylerin yapılması şu anda Kars ekonomisi için çok önemlidir.
Öncelikle kula kulluğun ve yoksulluğun ortadan kalkması lazım. Bu partiler yoksulluğu kader olmaktan çıkarmıyorlar. Yoksulluğu kader olmaktan çıkaracak şeyler yapmamız lazım. Bu şehrimizin ve ülkemizin kaderi olmasın. “Türkiye kalkınıyor.” diyor ama yoksulluk da hat safhadadır. Nüfusumuz 312 binden 1 yılda 301 bine düştü. Burada insanlara sormak lazım. İş kurumuna kaç kişi başvurmuştur. Bir ya da iki kişi başvurmuştur. Çünkü kimse inanmadığı için böyle olmuştur. Kars’taki işsizlik yüzde 4 buçuk diyorlar. Halbuki, Kars’taki işsizlik yüzde 6o’lar civarındadır. Kars’ta herkes işsiz. Günümüzde hala Adalet ve kalkınma Partisi’nde 9 yıllık iktidarında hala kaygısı olan insanların işe girme şansı oluyor. Diğer insanlar da “Amanlar” la geçiriyor. İşe girenlerde yarınlarına kaygı ile bakan insanlardır. İş adamları, basın, yarınlarına kaygı ile bakıyor. İnsanlar, “Aman telefonlarımız dinleniyor” diyor. “Aman” larla geçen bir dünya. Bir de baktığımız da ömrümüz gelip geçmiştir. Batı da, çağdaş dünyada bir iktidar değişikliğinde sadece çekirdek kadro değişiyor. Onun dışında, genel müdürler dahil hiç kimseye dokunulmuyor. Devletin bir devamlılığı vardır. Gelecek kaygısı yoktur. Gelecek kaygısı olmayan insan da üretken olmayacaktır. Yalakalık kültürü gelişecektir. Değerlerini kaybedecektir.
Maalesef ilgililer bilgisiz, bilgililer ilgisizdir. Bu bir Türkiye gerçeğidir. Biz orada bir kısmı belediyemize bir kısmı kamuoyuna ait olan yerde bir insanlık anıtı yapalım dedik. Özellikle Ermenistan’daki Soykırım Anıtına karşı bir anıt olsun dedik. Buna niçin karşı çıkılıyor? Burada olmayan bir tabya yarattılar. Gelip bir tabya olduğunu söylesinler ben adaylıktan vazgeçeceğim. Böyle yalan ve riya üzerine kurulmuş bir şey olmaz. Heykeltıraşa 120 bin lira verdik. Ermenistan’daki Soykırım Anıtına karşı yapılmış bir anıta hangi aklı başında Türk insanı karşı çıkar.
Burada yıkılan insanlık, kalplerimizdir. Toplumu kalıplaştırdılar. Bu ülkenin gerilmeye hakkı yoktur. Bu ülkenin birliğe, beraberliğe, kardeşliğe, ihtiyacı vardır. Bu ülkenin kimyası bozuldu. İnsanlar gelecek kaygısıyla yaşıyor. Böyle bir şey olmaz. İslam coğrafyasındaki diktatörler neler yapıyorlar. Yazık diyorum. Bizde o noktaya mı geleceğiz? Toplum kalıplaşacak mı? Buradaki hamamlar yıkılıyor. Bir hamamı kurtardım diye yargılanıyor.Burası gece kondu olsaydı daha mı iyi olacaktı?
KUZEYDOĞU GAZETECİLER CEMİYETİ BAŞKANI YÜCEL SEZER;Sayın başkanımızla Azerbaycan’a, Gürcistan’a gittik. Bu çevredeki ilçelerimiz, köylerimizi tek tek gezerken yanında bulundum. En ücra köşe de dahi Naif Alibeyoğlu’nu tanıyorlar. Herkes boynuna sarılıyor. “Başkanım, başkanım” diyor. Bu kadar kendisine değer veren Kars yöresinin insanı Naif Alibeyoğlu tarafından bir şeyle suçlanıyor. Bu benim hemşehrilerim sahipsiz kaldı. Başkanıma soruyorum, Başkanım bu gönül veren insanlara nasıl bir cevap vereceksin? Sahipsiz kaldı demekle neyi kast ediyorsun? Bunun çaresi nedir?
NAİF ALİBEYOĞLU;Kars’ın sahipleri gerçek Karslılardır. Kars artık sahip aramasın. Ankara’da, İstanbul’da metropollerde yaşayan arkadaşlarımız eğer, çok yetenekliyse bu oradan aday olsunlar. Kars’ın 4. 5. milletvekili olsunlar. Kars’a oradan desteklerini sağlasınlar. Kars’ın büyük bir potansiyeli vardır. Kars Doğunun uygar kentidir. Kars’taki insanlar küçümsenmesin. Burada adam yok muydu da partiler oradan aday gönderiyorlar. Karslı kendisine yeterdir.
TAYFUN TALİPOĞLU;Meslek hayatımda ilk kez insanların bu kadar bu işe tepki gösterdiğini görüyorum. Yani “Biz burada yok muyduk, burada adam yok muydu?” diye. Bu aslında dışarıda yaşayan insanlarında kentleriyle sadece seçim zamanı değil, zaman zaman gidip gelmelidir. Ben gidip gelmeye başladım. Hatta bir tarihte Kars’ta haber yapıyorum. Milletvekili beni arıyor. Dedim ki, “Sayın milletvekilim valla aday olmayacağım. Hiç merak etmeyin.” Diye. Çünkü birden biri buralarda gezmeye başladığı zaman öyle bir kaygı başlıyor. Anadolu’nun herhangi bir yerinde de öyledir. Hiç gelmeyen bir adam gelince, “Ne oluyor, seçimde bir şey mi var.” diye bir şey oluyor.
ÇAĞDAŞ KARS HABER GAZETESİ SAHİBİ GÜMÜŞPALA KORTAĞ;“Sayın Başkanım Kars’ta 10 Belediye Başkanlığı yaptınız. Belediye Başkanlığınızdan sonra, Belediyeyi 100 trilyon borca bıraktığınız iddia edildi ve daha sonra hakkınızda olumsuz bir takım iddialarda bulunuldu. Bu konuda görüşlerinizi almak istiyorum.
NAİF ALİBEYOĞLU;Tabi ki öncelikle değerli hemşehrilerimin bunu bilmesini istiyorum. 10 yıllık Belediye Başkanlığımız dönemi boyunca yürüdüğümüz bütün yolların tamamını, kaldırımların tamamını, parkların tamamını biz yaptırdık. Suyu, doğalgazı, bütün bu hizmetleri halkımız zaten biliyor. Ama belediyeyi devir ederken 6 buçuk trilyon lira borçla devir ettik. 10 trilyon borç alacaklar devir ettik. Onun dışında yine 50-60 trilyon bizden çok daha önceki belediyelerden de gelen kamu borçları, SSK borçları, TEDAŞ borçlarıdır.
Şunu itiraf etmek isterim, benim param olsa yine o kamu borçlarını yatırmam. Daha fazla yol ve daha fazla kaldırım yaparım. Kamu beni icraya versin. Ne yapayım. Param yoktur. Bu şahsıma ait bir borç değildi ki, bu kamu borçlarıdır. TEDAŞ sokak aydınlatmalarını bile bizden istiyordu. Mahkemelik olmuştuk. Türkiye’deki hiçbir belediye vermiyordu. Bizden sonra şimdi hazine o paraları veriyor. En büyük talihsizliğimiz bizim borcumuz gibi görünüyor. Şimdiki değerler üzerinden en az 3 kattirilyonluk hizmet yaptım. 2 yıldır hemen her ay 2 müfettiş geliyor. İnsanların bugün sabaha karşı 4-5 civarında alındığı bir ülkede her baba yiğidin harcı mıdır karşısındaki bir partiden aday olsun. Eğer benim kendime güvenim olmasa bir başka partiden geçip CHP’den AKP’nin karşısında aday olamazdım. Bu yürek ister.
SHOW TV KARS MUHABİRİ LEVENT KARAÇAY: Yaklaşık 2 dönem Belediye Başkanlığı yaptınız sonrasında bir seçim kayıp ettiniz hiç özeleştiri yaptınız mı? Nerde hata yaptım?.
NAİF ALİBEYOĞLU;Tabi ki hatasız insan olmaz. Bizim de bir çok hatalarımız oldu. Ama kazanılmaz diye bir şey yoktur. Önemli olan kamunun Kars halkını görmesidir. Şu andaki konum önemlidir. O dönemdeki seçimde tercihlerini yapan değerli hemşehrilerim şu anki tercihlerini nereye yaptıklarını ve bizi hala bir umut olarak gördüklerini görmek bizi mutlu ediyor. En büyük servet itibardır. Şu anda seçilmişlerden çok daha büyük bir itibarımız varsa bu bize yeterlidir. İmkanlarınız olmayabilir. Herkesi memnun edebilme şansını yoktur. İmkanları olamayan bir belediyede bütün halkımızı işsizliğin yoğun olduğu bu şehirde ve yoksulluğun bu kadar büyük olduğu bir şehirde herkesin talebine cevap verme şansınız olmuyordu.
Biz burada, başta Valiliğimiz olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızla beraber bir araya geleceğiz. Milletvekili arkadaşlarımızla beraber kentin misyonun ve vizyonunu belirleyeceğiz. Stratejik plan hazırlayacağız. Uzun, kısa ve orta vade de neler yapılabilir ve yol haritamızı çizeceğiz. O yol haritasına göre hareket edeceğiz. Kars’ın önceliklerini gündeme getireceğiz. Her ihalenin başında olacağız. Her çalışmanın takipçisi olacağız. Burada bir masamız olacaktır. Her hafta sonu burada olacağız. Gidiş o gidiş olmayacaktır. Kars’ta, seçtiklerin insanların peşinden otobüslere binip Ankara’ya gelmesine gerek yoktur. Buradaki masamıza gelip burada taleplerini dile getirecekler. Biz de Anakara da çözmeye çalışacağız. Günümüzde en çok kabul gören şeylerden birisi de sınır ötesi bölgesel işbirliği projesi çerçevesinde Kafkasya’nın bir çok kentinden kardeş kent olmuştuk. Ama, onlar hep yarım kaldı. Bitme noktasına geldi. Onlarla sürdürülebildiği sağlamak, Büyük Elçileri Kars’a getirmek, Kars’ın misyonu ve vizyonunu uluslar arsı düzeye taşıma noktasında neler yapacağımız, Kars’ı yeniden festivaller kenti yapacağımızı herkes biliyor. Yine turizm Bakanı gelmişti Kardeş Kent Protokol ini imzaladık. Oradan 2014 yılında yapılacak uluslar arsı olimpiyatlarda, kış olimpiyatlarında iş gücüne, yani o olimpiyatların yapılması için hükümetleri 15 milyar dolar ayırmıştır. Onun için Karslıların iş gücüne ve Kars’taki iş adamlarının orada yatırım yapılması için davet etmişlerdi. Yarım kalmıştı. Onlarla yeniden diyaloga geçeceğiz.
-KHA-