Görevleri ve yetkilerine bakacak olursak, imar, yol, su, kanalizasyon, katı atık, çevre, acil yardım ve kurtarma; orman köylerinin desteklenmesi, ağaçlandırma, park ve bahçe tesisine ilişkin hizmetleri belediye sınırları dışında kalan yerleri yapmakla görevli ve yetkilidir. Bunlardan en önemlisi olan yol ve su sorunu için şu sıralar gözünü ve kulağını kapatmış durumda. Genel seçimlerde iktidar partisine oy vermeyen veya oyları az çıkan köyler maalesef öteleniyor.
Devletin asli görevi, vatandaşlarına eşit şartlarda hizmet götürmek olmalıdır. Ancak, son dönemlerde özellikle kırsal kesimlerde yaşananlar, bu prensibin zayıfladığına işaret ediyor. Genel seçimlerde iktidar partisine oy vermeyen veya az oy çıkan köylerin hizmetlerden mahrum bırakıldığı yönündeki iddialar, adalet ve tarafsızlık ilkeleri açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor. İddialara göre, bu köylerin yolları yapılmıyor, su sorunları çözülmüyor ve diğer altyapı ihtiyaçları göz ardı ediliyor.
Özellikle grup köy yollarında yaşanan bu adaletsizlikler, sosyal adalet anlayışının ne kadar yara aldığını ortaya koyuyor. Üç köyden ikisinin yolu yapılırken, üçüncü köy toprak yola mahkûm bırakılıyor. Daha da çarpıcı olanı, iktidara yakın olan dördüncü köyün yolunun asfaltla kaplanmasıdır. Bu durum, devletin hizmet götürme yükümlülüğünü siyasi çıkarlar uğruna ihlal ettiğini gösteriyor.
Bu tür ayrımcı uygulamalar, devletin tarafsızlık ilkesine ve vatandaşlar arasında ayrım gözetmeksizin hizmet sunma sorumluluğuna aykırıdır. Devletin birinci görevi, vatandaşlarına siyasi tercihleri ne olursa olsun, eşit hizmet sunmak olmalıdır. Hizmetin partizanlaştırılması, toplumun devlete olan güvenini zedeler ve toplumsal barışı tehlikeye atar.
Bu yüzden, devlete düşen en önemli görev, siyasi ayrım yapmaksızın her vatandaşına eşit hizmet götürmektir. Halkın devlete olan güvenini korumak, toplumsal huzurun temelidir. Siyasi çıkarların, devletin asli görevleri önüne geçmesine izin verilmemelidir. Siyaset üstü bir kurum olarak devlet, halkın tüm kesimlerine adaletli bir şekilde hizmet götürmelidir.
Millet, siyasetçilerden bağımsız olarak, devletin adaletli kararlar almasını ve bu doğrultuda yatırımların gerçekleştirilmesini beklemektedir. Devletin her bir vatandaşı, hangi siyasi görüşte olursa olsun, eşit derecede kıymetlidir. Bu sebeple, yöneticiler devlet adına hareket ederken, adalet ve tarafsızlık ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmalıdır.