Sarıkamış Harekatı tarihin tozlu raflarında kalmış resmi bir anma yoktu.İlk kez biz,valiliğimiz, Sarıkamış Kaymakamlığı ve Sarıkamış Belediyesi ile başlattık.
Bir savaş,bir destan ama bir trajedi vardı. Çok daha önemli, çok daha anlamlıydı. Bingür Sönmez Hocanın da çok büyük katkıları oldu. Amacımız savaşın acımasız yüzünü ve daha önemlisi; Türkü, Kürdü, Azerisi,Terekemesi,Yerlisi,Çerkezi, Lazıyla bu ülkenin hangi şartlarda kurtarıldığını, barışın en güzel şey olduğunu gelecek kuşaklara anlatmak ve bu savaşta yer almış Alman,İngiliz,Fransız, en önemlisi Çarlık Rusya’sı ve Osmanlı Tebaasındaki halkların çocuklarını davet ederek barışın tesisine yönelik ama aynı zamanda da bu etkinliklerle Kars ve Sarıkamış'ın ekonomisinin canlandırılmasını hedefleyen bir çabaydı. Dilerim diğer bazı etkinlikler gibi anmış olmak için anmak olmasın.
Sizin Sarıkamış Harekatı'na bakış açınız nedir ?
Benim Sarıkamış Harekatına bakış açıma gelecek olursak; 3 Mart 1878'de imzalanan Ayastefanos Antlaşması ve 13 Temmuz 1878'de Almanya'da imzalanan Berlin Antlaşmasıyla Kars savaş tazminatı olarak verilmiş. Ortada tam 40 yıllık bir işgal var. Şimdi 1915'de ne oldu da birden bire Kars Ardahan sanki yeni işgal edilmişde hemen yetişelim oraları kurtaralım. Yok öyle birşey ortada 40 yıllık bir işgal var. Bu harekatın neden 22 Aralık gibi soğuğun ve kışın en acımasız olduğu bir zamanda yapıldığını düşünmeliyiz. Bu bana göre Enver Paşa'nın Atatürk'ün de benimsemediği yanlış düşünceleri ve aşırı Alman hayranlığının göstergesidir ki o dönemin Genel Kurmay Başkanıda Alman Von Sanders'dır. 1. Dünya Savaşında Ruslar İngilizler ve Fransızlarla beraber Almanlar ise ayrı bir cephede bulunuyor. Rusların İngilizlere destek vermemesi için bu bölgede bir gedik açılması düşünülmüş ve binlerce askerimizin canı pahasına bu cephe açılmıştır.
Peki Sarıkamış için sizce neler yapılabilir ?
Benim görev yaptığım yıllarda yani o dönem Sarıkamış'ta 9. Tümen komutanlığı vardı. Daha sonra Tugay komutanlığına dönüştürüldü. Tümen komutanlığının terk ettiği bir karargah binası vardı; dedik ki bu karargah binası 5 yıldızlı bir otel olarak turizme kazandırılabilir. Özel sektöre yap işlet devret modeliyle kiraya verilebilir. Yine terk edilen askeri lojmanlara kadar olan bölge bir tatil köyü haline getirilebilir. Sarıkamış Belediyesi veya İl Özel İdaresi aracılığıyla kayak tesisleri o bölgeye kadar uzatılabilir ve kafeterya, restaurant, oteller yapılarak özel sektöre tahsisi sağlanabilir. Yine aynı bölgede CER Atölyeleri var, onlar restore edilebilir. Katerina av köşkü yıllardır restore edilmedi olduğu gibi duruyor.
Ayrıca Sarıkamış, Kars ve Çıldır'ı bir bütün olarak, bir turizm rotası olarak ele alabiliriz.
Artık Çıldır Gölü'nün hemen kıyısından Tiflis ve Bakü'ye giden bir demiryolu var. Kütükevin hemen yanına bir tren istasyonu kurularak günde iki kez düzenlenecek Sarıkamış, Kars ve Çıldır Gölü arasında turizm amaçlı nostaljik tren seferleri yapılmalı.
Sarıkamış ve Çıldır Gölü üzerinde Norveç'teki kardeş kentimiz Kirkines Belediyesi'nin desteğiyle kurt köpekli ve ren geyikli kızak getirilmesini, ayrıca atlı kızak ve snowmobillerle safari düzenlenmesi bölgemizde kış turizmini patlatacak. Bölge kış sporlarının merkezi olacaktır.
Ayrıca Çıldır Gölü’nün etrafı ağaçlandırılarak milli park ilan edilmeli. Yazın da burada su sporları yapılmalı.
Sizce bölgede ekonomik kalkınma nasıl başarılabilir ?
Öncelikle iç göçü önlemenin yollarını aramalıyız. Bence ağır kış koşullarının yaşandığı bu bölgelerde %30, %40 oranında olsa bile doğalgaza bir an önce sübvanse uygulanmalı. insanların burada yaşamalarını kolaylaştıracak bir adım atılmış olur. Düşünün; Norveç'de kişi başına düşen milli gelir 80 bin dolar olmasına rağmen, Kirkenes ve Oslo arasında yaşayanlara devlet sübvanse uyguluyor. Ama maalesef ülkemizde Kars'ta bunu görmek mümkün değil. Türkiye'nin her yerinde asgari ücret aynı. Ama insanlar burada yaklaşık 8 ay kış mevsimi yaşıyor. Kışlık giyeceklere daha fazla para harcanıyor, yakıta daha fazla harcanıyor, sebze ve meyveler daha pahalı bir şekilde tüketiliyor. Ama aynı vergi, aynı asgari ücret uygulaması var.
Yine buna bağlı olarak Türkiye'nin her yerinde üniversiteler açıldı. Bu kadar üniversite açmaya ne gerek vardı. Mezunlarına bakıyoruz maalesef çoğu işsiz durumda. İsviçre'de, Fransa'da bizi davet ettiler gittik ve gördük. Buradaki besicilerimizle birlikte ziyaret gerçekleştirdik. Büyük ahırlar arıyorsunuz ama yok. Her yerde 30 veya 40 başlık ahırlar var. Devlet, okulundan mezun olana uzun vadeli ve düşük faizli kredi veriyor. Hijyenik bir ortamda hayvancılık yapılıyor ve süt üretimi gerçekleştiriliyor. Artık dünya küçülüyor ama insan nüfusu giderek artıyor. Gıda artık kıt kaynaklar arasında yer alıyor. Şimdi yapılması gereken, ACİLEN UYGULAMALI TARIM VE HAYVANCILIK LİSELERİNİN AÇILMASI.. Bu liselerden mezun olanlara devlet tarafından faizsiz uzun vadeli kredi verildiğinde göreceksiniz ki hem tarım ve hayvancılığımız kurtulmuş olacak hem de iç göçün önüne geçmiş olacağız.
Kars'ın artık sınıf atlaması lazım, işsizler ordusu her geçen gün biraz daha artıyor. Kars'ın şu anda %50'sinden fazlası işsiz bir durumda. Bu potansiyelin değerlendirilmesi lazım. Bu büyük, güzel ve organik coğrafyanın kazanılması lazım. Kars'tan Londra'ya Çin'e uzanan bir demiryolu hattı var. Karayolu ve Havalimanı var. Buradan hemşehrilerimize yöneticilerimize, seçilmişlerimize ve atanmışlarımıza sesleniyorum; KARS'IN TEK KURTULUŞU SERBEST BÖLGE OLMASIDIR..! Mersin ve İzmir serbest bölgeleri gibi Kars'ta serbest bölge olmalıdır. Vergiden muafiyet olduğu zaman serbest bölge Kars'ın kurtuluşu olacaktır. Bunun için bir seferberlik başlatmalı ve tek ses olmalıyız.
Kaynak : Serhat Tv