Geçtiğiğiz yıl olduğu gibi bu yılda kapılarını Antalya, Bursa, Diyarbakır, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Kars, Konya, Şanlıurfa ve Trabzon’dan davet ettikleri gazetecilere açan, Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği, elçiliğin çalışma yapısını katılımcılara anlattı.
3 Ekim Alman Birliği Günü kapsamında düzenlenen etkinlikler kapsamında Almanya’nın Milli Gün resepsiyonuna da katılan 10 ilden 20 gazeteci, ilk elden Almanya ve Türk-Alman ilişkileri hakkında bilgi aldı. Gazeteciler, elçilikteki çalışma birimleriyle sohbet toplantıları ve ‘on the record’ görüşmeleri esnasında soru sorma imkanını buldu.
Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann'ın ev sahipliğinde gerçekleşen organizasyona katılan gazeteciler, Almanya Büyükelçiliği Basın Bölümü Müsteşarı Dr. Philipp Schmidt tarafından karşılandı.
Gazeteciler daha sonra Almanya Büyükelçiliği’de, Büyükelçilik toplantı salonunda Elçi Dr. Dirk Rotenberg ile bir araya geldi. Gazetecilere sunum yapan Rotenberg, daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Gazeteciler daha sonra Tarım Müsteşarı Bay Peter Bohlen ve Ekonomi İşbirliği Bölümü Başkanı Manuel Paulus ile de bir araya gelerek bir süre görüştü. Siyasi Bölümlerinin Başkanları ile de Residans Bahçesinde öğle yemeği yiyen gazeteciler vize bölümlerini ve elçilik bahçesinde bulunan serayı da gezdi.
Davete katılan gazeteciler akşam da Almanya Büyükelçiliği bahçesinde düzenlenen 3 Ekim Milli Gün resepsiyonuna katıldı. Ankara Belediye Başkanı ve bin 500 kişinin davet edildiği Resepsiyon’un onur konuğu ise Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın olduğu belirtildi.
Almanya Büyükelçiliği tarafından düzenlenen "Açık Kapı Günleri" kapsamında Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen yerel gazetecileri ağırlayan Elçi Dr. Drik Rotenberg, gerçekleştirdiği sunumun ardından Türkiye'deki siyasal ve toplumsal gelişmeler ile birlikte mülteci sorunlarını yakından izlediklerini söyledi.
Elçilik olarak Türkiye’de birçok gelişmeyi düzenli olarak Almanya Hükümeti’ne rapor ettiklerini belirten Elçi Dr. Drik Rotenberg, Türkiye’deki seçimler, mülteci meselesi, medya, düşünce ve ifade özgürlüğü konusundaki soruları yanıtladı.
Almaya’da hali hazırda 3,5 milyon Türk asıllı vatandaşın yaşadığını hatırlatan Rotenberg, geçmişten günümüze yaklaşık 5 milyon Türk’ün de, Türkiye’ye döndüğünü böylece toplamda yaklaşık 8,5 milyon Türk’ün Almanya’a uzun yıllar Almanlarla birlikte yaşadığını hatırlattı.
Türkiye ile başta hükümetle olmak üzere çok yönlü diyalog kurmak istediklerini de belirten Rotenberg, “Meclis, muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, dernekler, dini toplum temsilcileri, sendikalar da ile de yakın diyalog içerisinde olmak istiyoruz. Ankara’nın Almanya Büyükelçiliği Türkiye’de ki en büyük elçiliktir, büyük çoğunluğu Türk çalışanlar olmak üzere 250 personel ile vize ve çeşitli alanlarda hizmetler vermekteyiz. Türkiye'deki gelişmeler hakkında Almanya'ya raporlar vermek gibi bir yükümlülüğümüz de var. Almanya’da, Türkiye'ye ye yönelik büyük bir ilgi içinde siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmeler, yakından takip ediyor. Türkiye’de ki toplumsal özgürlükler, afetler, sığınmacı ve mülteci konuları da Almanya açısından büyük önem teşkil ediyor. Türkiye ile Almanya arasındaki özel ilişkiler çok derin ve geçmişe dayanıyor. Komşu olmaksızın, dünyada iki ülke arasında bu kadar yoğun ilişkinin olduğu başka bir ilişki söylenemez. Almanya'da 3,5 milyon Türk asıllı vatandaş var. Türkiye'de de hayatının bir döneminde Almanya'da olup, daha sonra Türkiye'ye dönmüş 5 milyon kişi var daha var. Siyaset inişli ve çıkışlı olsa da rüm bunlar Türk - Alman dostluğunu önemli kılıyor. Türkiye’ye güveniyoruz." dedi.
MÜLTECİ MESELESİ DİLE GETİRİLDİ
Gazetecilerin özellikle mülteci meselesi konusundaki sorularını da cevaplandıran Elçi Dr. Drik Rotenberg, Türkiye’nin bazı illerinde ofisleri olduğunu da söyledi. Almanya Federal Hükümetinin, Türkiye'ye milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yaptığı için müteşekkir olduğunu da söyleyen Elçi Dr. Drik Rotenberg: “Biz, Türkiye'ye ve sığınmacılara AB ülkeleri yardımları kapsamında ve ikili ilişkiler çerçevesinde destek veriyoruz. AB düzeyinde her birinin mali değeri toplamda 6 milyar ve ilk etapta 3 milyar Auro olan iki program var. Bu paranın verilmesiyle ilgili olarak tartışmalar da söz konusudur. Yapısal olarak AB bütçesinden Türkiye'ye bir çek yazıp vermek mümkün değil. Bu tür yardımlar projeler bazında yapılabiliyor. Bunun için Gaziantep'te ve Hatay'da ofislerimiz var.
YENİ BİR MÜLTECİ AKINI VE BERABERİNDE YENİ BİR FACİA KAPIDA
Türkiye’ye akın eden mültecilerin kısa vadede geri dönmesinin mümkün görünmediğini de gazetecilere aktaran Elçi Dr. Drik Rotenberg: “Federal Hükümetin değerlendirmesine göre mültecilerin kısa vadede kendi rızalarıyla memleketlerine geri dönmesi mümkün görünmüyor. Tam tersine İdlip'te yaşayan Suriyeliler açısından daha insani bir facianın kapıdadır. Orada büyük bir tehdit tehlike var. Bundan kaynaklı olarak çok sayıda mültecinin Türkiye'ye geleceğini düşünüyoruz. Aynı zamanda İstanbul'da yapılan kontroller ve Yunan adalarından gelen mültecilerin ifadelerinden de elde ettiğimiz verilere göre, Afganistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerin Türkiye'yi transit geçiş ülkesi olarak gördükleri ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar Türkiye mülteciler konusunda büyük bir mücadele versede, Türk toplumu mültecilere karşı büyük bir toleransla yaklaşsa da bu sorunun henüz çözüm aşamasında olmadığını görüyoruz. Almanya bu bölge ve sorun ile ilgili her türlü analizleri yapıyor ve değerlendiriyor. Türk hükümetiyle düzenli olarak görüşüyoruz. Mülteci kartı, Kızılkart yada Kızılay Kart ile her mülteciye 150 tl para veriliyor. Yani bu durum Batı için bir tehdit mi, bu durum Alman iç politikasını etkiliyor mu derseniz tehdit olarak değerlendirmemek gerekir. Şu an Almanya İçişleri Bakanı Ankara’da Türk yetkililerle, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile görüşme halindeler. Bu durum, mülteci sorununun Alman iç siyasetine etki ettiğinin göstergesidir" dedi.
KAYYUM İLE GÖREVDEN ALINAN 3 BELEDİYE BAŞKANI İLE GÖRÜŞTÜK
Kayyum ile görevden alınan 3 belediye başkanı ile görüştüklerini de açıklayan Elçi Dr. Drik Rotenberg, Türkiye’ye akın eden mültecilerin içlerinde terör örgütü mensupları olabileceğini fakat terör bağlantıları olduğunu görmediklerini de söyledi.
Almaya’ya da her ne sebeple olursa olsun bir belediye başkanının görevden alınması ve basın özgürlüğünün kısıtlanması gibi durumların söz konusu olmadığını da belirten Elçi Dr. Drik Rotenberg: “Aslana süreci devam ediyor. Rusya’da da görüşmeler oldu. Raporlar yazıldı. Mülteci ve sığınmacı sorununu AB Delegasyonu yürütüyor. AB Delegasyonu dünya çapındaki en büyük oluşumdur. Ayrıca Türkiye’nin Güney Doğusunda görevden alınan 3 belediye başkanı ile Ankara’da görüştük. Almaya’da da devleti tehdit eden kişi ve oluşumlar olursa demokratik esaslar çerçevesinde mücadele edilir.” Şeklinde cevaplar verdi.