İşte Lütfü Türkkan'ın "Ani'de namaz, Akdamar'a Haç" yazısı...
Hafta sonları yazı günüm değil. Ancak dün Kars programı nedeni ile cuma yazmayıp, cumartesi günü, Ani Harabeleri’nde Fetih Camii’ndeki Cuma namazı ve bu programla ilgili izlenimlerimi de aktarmak istedim.
Geçen hafta kendisini ziyaretimde, Ani Harabeleri’ne birlikte gideceğiz dediğinde MHP Lideri Bahçeli, gerçekten heyecanlanmıştım.
Kars’a daha önce gelmiş olmama rağmen, buraya gelmek nasip olmamıştı.
Kars ile Ani Antik Kent’in arasında 40 km bir mesafe var.
Yolumuzun üstünde Subatan Köyü var. Ermeni Mezalimi sırasında en çok Müslüman Türk’ün katledildiği köylerden biri.
Burada katledilen Müslüman Türklerin anısına bir Şehitlik Anıtı dikilmiş.
Antik Kent’e ulaşmadan bir iki kilometre kala Ani Köyü var. Köyün kadın ve çocuk mukimleri yolumuzu kesip, köyde sularının olmadığını, susuzluktan sefalet içinde yaşadıklarını anlattılar bize.
Yol üzerinde dikkatimi çeken en önemli manzara; kadınların ve çocukların tamamı, yol kenarında durup konvoya “Bozkurt” selamı ile hoş geldiniz demeleriydi.
Yol boyunca yoğun yağan yoğun yağmur, namaz saati geldiğinde Allah’ın bir hikmeti olmalı, birden kesildi.
Fetih Camii’ne namaz için girdiğimde, tüylerin diken diken oldu.
Allah’ın huzuruna durduğum bu kutsal mekân, Anadolu’yu Türk ve Müslüman yapan Alparslan’ın Anadolu’da ilk Cuma namazını kıldığı yerdi.
Bunu düşünmenin bile nasıl bir duygu yoğunluğu yaşattığını, kelimelere dökmekte zorlanır bu fakir
Alparslan’ın ruhunun da bizimle burada o anda saf tuttuğunu hissettim.
Cenab-ı Allah nasip etti, bir defa anam ve babamı da alarak Hac'ca gittim. Bazılarında evlatlarımla birlikte olmak üzere onbir kez Umre ziyareti yaptım.
Hz Muhammed’in huzurunda, Ravza-i Mutahhara’da ve Kabe’de Beytullah’a yüz sürerek namaz kılma hazzını yaşadı şu fakir.
Her defasında da hıçkırarak bitirdim dualarımı.
Burada bu kez Ecdadımın ruhu ile, dünyaya İslamiyet’i yayan Ecdadımın ruhu ile saf tuttuğumda da aynı hadiseyi yaşadım.
Binlerce defa hamd ediyorum Yüce Yaradan’a.
Fetih Camii’nin terk edilişine, bakımsızlığına ağladım bir kez de.
Kapı yok, pencere yok, içeride duvarlarda bazı anlamsız yazılar, terk edilmiş, mahzun Fethiye Camii’ne sahip çıkamayan tüm yöneticilere yazıklar olsun.
Anadolu’yu bizlere vatan yapan Alparslan’a da mı saygımız yok?
Kilise onarımları için bütçelere ilave ödenek ayırmakta adeta yarışan Hükümet’e sesleniyorum buradan.
Ecdada sahip çıkmak özde olmalı, sözde değil.
Gelin hiç vakit kaybetmeden bu ayıbınızı bir an önce kapatın.
Vicdanları yaralayan bu ayıp, Ecdadımızın torunları olarak bize hem bu dünyada hem ahrette azap getirir.
Mahzun Fethiye Camii’ni onarın, imar edin, ibadete hazır hala getirin.
Kadersizliğe bakın ki; bizler anlattığım halde bulunan mahzun Fetih Camii’nde namaza dururken, aynı saatlerde Hükümetimiz Akdamar Kilisesi’nin eksik olan Haç’ını dikmekle meşguldü.
Müslümanlarla adeta inatlaşır gibi yapılan bu hareket, sınırında bulunduğumuz Rus Hükümeti tarafından yapılmadı.
İslamiyet konusundaki hassasiyetleri ile övünen, iktidardaki AKP Hükümeti, bu Haç’ı oraya diktiğini bütün dünyaya gururla duyurdu.
Bu konuda yorum bile yapmak istemiyorum.
Allah hidayete erdirsin.
Allah ıslah etsin.
Ne diyeyim.