Ayhan Bilgen Kars’ta!

Kars Belediye Başkanlığı görevindeyken Kobani olayları iddiasıyla tutuklanan ve cezaevinden çıkmasının ardından HDP’den istifa eden Ayhan Bilgen’in kurduğu Türkiye'nin Sesi Partisinin İzmir’den sonra Kars teşkilatını da oluşturdu.

Volkan KARABAĞ

SES Partisi’nin kurucusu Ayhan Bilgen, memleketi Kars’ta partisinin il binasında basın toplantısı düzenledi. İl Başkanı Sedat Cihangir ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte gazetecilere açıklamada bulunan Bilgen, Kars’ın siyasetinin sadece Kars’ı değil aslında Türkiye’nin büyük şehirlerini de belirleyecek potansiyele sahip olduğuna vurgu yaptı.

Göçmenlerin ve sığınmacı mültecilerin Türkiye için bir tehdit olduğunu söyleyen Bilgen, “Ne yazık ki birtakım siyasi partiler bu konuda gerçekten çözüme odaklı bir siyaset tarzını önermek yerine gerçeklikten kopuk insan hak ve özgürlüklerini yok sayan bir yaklaşım sergiliyorlar. Suriye’de barışı savunmuyorsanız, Suriye’de istikrarı, Suriye’de savaşın bir an önce bitmesini savunmuyorsanız göçmenlerin geri dönüşünü de savunmamış olursunuz. Çünkü geri dönüş ancak o ülkelerde bir an önce barışın olması ile mümkündür. Elbette ki herkes kendi ülkesinde yaşamalıdır, elbette herkes kendi ülkesinde huzur ve güven içerisinde insanca yaşanabilir koşullara kavuşmalıdır. Biz Türkiye’de mülteci ve geçici sığınmacı sorununun Türkiye’nin geleceği için ciddi bir risk içerdiğini düşünüyoruz ama bunu hamasetle, sloganla değil gerçekten çözüm odaklı siyasetle başarabiliriz. Türkiye siyasetinde göçmenlerin geri dönüşüne dair somut öneriler yapmak yerine toplumsal gerilimi tırmandıracak, toplumda çatışma potansiyelini yükseltecek yaklaşımlar sergileniyor. Bu Türkiye içinde büyük bir tehdittir, bölgesel barış içinde büyük bir risktir. Türkiye’nin geleceğinde Türk Kürt geriliminden, Alevi-Sunni geriliminden daha büyük tehdit oluşturan konu artık Türkiye'de geçici sığınmacılarla, göçmenlerle Türkiye toplumlu arasında yaşanacak muhtemel çatışmalardır. Her kıvılcım, her gerilim özellikle çok yoğun göçmen alan şehirlerde her an patlamaya neden olabilir, büyük bir toplumsal çatışmaya dönüşme potansiyeli taşıyor. Dolayısıyla bu sorunu hem bir güvenlik sorunu olarak ele almak hem de insan hakları bazlı Ortadoğu'da barışçıl politikalarla çözmeye odaklanmak gerekiyor, yönetilemeyen her sorun ülkeyi tehdit eder. Türkiye'de ne yazık ki siyaset kısır çekişmelerle, küçük ayak oyunlarıyla, kişisel kariyer hesaplarıyla, hamasetle ve sloganda yürüyor. Bunun bedelini de bütün Türkiye toplumu ödemek zorunda kalıyor.” dedi.

“Türkiye’yi yönetmek istiyorsanız Cumhurbaşkanlığı seçiminde iddianız olacak” diyen Bilgen açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Hem SES Partisinin hem Altınçağ Partisinin teşkilatlarının 1 aylık bilançosu 20 civarındadır. Biz bu ay içerisinde yani Mayıs ayı sonuna kadar teşkilatlanma sınırını geçeceğimizi düşünüyoruz. Yani başka partilerin bir yılda tamamladığı süreci biz iki ay içerisinde bitirmeyi hedefliyoruz. Türkiye’de yani muhtemel bir erken seçim durumunu da dikkate alıyoruz, elbette bizim kendi teşkilatlanma çabamız zamanında yapılacak bir seçim durumunda bir risk içermiyor. Yani ilçe, il kongrelerimizi Haziran ayında başlatıp, Temmuz ayında da büyük kongremizi yaparak seçime girmeye hazır parti pozisyonu yakalayacağız. Ama bir erken seçim olma ihtimaline karşı da başka tedbirler düşünüyoruz, seçime girme hakkı olan bazı partiler ile görüşmeler yapıyoruz, önümüzdeki günlerde bu konuda da somut gelişmeler olacağını düşünüyoruz. Yani biz hiçbir ihtimal bırakmayacağız seçime girmeme konusunda. Her riski dikkate alarak mutlaka ilk seçimlere hem milletvekili seçimi hem Cumhurbaşkanlığı seçimine girme üzerine plan yapıyoruz. Muhalefetin çok sıkça gündeme getirdiği Parlamentoda yeterince etkin işlevsel çalışma yapılmadığı, yapılamadığı iddiası bir anlam içeriyor o da şu; Türkiye’yi yönetmek istiyorsanız Cumhurbaşkanlığı seçiminde iddianız olacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir iddianız yoksa o zaman sadece mecliste milletvekillerimizle temsil edilmiş olacaksınız, siyasi partiler kurulurken ülke yönetme iddiasıyla kururlar ülke yönetmek iddiasıyla kurulurlar yoksa sadece meclise milletvekili sokmak, sadece birkaç kişiyi milletvekili yapmak iddiasıyla kurulmuşlarsa yani kendi programları yoksa, söyleyecekleri sözleri yoksa, Türkiye’yi nasıl yöneteceklerine dair bir kararlı tutumları yoksa zaten o siyasi parti sadece başka amaçlar için araçsallaştırılıyor demektir. Biz cumhurbaşkanlığı seçiminde de hazırlıklarımızı tamamlayacağız ve 100 bin imza toplama yoluyla seçime girme hakkını elde edeceğimizi düşünüyoruz, hem de örgütlenme, teşkilatlanma barajını  41 3’te 1 ilçeyi çok kısa süre içerisinde tamamlayarak milletvekili seçimi ne de girme hakkını elde edeceğiz.”

Partilerinin logosunun DSP ile benzer olması nedeniyle davalık olan Bilgen gerekli düzeltmeyi yaptıklarını da ifade ederek, “Altınçağ Partisiyle birleşme sürecimiz ile birlikte iki parti yeni bir isim kısaltma SES Partisi olmak üzere “Türkiye’nin Sesi Altınçağ Partisi” olarak hukuki sürecini tamamladı. Biz Anka kuşu olarak amblemimizi değiştirdik, 5 yıldızlı Anka kuşu küllerinden doğmayı temsil eder, aynı zamanda iki el biçiminde karşılıklı buluşan iki el toplumsal barışı temsil eder ki bizim güvercini tercih etme sebebimiz de oydu. 5 yıldız da parti programımızdaki 5 ilkeyi ifade ediyor. Yani özgürlüğü, eşitliği, demokrasiyi, hukuk devletini ve dayanışmayı ifade ediyor. Dolayısıyla bizim amblem sorunumuz yok, biz bütün sorunları siyasetin konuşarak çözebileceği kanaatindeyiz, bunun için bir hukuki sürece bizce gerek yoktu. Siyasetçiler kendi aralarındaki sorunları sulh içerisinde, konuşmakla, diyalogla çözemiyorsa ülke sorunlarını hiç çözemezler. Biz bu olgunluğu göstereceğimizi başta ifade etmiştik, gereğini de yaptık. Yeni amblemimizi tüzük değişikliği ile birlikte Yargıtay’a temsil ettik, önümüzdeki günlerde muhtemelen inceleme yapıldıktan sonra bu problem tümüyle ortadan kalkmış olacak.” diye konuştu.

Açıklamaların ardından Bilgen partililerle basına kapalı toplantı yaptı.