Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının 105. yıldönümü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor

Azerbaycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını kazanmasının 105. yıldönümü Kars’ta da çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.

Azerbaycan Kars Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen kutlama etkinliğinde konuşan Başkonsolos Nuru Guluyev ve Kars Valisi/Belediye Başkanı Türker Öksüz, her zaman olduğu gibi ‘İki Devlet Bir Millet’ vurgusu yaparak Azerbaycan ve Türkiye’nin birlik ve beraberliğine dikkat çektiler. 

Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guluyev ve eşi Aida Guluyeva’nın ev sahipliğinde Grand Ani Otel’de gerçekleştirilen kutlama programında, iki ülkenin milli marşları okundu. Başkonsolos Nuru Guluyev ve Kars Valisi/Belediye Başkanı Türker Öksüz’ün konuşmalarının ardından Harmoni Enstrümantal Müzik Gurubunun yemek eşliğinde konser dinletisi geceye renk kattı.

Kutlama programına Kars Valisi/Belediye Başkan Vekili Türker Öksüz, Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guluyev, 14.Mkz.Piy.Tug. Kom. Tuğgeneral Hakan Tunç, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Hüsnü Kapu, İl Jandarma Komutanı Albay Hıdır Ayçiçek, İl Emniyet Müdürü Yavuz Sağdıç, daire müdürleri, davetliler ve başkonsolosluk personeli katıldı.

GULUYEV, “28 MAYIS 1918 TARİHİ, AZERBAYCAN’IN BAĞIMSIZLIK TARİHİNİN ALTIN HARFLERLE YAZILDIĞI GÜNDÜR”

Kutlama programında konuşan Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guluyev, 28 Mayıs 1918 tarihinin Azerbaycan’ın bağımsızlık tarihinin altın harflerle yazıldığı gün olduğunu söyledi.

Maalesef bu Cumhuriyetin sadece 23 ay yaşayabildiğini hatırlatan Başkonsolos Guluyev ”28 Mayıs 1918 aynı zamanda Müslüman Doğu’nun ilk Demokratik Cumhuriyeti olarak kabul edilen, bağımsızlık meşalesinin yakıldığı gündür. 1920 yılının 28 Nisan’da da Sovyet ordusunun 11’inci Kızılordusu Bakü’ye girerek ülkemizi işgal etti. Ama biz o günden bu güne kadar bağımsızlığımızda asla vazgeçmeyerek bağımsızlık aşkını ve milli değerlerimizi kalbimizde yaşatarak bekledik. Ama Ulu Öder Haydar Aliyev’in de dediği gibi o bağımsızlığı kazanmak kolay ama koruyabilmek çok zordu’ Sovyetler Birliği döneminde 15 cumhuriyet arasında Azerbaycan en son sırada yer almasına rağmen yaşamını 1969 yılına kadar böyle sürdürebilmişti. Ama Türk dünyasının ulu önderi Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyetinin kuru sene dünyaya gelen ulu önderimiz Haydar Aliyev 1969 yılında Azerbaycan’ın ilk Cumhurbaşkanı olarak başa geldi. Atatürk’ün başlattığı büyük ve güçlü Türk Dünyası siyaseti Haydar Aliyev’in siyasetinde devam etti.” Dedi.

KARS ANTLAŞAMASI ŞUŞA ANTLAŞMASI İLE DAHA DA GÜÇLÜ HALE GELDİ

Dildiğiniz gibi Atatürk Azeraycan’ın Özerk Cumhuriyeti Nahçıvan’ı Türkiye’nin en zor dönemlerinde ciddi paralar ödeyerek alıp topraklarımıza katmıştır. Bu da geleceği gören Atatürk’ün siyaseti bugün de önemini korumaktadır. Topraklarımızı işgalden kurtardık ve bu karayolunun devam etmesi için Zengezor Koridorunun açılmasına ihtiyacımız var. 1970 yılında Sovyetler Birliğinde sadece Türk Müslüman Azerbaycanlı Haydar Aliyev idi ve Ermeni unsular daha çoktu. 1970 yılında Ermeniler tarafından destek gören insanlar Sovyetler Birliği yönetimi karşısında Kars Antlaşmasını iptal etmek için büyük çaba harcadı. Amaçları Kars Antlaşmasını iptal ederek diğer bölgeleri de işgal etmek istiyorlardı. Haydar Aliyev Kars Anlaşmasının iptal edilmesine müsaade etmedi ve 1992 yılında Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanıyken İstanbul’a gelerek Kars Antlaşmasını yenilemiş oldu. Kars Antlşaması şu anda Şuşa antlaşması ile daha da güçlü bir durumdadır. Sayın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bir beyanname imzaladılar. Kars Antlaşması sadece Nahçıvan’ın garantörlüğü, Şuşa Antlaşması da Azerbaycan İle Türkiye’nin daha da bütünleşmiş olduğunu sağlamış oldu.

91’den sonraki son dönemlerde Haydar Aliyev ikinci kez Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk önce Türkiye ile ilişkileri kurdu. Sayın Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev de bu siyaseti devam ettirmektedir. Bugün Türkiye ile Azerbaycan birliği en zirvesine ulaşmış durumdadır. Ama Türkiye ile Azerbaycan’ın birliğini çekmeyenler bundan korkanlar bu ilişkiye zarar vermek için akıllarına gelen her şeyi yapmaya devam ediyorlar. Bursa’da oynan futbol maçında Azerbaycan bayrakları Azerbaycan’ı küstürme ve kışkırtma adına çöp kutusuna atıldı. Ama devlet başkanlarımız bunları aşmasını bildiler. Bu ilişkileri bozmak isteyen çok kimse var ama biz birbirimize öyle bağlıyız ki bizi ayırmaları mümkün değil. Dosalarımızla olan bu birlik ve beraberliğimiz düşmanlarımıza acı vermeğe devam ediyor. Fakat bu son dönemlerde görüyoruz ki bazı günler Azerbaycan’ı Türkiye’den ayırmak ve Azerbaycan’ın Türkiye’nin dışında bırakmak için ellerinden gelin yapanlar var.

ZENGEZAOR KORİDORU YA AÇILACAK YA AÇILACAK!

Zengazor Koridorunda bu kadar çaba ve çalışma boşuna yapılmadı. Türk devletlerinin birbirine destek olmak ve birbirinde bağlı olması adına açacağımız Zengezor Koridoru Türk Dünyasının şah damarı olacaktır. Ama görüyoruz ki bunun önüne geçmek isteyenler ve kestirip atmak isteyenler var. Üzülerek söylüyoruz ki Türk dünyasında da Türkiye’mizde de bu düşünceye sahip insanlar var. Bu demektir ki Türkiye’yi Azerbaycansız, dolayısıyla Türk Dünyasız tek başına bırakmak isteyenler var. Birilerine muhtaç etmek isteyenler var. Biz bunlara müsaade etmeyiz. Devlet başkanlarımız, halkımız, ordularımız olsun bunlara müsaade etmeyiz. Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev, “Zengezaor Koridoru ya açılacak ya açılacak” dedi. Bunun için de her şeyi yaptık, yapıyoruz ve yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan işgalden kurtardığımız Cebrail Bölgesine geldiğinde kara ve demir yolu inşaatlarında incelemelerde bulundu. Şu anda karayolunun yüzde 70’i, demiryolunun ise yüzde 40’ı ardık hazır durumdadır. En kısa zamanda bunları bitirmiş olacağız. Ve son zamanlarda Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımızın açılamasına göre; hem Avrupa’da hem Moskova’da görüşmeler olacağını bekliyoruz. Her şey bu yolun açılması içindir. Dolayısıyla sadece Türkiye ve Nahçıvan değil Azerbaycan üzerinden de Türk Dünyasının birleşmesi söz konusudur. Zengezor Koridoru Çin’den başlayarak çok uzaklara kadar giden bir İpek yoludur. Bu ipek yolunu yanlış anlayanlar olabilir ama asıl ipek yolu budur. Hem Türk Dünyasına ekonomik, siyasi ve askeri olarak önemli bir ipek yoludur. Biz Cumhurbaşkanlarımızın arkasında durdukça devletlerimiz güçlü olur, evlatlarımız da rahat yaşar.

ERMENİLER BU SAATTEN SONRA ŞUŞA’NIN BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZ OLDUĞUNU DİLE GETİRDİLER

Azerbaycan 2020 yılında Türkiye’mizin manevi desteği ile 44 günlük vatan muhaberesi ile topraklarımız Ermeni işgalinden kurtardı ve geri aldı. Devlerimiz ordumuzu güçlü kılarak bugünlere getirdi. Türkiye de eğittiği subaylarla, pilotlarla, doktorlarla, mühendislerle destek verdi. Halkımız da ordumuzu ve devletimizi güçlendirdi ve hep birlikte ayağa kalktık. Halkımız asker olmak için askerlik şubelerine koştu. Azerbaycan Müslüman bir toplumdur. Karabağ’ın işgal edildiği bölgede 67 camimizin 65’i yıkıldı, 2 camimiz yıkılmadı. Bunlardan birini maalesef Müslüman olan yani sözde bizden olan bir ülke kendi ismi ile Müslüman ismiyle değil kendi ismiyle değil restore etti. Diğer camimi ise yıkılmadı. Onun da minaresini askeri yön olarak kullandılar. Şu anda o da her yıkılabilecek bir haldedir. Yıkılmış camilerimizin yakılmayan taraflarına da ahırlara dönüştürerek içerisinde domuz yetiştirdiler. Bunu gören diğer Müslüman komşularımız ise buna göz yumdular. Ama biz Şuşa’da bu saatten sonra Ermenilerin sınırlarının bizim kırmızı çizgimiz olduğunu dile getirdiler. Bu nasıl bir komşuluk nasıl bir Müslümanlıktır. Bunu dile getirdiğimiz zaman suçlu oluyoruz. Sınırlarımıza asker diziliyor tehdit ediliyoruz. Ama unuttukları bir şey var artık dünya o bu dünya değil! Azerbaycan ile Türkiye’nin birlik ve beraberliği öğle güçlenmiş ki kimse bize zor ve güç dili ile konuşamaz ve bizimle hesaplaşmak zorundadır. Bu gücümüzü bize göre kıskananlar var. Ülkelerimize sahip çıkmamız bizim en önemli görevlerimizdir. Dünyada artık güçler dengesi değişmiştir. Bu güçler dengesinde Türkiye ve Azerbaycan’ın önemli bir yeri vardır.“ dedi.

VALİ TÜRKER ÖKSÜZ “TÜRKİYE - AZERBAYCAN’IN İLİŞKİLERİ ÇIKARLAR ÜZERİNE DEĞİL, KARDEŞLİK ESASINA DAYANIR”

Kars Valisi/Belediye Başkan Vekili Türker Öksüz de yaptığı konuşmasında Türkiye ile Azerbaycan’ın ilişkilerinin çıkarlar üzerine değil, kardeşlik esasına dayandığını söyledi.

Konuşmasında kardeş Azerbaycan’ın, asrın felaketi olarak nitelenen ve büyük yıkıma yol açan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinde de ülkemize yardım elini ilk uzatan ülke olduğunu hatırlatan Vali Öksüz, Azerbaycan’ın gerek arama- kurtarma gerekse insani yardım konularında büyük yardımlarda bulunarak, kara gün dostu olduğunu bir kez daha göstermiş olduğunu ifade etti.

Türkiye ve Azerbaycan’ın her alanda olduğu gibi Karabağ’da da verdiği haklı mücadeledeki dayanışma, yardımlaşma ve işbirliğinin takdire şayan olduğunu konuşmasında dikkat çeken Kars Valisi Türker Öksüz şu ifadeleri kullandı:

“28 Mayıs 1918’de Tiflis’te Mehmet Emin Resulzade başkanlığındaki Azerbaycan Milli Şurası tarafından ilan edilen ve yaklaşık 2 yıl süren Azerbaycan Cumhuriyetinin bağımsızlığı, ne yazık ki Sovyetlerin işgaliyle son buldu.

Ancak, ecdadın yaktığı bağımsızlık meşalesi, Resulzade’nin"Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez"şiarıyla sürekli canlı kaldı ve nihayet Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla yeniden bağımsızlık ilan edildi. Bu vesile ile Azerbaycan’ın kurucusu kabul edilen Mehmet Emin Resulzade’yi ve bağımsızlık mücadelesi veren tüm kardeşlerimizi rahmetle anıyorum.

Aynı kökten doğan, ortak tarihi ve geçmişi olan dost ve kardeş Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler her zaman çok sıcak ve dostane olmuştur, olmaya da devam edecektir.Bu manada; iki kardeş ülke arasında dostluk, kardeşlik, ticaret, ekonomi, eğitim, kültür, bilim, sağlık, haberleşme, ulaştırma ve askeri olmak üzere gibi birçok alanda işbirliği ve anlaşmalar yapılmıştır.

Türkiye ve Azerbaycan’ın her alanda olduğu gibi Karabağ’da da verdiği haklı mücadeledeki dayanışma, yardımlaşma ve işbirliğimiz takdire şayandır.Şükürler olsun ki 2020 yılında 44 gün süren savaş sonunda Ermenistan tarafından işgal edilen Karabağ geri alınarak şanlı bir zafer kazanılmıştır. Bu zafer, hepimizi mutlu etmiştir, gururlandırmıştır. Zira; her iki ülkenin üzüntüsü de mutluluğu da ortaktır.

Türkiye ile Azerbaycan’ın birbirleriyle yakınlaşması, menfaatlerini koruyarak birlikte hareket etmesi, her iki ülkenin dış politikalarında da öncelikleri halindedir. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin dünyada başka ülkeler arasında eşi, benzeri bulunmamaktadır. Çünkü; Türkiye ve Azerbaycan’ın ilişkileri çıkarlar üzerine değil, kardeşlik esasına dayanır.

Dost ve kardeş Azerbaycan ve Türkiye halkları, merhum Haydar Aliyev'in ifade ettiği “tek millet, iki devlet” sözünü özümsemiş olarak bütün kurumlarıyla beraber güçlenerek geleceğe doğru emin adımlarla yürümektedir ve dünya durdukça da yürüyecektir.

Bu vesile ile Azerbaycan’ın kurucusu, Mehmet Emin Resulzade, Haydar Aliyev ile cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve gerek Azerbaycan’da gerekse Türkiye’mizde bağımsızlık uğrunda canlarını veren tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Dost ve kardeş can Azerbaycan’ın bağımsızlığının 105’inci yılını şahsım ve Karslı hemşehrilerim adına kutluyor, hepinize saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.”