Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, son istihbari bilgiler çerçevesinde Irak'ın kuzeyinde saldırı hazırlığında oldukları belirlenen teröristlere yönelik Pençe-Kartal 2 operasyonu başlatıldığını belirterek, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelenin devam edeceğini söyledi. Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını vurgulayan Akar, Yunanistan'a da, "Yunanlı dostlarımızın, komşularımızın, her seferinde Türkiye ve Yunanistan arasındaki meseleleri sanki Türkiye ile AB, ABD veya başka Avrupa ülkelerindenmiş gibi göstermelerinden vazgeçmeleri lazım. Çünkü bu dil, problemlerin çözülmesine değil yayılmasına sebep oluyorlar. Tehdit dilini bizim kabul etmemiz mümkün değil" mesajını verdi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov, beraberlerinde TSK komuta kademesi ve Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı komutanlarla birlikte Kars'ta düzenlenen Kış-2021 Tatbikatı Seçkin Gözlemci Günü'ne katıldı. Topçu atışları ve zırhlı muhabere araçlarının (ZMA) atışlarıyla başlayan tatbikatta, F-16 savaş uçakları, Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ile yerli taarruz helikopteri Ataklar yer aldı. İHA'lar tarafından düşman unsurlara ait olduğu tespit edilen hedefler iki F-16 ile tam isabetle imha edilirken, SİHA tarafından düşman unsurlara ait olduğu tespit edilen hedef yerli MAM-L mühimmatı ile vuruldu. Yerli taarruz helikopterleri Ataklar da yerli yapım Umtas ve Cirit füzeleri ile tespit edilen hedefleri imha etti. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen projelerde farklı platformlara entegre edilen Sarp Silah Sistemi de tatbikatta kullanıldı. Tatbikatın sonunda TSK unsurları, uçaktan atlayış yaparak Türkiye ve Azerbaycan bayrağı açtı.
Tatbikatın ardından değerlendirmelerde bulunan Bakan Akar, tatbikatların askeri faaliyetler arasında çok önemli bir yer tuttuğunu belirterek, tatbikatların yıllık olarak planlandığını, bir süreç anlayışı içinde hazırlık, planlama, programlama, tatbikatın icrası olmak üzere bir süreçte gerçekleştirildiğini bildirdi. Tatbikatın askerlik anlamında, subay, astsubay ve personelin eğitimi anlamında çok önemli bir yeri olduğunu kaydeden Bakan Akar, tüm meşguliyetlere rağmen şu anda 5-6 alanda operasyon ve harekatlara devam edildiğini, bunun yanı sıra tatbikatların da eğitimde çok önemli bir yerinin olduğunu vurgulayarak, tatbikatları eksiksiz icra etmeye çalıştıklarını dile getirdi. Tatbikatın fiili çalışmalarının ekim ayında yapıldığını, daha sonra da 1 Şubat itibarıyla arazideki çalışmalara geçildiğini anlatan Bakan Akar, "Tatbikatlarda en önemli olan personellerimizin araç, gereç, silah, mühimmatla tanışması, arazi şartlarını anlaması, iklim şartlarına uyum sağlaması ve ortak bekanın, beka tedbirlerinin kullanılabilmesi ve arazideki bazı taktiklerinde verilmesine fırsat vermesi bakımından personelimiz için son derece önemli bir faaliyet" dedi.
Yapılan faaliyetin bir laboratuvar niteliğinde olduğunu, bunun pahalı bir laboratuvar olduğunu söyleyen Bakan Akar, "Çok ciddi emek, çok ciddi enerji, çok ciddi zaman harcandığını, çok ciddi risklerin alındığını, dolayısıyla bu tatbikatlarla azami yararı sağlamak için komutan arkadaşlarımın her türlü tedbiri alması gerektiğini dikkatlerinize sunmak istiyorum. En iyi öğrenme yolu hepimizin bildiği gibi tatbikidir, mutlaka arazide görmemiz lazım, dokunmamız lazım, hava şartlarını yaşamamız lazım, soğuğu, sıcağı, rüzgarı, karı mutlaka görmemiz lazım. Arazinin inişlerini çıkışlarını gerçekten hissetmemiz lazım ki, teorik bilgilerimizi bunlarla pekiştirip, herhangi bir ihtiyaç halinde bu yetilerimizi gelişmiş bir şekilde kullanabilelim. Burada önemli olan bir taraftan kendi içimizde kara, deniz ve hava unsurlarımızın beraber çalışabilmesi, bir taraftan da Azerbaycan gibi dost ve kardeş ülkelerin silahlı kuvvetleriyle iki ülke silahlı kuvvetlerinin beraber çalışabilmesi bizim için önemli bir çalışma sahası. Dolayısıyla bu tatbikatta bu anlamda beraber çalışabilirliğin denenmesi, sınanması bakımından, karşılıklı bilgi-görüş alışverişi yapmak bakımından çok önemli ortamlardır. Bunu da sonuna kadar kullanmaya çalışacağız" diye konuştu.
Her geçen gün TSK'nın asil Türk milletinin büyük fedakarlıklarıyla yüksek teknolojiye sahip araç, gereç, silah ve mühimmat ile donatılmakta olduğunu aktaran Bakan Akar, "Bunları mutlaka görmemiz lazım, bunların etkilerini mutlaka yaşamamız lazım. Gerekiyorsa yeni beslemeler yapmak suretiyle buradaki gelişmeyi sürdürmemiz lazım. Bu tatbikatta bizim için en önemli kazanç Azerbaycanlı kardeşlerimizle beraber TSK personelinin "gece gündüz" demeden yan yana birlikte çalışması ve her türlü konuyu konuşma, geliştirme fırsatı bulmuş olmalarıdır" şeklinde konuştu.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri'nin donanımıyla, nitelikli personeliyle, kendisine verilecek her türlü görevi karada, denizde, havada, kışın, yazın, dağda, ovada yapabilecek güçte olduğunu gösterdiğini kaydeden Bakan Akar, "Ülkelerimizin ve asil milletimizin, Türk milletinin savunması, güvenliği için Türk Silahlı Kuvvetleri'ne, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri'ne herkesin güvenmesi gerektiğini de burada bir kez daha göz önüne sermiş bulunuyoruz" ifadelerini kaydetti.
"Biz gerçekten kederde kıvançta biriz, beraberiz"
Türkiye ve Azerbaycan'ın kardeş olduğunu, bu kardeşliğin sözde olmadığını 44 günlük operasyonun açık bir şekilde gösterdiğine işaret eden Bakan Akar, "Biz gerçekten kederde kıvançta biriz, beraberiz. Bunun için yapılması gereken ne varsa yaptık, yapacağız. Bu konuda da alınması gereken ne türlü risk varsa, bunların hepsini de almaya hazır olduğumuzu bir kere daha gösterdik" şeklinde konuştu.
"Irak'ın kuzeyinde en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar yapmakta olduğumuz mücadele devam edecek"
Başta FETÖ olmak üzere her türlü PKK/YPG, DEAŞ, tüm terör örgütleriyle, bunun yanı sıra tüm tehdit ve tehlikelere karşı mücadeleyi aralıksız sürdürdüklerini aktaran Bakan Akar, "Bu mücadelemiz, azim ve kararlılıkla devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Irak'ın kuzeyinde en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar yapmakta olduğumuz mücadele devam edecek ve inşallah bu terör belasından hem Iraklı kardeşlerimizi hem de ülkemizi kurtaracağız. Bu konudaki çalışmalarımız artan bir şiddet ve tempoda devam etmektedir. Son aldığımız istihbari bilgiler çerçevesinde oradaki terör varlığının devam ettiğini, belirli yerlerde toplandıklarını ve bir saldırı hazırlığında olduklarının istihbarat edilmesinin akabinde bildiğiniz gibi dün gece saat 02.55'ten itibaren Hava Kuvvetlerimizin desteğiyle, Hava Kuvvetleri harekatımızla birlikte Kara Kuvvetlerimizin müştereken yaptığı yeni bir operasyon var; Pençe-Kartal 2 operasyonu başladı, şu anda devam ediyor. Bunun amacı teröristlerin barınaklarını, sığınaklarını başına yıktık. Yeni başlayan bir takım yerlerde toparlanmaya çalışan teröristleri de orada etkisiz hale getirmek suretiyle bölgenin güvenliğini sağlamak. Bölgenin güvenliği derken; bizim için en önemli olan konu ülkemizin, sınırlarımızın ve vatandaşlarımızın güvenliği. Bu harekat dahil diğer harekatlarla alakalı yaptığımız çalışmalarda gerçekten herhangi bir şekilde bizim saklı gizli yaptığımız bir iş yok. Bu dünkü başlayan Pençe-Kartal 2 Harekatı'nı da dost ve müttefiklerimizle koordine etmiş bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.
"Irak'ın toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine saygılıyız"
Bakan Akar, "Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız. Irak'ın siyasi birliğine saygılıyız. Bizim hiçbir şekilde, hiçbir komşumuzun topraklarıyla ilgili hak ve alakalarını çiğnemek gibi bir düşüncemiz asla söz konusu değil. Bizim yapmaya çalıştığımız şey sınırlarımızın güvenliği, halkımızın güvenliği, hak, alaka ve menfaatlerimizin korunması. Bu çerçevede bütün faaliyetlerimizin değerlendirilmesi gerekiyor" açıklamalarında bulundu.
Irak'ta NATO ile birtakım çalışmaların yapıldığını hatırlatan Bakan Akar, şu ifadeleri kullandı:
"Biz bu manada Irak ile olan ilişkilerimizi daha da pekiştirmek, geliştirmek, NATO konusundaki her türlü bilgi ve tecrübelerimizi de paylaşmak suretiyle Irak Silahlı Kuvvetleri'nin daha etkin bir hale gelmesi konusunda bize düşen ne varsa iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde bunları da yapmaya hazırız. Bu konuda ortak eğitim ve tatbikatlar yapılabilir. Ayrıca savunma sanayi, temin, tedarik bakımından alınacak ilave tedbirleri de kendileriyle görüştük, görüşmeye devam edeceğiz."
Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu vurgulayan Bakan Akar, Türkiye'nin hudutlarının güvenliğinin önemine de işaret etti. Türkiye'nin Suriye'de DEAŞ, PKK/YPG'ye gerekli operasyonları yaptığını anımsatan Akar, "Harekatlar, çok şükür başarılı bir şekilde, Mehmetçiğin büyük bir kahramanlık ve fedakarlığıyla icra edildi ve orada terör koridoru parçalandı. Bundan sonra da orada herhangi bir şeklide terör koridorunun inşa edilemeyeceğini, kurulamayacağını herkesin bilmesi lazım" ifadelerini kullandı.
"Türkiye müdahale edip oradaki teröristleri etkisiz hale getirmeseydi Suriye'deki resim çok daha farklı olurdu"
Suriye'de anayasa tartışmalarının yapılmasında, siyasi çözümün, seçimlerin görüşülmesinde Türkiye'nin katkılarının unutulmaması gerektiğini vurgulayan Bakan Akar, "Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türkiye bu bölgeye müdahale edip oradaki teröristleri etkisiz hale getirmeseydi, göğüs göğse mücadele ederek DEAŞ'lı 3 bin terörist etkisiz hale getirilmeseydi, PKK/YPG orada durdurulmasaydı, Suriye'deki resim çok daha farklı olurdu. Ve siyasi çözüm konuşma noktasına gelinemeyebilirdi. Bunda Türkiye'nin etkisi ve katkısı yadsınamaz, çok büyük. Ayrıca, eğer Türkiye bölgede bu varlığını ortaya koymasaydı, özellikle Avrupa'ya olacak mülteci akınının nelerle sonuçlanacağını, ne sonuçlar doğuracağını da herkesin iyi düşünmesi lazım" dedi.
Bakan Akar, Kıbrıs'ta, Ege'de, Akdeniz'de yaşananlara da değinerek, Türkiye'nin kimsenin hakkına göz dikmeden hakkını, hukukunu korumak istediğini, diyalogdan, siyasi çözümden yana olduğunu aktardı. Bakan Akar, "Hiçbir şekilde asil milletimizin zerre kadar dahi hakkının, hukukunun çiğnenmesine müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Bu konuda azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz" diye konuştu.
"Tehdit dilini bizim kabul etmemiz mümkün değil"
Ege konusunda istişari görüşmelerin başladığını hatırlatan Bakan Akar, bugüne kadar ikisi Atina'da, biri Ankara'da yapılan güven artırıcı önlemler çerçevesindeki toplantının dördüncüsünün Ankara'da yapılmasının beklendiğini kaydetti. Toplantı için Yunanistan'ı davet ettiklerini, bu toplantının yapılmasıyla daha iyi bir diyalog ortamının doğacağını değerlendirdiklerini dile getiren Bakan Akar, "Bölgede Yunanlı komşularımızın gerilimden uzak durması, gerilimi artırmaması, gerilimi artırıcı, tırmandırıcı dil kullanmamaları lazım. Yunanlı komşularımızın bu tehdit dilinden vazgeçmesi, tehdit diliyle bugüne kadar hiçbir yere varamadıklarını görmeleri lazım. Yunanlı dostlarımızın, komşularımızın, her seferinde Türkiye ve Yunanistan arasındaki meseleleri sanki Türkiye ile AB, ABD veya başka Avrupa ülkelerindenmiş gibi göstermelerinden vazgeçmeleri lazım. Çünkü bu dil, problemlerin çözülmesine değil yayılmasına sebep oluyorlar. Tehdit dilini bizim kabul etmemiz mümkün değil. Bu tırmandırıcı dilden uzaklaşmaları lazım" aktarımında bulundu.
Yunanistan'ın silahlanma yarışına girmesinin iyi komşuluk ilişkileriyle bağdaşmadığını söyleyen Bakan Akar, bunun tehdit unsuru olarak kullanılmaya çalışıldığını bildirerek, bunlarla Türkiye'nin hiçbir şekilde susmayacağının bilinmesini istedi. Türkiye'nin Kıbrıs'ta garantör bir ülke olduğunu anımsatan Bakan Akar, Türkiye'nin bu hakkından vazgeçmeyeceğini, bu çerçevede Kıbrıslı Türklerin haklı davalarının yanında olmaya devam edileceğini vurguladı.
"Yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği"
Azerbaycan Savunma Bakanı Zakir Hasanov ise, gerçekleştiği konuşmada Türkiye ile tatbikat yapmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını söyleyerek, tatbikatın iş birliği ve koordinasyonu sağlamak, derin kar ve şiddetli soğuklarda harekat imkan ve kabiliyetlerini denemek amacıyla yapıldığını bildirdi. Hasanov, "Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordularındandır. Kardeş ülke ile güçlü bir işbirliğimiz var. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tecrübelerinden faydalanmak bizim için önemli" ifadelerini kullandı.
Azerbaycan ve Türkiye arasındaki tarih, din ve medeniyetin iki ülke arasındaki köklü bağları teşkil ettiğine değinen Hasanov, Haydar Aliyev'in "Tek millet iki devlet" ifadelerini hatırlatarak, "Türkiye-Azerbaycan ilişkileri, bugün de devlet başkanlarımızın rehberliğinde umutla devam etmektedir. Azerbaycan ile Türkiye arasında alakaların ve kardeşliğimizin devam etmesinde devlet başkanlarımızın katkısı büyük" değerlendirmesinde bulundu.
Azerbaycan'ın 44 günlük muharebede Ermenistan'ı mağlup ederek işgale son noktayı koyduğunu anımsatan Hasanov, Türkiye'nin her zaman Azerbaycan'ın yanında olduğunu söyleyerek, "Muharebe zamanında Türkiye politikasını çizdi ve bizim yanımızdaydı. Siyasi, manevi ve diplomatik desteklerle yanımızda oldu. Türkiye'nin bu tutumuyla dünyaya şu mesajı verdi: "Türkiye Azerbaycan'ın yanındadır." Bütün dünya bir daha gördü ki Türkiye-Azerbaycan birliği, kardeşliği sarsılmazdır ve ebedidir" dedi.
Türkiye'nin yanlarında olmasının kendilerini daha da gururlandırdığını, güç verdiğini dile getiren Hasanov, şu ifadeleri kullandı:
"Biz bu güçten istifade ederek işgal altındaki topraklarımızı işgalden azad ettik. Azerbaycan halkı bunu çok kıymetlendirdi. Türkiye'nin bize verdiği büyük destekten dolayı teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. Azerbaycan ve Türkiye askerleri, Azadlık Meydanı'ndan zafer geçidinden geçtiler. Bu tarihi günde Azerbaycan halkı da Türkiye ve Azerbaycan bayraklarıyla desteklerini göstermiştir. Kış tatbikatımızın da başarılı, hayırlı geçmesini temenni ediyor ve hepinizi tebrik ediyorum. Eminim ki kardeşliğimiz, birliğimiz, ilişkilerimiz böyle devam edecek. Yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği."