Cumartesi (6 Ağustos 2011) günü iftar yemediğinde, “Artık sabrın son anlarına geldik” tümcesinden sonra, “Suriye konusunu bir dış mesele olarak, bir dış sorun olarak görmüyoruz. Suriye meselesi bizim bir iç meselemizdir” diyen Başbakan’a şaşıp kalıyorum!
Bir Başbakan’ın, komşu ülkelerden birinin iç sorununu, kendi ülkesinin iç sorunu görmesi, bunu da dünya kamuoyu önünde seslendirmesi doğru mu, etik mi?!
Değil…
Değil ama… Yapılana ne demeli, ne ad koymalı?!.
Bilemem!.. Ama… Devletlerarası hukuka ve devlet adamlığı erdemliğine “şık” düşmediği bir gerçek ve yadsınamaz!
….
Bildiğiniz gibi, iki haftadır memleketim Kars’tayım.
Dış siyasada, az yukarıda vurgulamaya çalıştığım yanlış söylemleri eden Başbakan’ın, “ucube” diyerek, yıkılması emrini verdiği “İnsanlık Anıtı” alanına, iki hafta boyunca başımı çevirip bakmadım. Bakacağımı da sanmıyorum! İçim yanıyor ve hemşerilerime kırgınım. Sanata saldırı olurken “sessiz kalmak”, saldırganların saldırganlığıyla eşdeğerdedir!
….
En çok da, Başbakan, “Yıkılacak” dediğinde, “İnsanlık Anıtı’nın jet hızıyla yıkımını ihaleye çıkaran ve yıktıran Kars’ın AKP’li Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş’a kırgınım!
Başkan Bozkuş, zaman yitirmemiş, büyük bir iştahla yıkımı yapmıştı!
Sanata böylesine düşman kesilmek, kabul edilir değildi!..
….
Başkan Bozkuş, partisi AKP iktidarının yapa geldiği “düble yol”dan etkilenmiş olacak ki, kent içinde asfaltlama çalışmalarını başlatmış.
İyi de yapmış…
Araları kumla doldurulmuş taşlı yollar, Kars’ın adını “toz kent”e çıkartmıştı.
Kars, bu çalışma ile tozdan kurtulacak, Karslı toz yutmayacak…
….
Kent içi yolları asfaltlatan Başkanı Bozkuş, aynı duyarlılığı, Kaleiçi Mahallesi’nden geçen kanalın yaydığı kokuyu gidermede göstermiyor!
Beş kilometrelik kanalın iki yanındaki konutlarda oturanların, gün boyu pis koku ile yaşamaları çok ciddi bir sorun! Ama Başkan başı çevirip bakmıyor!
“İnsanlık Anıtı”nın yıkımında zaman yitirmeyen ve kolları sıvayan Başkan Bozkuş, çevreye pis kokular yayan “kanal”a neden ilgisiz?!
Anlamakta zorlanıyorum!..
Çevreye pis kokusuyla sağlıksal tehlike de saçan o kanalın kenarında oturan bir vatandaşın, asfalt çalışmalarına hayran hayran bakıp “Belediye Başkanımız çalışıyor canım… Helal olsun…” demesini de!..
….
İnşaat malzemeleri satan genç hemşerimin söyledikleri beni kaygılandırdı, kara kara düşündürdü!
Genç hemşerime, batı illerimizden birine yerleşen dayısı demiş ki:
“Yeğenim, Türkiye’de garip şeyler oluyor. Kars’a yatırıp yap ama başka yerlere yap. Türkiye’nin değişik illerinde mal mülk al. Bir yere takılıp kalma. Ne olur, ne olmaz…”
İçime oturdu!
Vatandaş böyle düşünmeye başladıysa, çok ciddi sıkıntıyla karşı karşıyayız, demektir!
İktidarı muhalefeti, aydını yazarı-çizeri herkesin bu ulusal gerçeği dikkate alması gerekir! Başka seçenek yoktur!
Vatandaşı, geleceğe böylesi karamsar bakıyorsa, gelecek umudunu yitirip kendine özgü önlemlere başvuruyorsa, o ülkenin yarını karanlıktır!
Yanılıyorsam, beni uyarın!
Yanılmıyorsam, şapkamızı önümüze koyalım, düşünelim ve çözüm bulalım!
Başta da, komşu Suriye’nin içişlerini, “içişlerimiz” sayan Başbakan!..
bakikarakol@hotmail.com