İşte Cahit Kılıç'ın “Eleyez’e ve Eleyez'in dört bir yanına adadım ben bu bayramı...” dediği “Özgür ve Esir Yurdum: Bayramın Bayram Ola!" Yazısı…
Hamaset nutukları atmak, hamasi yazılar yazmak benim kârım değil. Elimden de gelmez, istesem de beceremem...
Ancak...
Aidiyetini taşıdığım milletime ve ete, kemiğe, kana büründüğüm topraklara borcum var. Onları yazmak, elimden geldiğince şiirsi bir biçimde, destansı bir güzellikte yazmak benim vazifemdir...
***
Özgür ve esir toprakların koyun koyuna yattığı bir çizginin özgür yakasında doğmuşum ben... Ve bencileyin niceleri...
Bencileyin nicelerini bilmem ama benim hasretim çekilecek dert değil...
Hasretiyle yandığım oralar, benim dünyaya ayak bastığım ”kara”dır, esareti ve hasreti yüreğimde “yara”dır.
Ağaçları Elif’imdir, Dal’ımdır. Yaprakları “Ayın”ımdır, “Zal”ımdır...
Arza sığmaz büyüklükte "Cim"dir oralar, ben karnında noktayım...
***
Siz, ister Alagöz, ister Elagöz, ister Alayöz, ister Elayöz, ister Eleyez diye telaffuz edin... Ben, Eleyez diyorum...
Eleyez’in batısında, dünyaya hem yukarıdan hem de aşağıdan bakan cennete bedel toprakların, Ağbaba’nın, Şöreğel’in çocuğuyum ben...
***
Bacıoğlu’ndan Soskert’ine, İbiş’inden Dilan’ına...
Uzunkilise’den Möküz’e, Seydi’ye, Cebeci’ye Koçköy’e, Meydancık’a kadar...
Atlarla Arpaçay’a, kızaklarla Kızılçakçak’a karları yara yolculukların kimi gün süvarisi, kimi gün sürücüsü, kimi gün yolcusu...
Kızılçakçak treninin çocuk ve genç müdavimi...
Karlı ve tipili yolların bir eli tetikte yürüyen korkulu-korkusuz piyadesi...
Napoş’ların, simsiyah aslan yeleli Yıldızların süvarisi...
Kotanların mejgâlı, hodağı... Tarlaların, harosların, çayırların, kırların, seylapların, şelalelerin, çağlayanların koşup oynayan, ekip biçen çocuğu olarak: Köy kültürüyle yoğruldum ben...
***
Yeni Mahalle’nin köyden yeni gelmiş mahcup çocuğu...
Okul harçlığını biriktirip Çaylak’ın çocuklarına ilk meşin topu alan “gada”...
Kışın karlı, baharın çamurlu yollarında Çaylak ile Alpaslan Lisesi arasında mekik dokuyan velet...
Alpaslan Lisesinin taş binadaki uzun koridorundaki meşhur tozla birlikte kültür yutan talebe...
İstiklâlî Millî Cadde’nin ele avuca sığmaz çocuğu...
Sinemaların kayıtsız şartsız müdavimi...
Sarı kırmızı formalı 30 Ekim’in ateşli taraftarı... Kaleci Sarı Adil’in, Kambur İsmail’in, Sivri burunlu Kadri’nin hayranı...
Muhammed Ali âşığı... Metin Oktay vurgunu...
Taşlı Harman’dan Yirmidokuz’a, İstasyondan Yeni Mahalle’ye, Ortakapı’dan Gölyeri’ne, Kayabaşı’dan Yusufpaşa’ya, Hastane Yokuşu’ndan Bayrampaşa’ya, Kaleiçi’ne, Sukapısı’na kadar adım basmadık cadde ve sokak bırakmayan “mehle uşağı”...
Velhâsılı kelâm benzeri onlarca kalemin iştirakçısı, şeriki, uygulayıcısı olarak Kars’tan şehir kültürünü öğrendim ben...
"Men, Karslı doğdum, Karslı ölecem gada can..."
***
Bu bayramı Kars’ıma ve havalisine ayırmak istedim...
Eleyez’in doğusuna, batısına, kuzeyine, güneyine...
Özgür Yurdum:
Bacıoğlu, Meydancık, İbiş, Bezirgân, Soskert, Koçköy, Kıraç, Tepeköy, Cebeci, Akbulak, Kızıltaş, Büyük ve Küçük Kımılılar, Uzunkilise, Seydi, Dilan, Hacıpiri, Möküz, Karahan, Ergineler, Şahnalar, Kızılçakçak, Oğuzlu, Büyük ve Küçük Pirveli, Kürekdere, Peldirvan ve Başgedikler taraflarına...
Arpaçay ve havalisine...
Çıldır ve havalisine...
Ardahan ve havalisine...
Iğdır ve havalisine...
Sarıkamış ve havalisine, Digor ve Havalisine...
Eski ve Yeni Bacıoğlu’nda yatan aile büyüklerime...
Yiğit babam merhum Kerim Kılıç’a, eller ağası, âleme açık sofralı dedem merhum Hacı Hüseyin Kılıç’a...
Saydığım yörelerin bütün önde gelenlerine, gelmeyenlerine, kanaat önderlerine...
Kars’a...
Hayatımın bir parçası gibi gördüğüm İstiklâlî Millî Cadde’ye... Kâzımpaşa’ya, Halitpaşa’ya...
Bülbül’den Karadağ’ın yamacına kadar... Kale’den Yeni Mahalle’ye kadar... Millet Bahçesi’den İstasyona kadar Kars’ın bütün mekânlarına, beylerine, hanımlarına...
Işıklı Camii şerifi ahâlisine... Merhum Hacı Ahund Malik Işıklı’ya...
Etnisite ve mezhep farkı gözetmeden, her türlü farklılığı kültürü içinde harmanlayan, Şiîsiyle, Sünnîsiyle her Muharrem ayında Hüseyn-i Şah-ı Kerbela nidaları yükseltenlere..
Şehrin, eski ve yeni bütün kanaat önderlerine...
Esir Yurdum:
Ermeni sınırları içinde: Eleyez Dağı'm, sinemde çapraz dağım. Eski Bacıoğlu, Eski Okçuoğlu, Karammemed, Güllübulak, Karaçanta, Çakmak, Karakilise, Mollamusa, Muğan, Vartanlı, Çobankere, Karanamaz, Mumuhan, Düzkent, Bendivan, Kızılkilise, Balıklı, Çivilli, Tazeibiş, Arpa Gölü ve çevresine, Arpa Çayı ve havzasına ve de daha nicelerine...
Araz'ın kenarına, Kür'ün gırağına...
Türkiye'nin en doğusuna, Azerbaycan'ın en batısına...
Eleyez’e ve Eleyez’in dört bir yanına adadım ben bu bayramı...
BAYRAMIN KUTLU OLSUN BİZİM ELLER!