Sezai Yazıcı Ani Yeraltı Yapılarını Dünya Gündemine taşıdı...
Araştırmacı-yazar, Telekom eski başmüdürü Sezai Yazıcı “Ani’nin Yeraltı Sırları” başlıklı bildirisiyle Gurciyef’in tanıklığı üzerinden Ani’yi dünyanın gündemine taşıdı. Aradan bir yıl geçmeden bu çerçevede Kars Tarih Turizm ve Kültür Derneği ile irtibata geçerek Ani’yi 870 kişi ziyaret etti.
Sezai Yazıcı 14-16 Ağustos 2014 tarihleri arasında Kafkas Üniversitesinde yapılan “I. Uluslararası Ani-Kars Sempozyumuna katılmış Ani’nin Yeraltı Sırları” başlıklı bir bildiri sunmuştu. Bildiri bir anda Ani’ye ilgi duyan çevrelerin dikkatini çekmiş, yurt dışındaki internet sitelerinde, sosyal medyada ve televizyon kanallarında Ani üzerine farklı dillerde onlarca haber ve yayın yapılmıştı. Bunun üzerine farklı ülkelerden 870 kişi Kars’a gelerek Ani’yi gezdiği öğrenildi.
Sezai Yazıcı’nın sunduğu tebliğ 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının ardından ailesiyle birlikte Gümrü’den gelerek Kars’ta Sukapı Mahallesi’ne yerleşen Georgi İvanoviç Gurciyef’in otobiyografisi üzerinden Türkiye’de ilk kez Ani’deki yeraltı yapılarını konu ediniyordu. Bu tebliğin kısa bir özeti farklı dillerdeki internet sitelerinde yayımlanmış, ayrıca konuya yabancı ajanslar ve televizyon kanallarında haber olarak yer verilmişti.
Dünyada, adına yüzlerce vakıf, enstitü ve dernek kurulmuş olan Georgi İvanoviç Gurciyef’in 20. Yüzyılın en etkili insanlarından biri olduğu biliniyor. Kısaca “Manevi Gelişme Öğretisi” olarak tanımlanan Gurciyef’in kurucusu olduğu 4. Yol öğretisi geçtiğimiz yüzyılda ilgi odağı haline gelmişti. Gurciyef’in dünyanın pek çok ülkesinde yüzbinlerce sempatizanı bulunmaktadır. Yazıcı’nın tebliği üzerine Kars’a gelerek Ani’yi gezenlerin Gürciyef sempatizanı olduğu sanılıyor.
Yazıcı’nın sunduğu bildiri öncesine kadar, Ani yeraltı yapılarına ilişkin Türkiye’de tek bilimsel makalenin yayımlanmadığı belirtiliyor. Edinilen bilgilere göre şimdiye kadar bu konu ülkemizde, daha çok bir tahayyül ve tasavvur üzerinden anlamlandırılmıştı. Hiçbir kaynak gösterilmeden yapılan resmi nitelikteki tanıtıcı yayınlarda bile konu abartılı bir biçimde birkaç satırlık genellemelerin ötesine geçmemiştir.
Ayrıca, Ani yeraltı yapılarının tanımlanmasına dönük gerek Nikolay Marr’ın yürüttüğü 1915-1916 yıllarındaki 14. Arkeolojik kazılara katılan St. Petersburg Üniversitesi 8. Yarıyıl öğrencisi David Kipşidze’nin, gerekse 2004 yılında Cenova Yeraltı Araştırmaları Merkezi mağara araştırması arkeolojik görevlileri, Roberto Bixio, Vittoria Caloi, Vittorio Castellani, Mauro Traverso’dan oluşan ekibin yaptıkları çalışmalara ilişkin bir bilgiye Türkiye’de Sezai Yazıcı’nın bildirisinden önce yer verilmediği öğrenilmiştir.
Yazıcı, konuyu Gürcivey’in Ani’deki bir yeraltı manastırında ele geçirdiği mektuplar üzerinden ele alırken, şimdiye kadar bilinmeyen başka bilgilere de ulaştığına Serhat TV’ye verdiği bir mülakatta anlatmıştır. Bu bilgilere göre Yazıcı, Ani yeraltı yapılarının ilk kez 1935 yılında II. Uluslararası İran Sanat ve Arkeoloji kongresinde sunulan bildirilerle kapsamlı olarak Kalantar tarafından tartışıldığının ortaya çıktığını belirtmiştir. Ayrıca Sezai Yazıcı Gürcistan’da ortaya çıkarılan ve 2005 yılında UNESCO tarafından dünya mirası kapsamında koruma altına alınan Vardzia bölgesindeki yer altı yapılarıyla Ani yer altı yapıları arasındaki benzerliklere de dikkat çekmiştir.