Bir kadın tanıdım! Lakin bir şehiri tanıyamadım

Cankat Koca, çekimleri Kars'ta yapılan ve Karslılar'ın büyük tepkisine neden olan "Bir Kadın Tanıdım" dizisi ile ilgi gözden kaçan bir detaya dikkat çekti :

Bu dizi çekilirken, Kars'ta ki bir resmi kurumdan izin alındı mı ?, bu dizinin Kars'ta çekilmesine kim nasıl izin verdi? Senaryoyu Kars'ta kimler okudu ve onayladı ?

 İşte Cankat KOCA'nın ; "BİR KADIN TANIDIM! LAKİN BİR ŞEHiRi TANIYAMADIM..." yazısı... 

Sanatın, her zaman sanat için yapılıyor olarak yola çıkılan bireysel bir hareketle toplumu aydınlatması, toplumun gerçeğine yön vermesi düşüncesindeyimdir... Nitekim sanat yapmaya meyilli, bu amacı benimseyen sanat erbabı önce ele alacağı sanata ne kadar değer katabilirim olgusunu benimsemiş olmalı ve ardından meydana getirdiği eserle vermek istediği mesajı, geleceğe ne bırakacağını tespit etmelidir... Bir eser oluşturulurken bu kaygılar gözetilmiyorsa şüphesiz taşlardan bir veya bir kaçı yerine oturmuyor demektir...

Memleketimizin gündemine bir anda oturan yeni bir dizimiz var artık... ''BİR KADIN TANIDIM''

Yaklaşık 20 gün kadar önce yayıncı kanalda dizinin fragmanını ilk seyrettiğimde içimde hissetiğim duygu yoğunluğunun tarifi pek mümkün değil. Kars bizim her zaman özlemimiz, her zaman onurumuz, sevinç kaynağımız, acısı her zaman içimizde hissedilen, her neşesi her zaman bizi gururlandıran şehrimiz... Ne güzel bir mutluluk ki, şehrimizde biz dizi vücut buluyor coşkusu beni ziyadesiyle heyecanlandırdı.

Uzun yıllar Radyo Sinema ve Televizyon eğitimi almış ve hala hazırda yine bu sektörün içinde mesai harcayan bir Kars'lı olarak elbette yaşadığım heyecanın da yönlendirmesiyle dizinin başlama saatinde televizyon karşısında ki yerimi aldım. Yeni bir yapıtı beğeniye sunacak olmanın kaygılarının bir çoğunu bildiğim için yapımcı ve yönetmen adına ne kadar sancılı bir sürece şahitlik edeceğimin farkındaydım. Zira bu tarz işlerde izleyenler üzerinde ki ilk etki dizinin devamlılığı ve ömrü adına reçetenin yazıldığı anlardır. Çarpıcı bir girişin olabilirliği duygusunda iken dizi başladı...

İlk önce kavramaya çalıştığım, dizinin bir dönem dizisimi yoksa yaşayan zaman içinde mi süregidiyor olduğu idi. Sonra konuyu çözmek adına daha da yoğunlaştım ardından bu belki mesleki bir bakış, görselliği ön plana çıkarmak adına izlemeye devam ettim, sonra yine mesleki bir refleks oyunculuk, seslendirme, kostüm derken dizinin ilk bölümü itibariyle genelini analiz ettiğimi söyleyebilirim...

Dizi bitti kimseyle fikrimi paylaşmadan sadece yapılan sohbetlere tanıklık ettim... Yine yayıncı kanalın, 15 Kasım Salı akşamı bir tekrar daha yayınlayacağı haberini alınca bir kez daha acaba gözden kaçırdıklarım olabilir mi düşüncesi ile diziyi baştan teker teker analiz ederek izledim... İlk izleyişim ile ikinci izleyişim arasında ki en büyük fark, ilk izleyişimde yaşadığım hayal kırıklığının ikiye katlanmış olması idi. Çünkü ilk izleyişte hadi belki bundan sonra ki sahne de biraz daha toparlayabilirler derken ikinci tekrarda zaten olacakları da biliyor olmanın etkisi ile nasıl bir karmaşa içinde olunduğunu farkettim...

Bu arada şu saat itibariyle bir çok hemşehrimizinde benimle aynı duygularda olduğunun en büyük şahiti susmayan telefonum ve ileti adresime gelen iletiler diyebilirim. Ortak kanı bu dizi neden böyle, burası Kars'mı, nasıl böyle olmuş olabilir...

Şimdi öncelikle hemşehrilerimizin bu derece duyarlı olması elbette hepimiz için sevindirici bir güzelliktir. Şehrini her zaman gözeten, birincil kılan Kars'lıların olması gurur vericidir... Dedikten sonra isterseniz bu noktada dizinin kısaca bir analizini yapalım. Senaryo dediğimiz kavram hikayelerin görselleştirilebilmesinin en bilindik şeklidir. Adı üzerinde hikayeler kaf dağında periler uçurur, hayal ülkelerde düşler kurdurur. Hal böyle olunca dizi yapımcısı ve yönetmenini senaryo olarak eleştirebilirmiyiz. Ölçüleri dozunda bir eleştiri onlar içinde yapıcı olabilir, eleştirebiliriz. Bir dizi çekebilecek kadar imkana sahipken yarına daha güzel bir mesaj iletebilecek ve çekimleri yaptığınız coğrafyaya ait bir hikayeden feyz almayı deneseydiniz daha iyi olmazmıydı? Çünkü eserler çekildikleri coğrafyanın sosyo ekonomik ve kültürel öğelerinide barındırma ihtiyacı duyarlar. Eminim hiç bir Kars'lı anlattığınız ekrana getirdiğiniz tarzda bir yaşanmışlıkla karşılaşmamıştır. Hadi diyelim hayal kurdunuz bir masal anlatıyorsunuz, anlatım üslubunuza bakalım Kars'ın neresinde konuşturduğunuz oyuncular gibi konuşan insanlar var? Hangi caddesinde gündüz vakti kaz sürüsü götürülüyor, köprüden ne zaman koyun sürüsü geçiriliyor, tüm şehir sadece yeni imar edilmek üzere çalışmaları devam eden mahallelerimizden mii ibaret, hiç mi genel çekemiyorsunuz, hiç mi geniş açıları kullanabilmek aklınızdan geçmiyor, hiç mi yaşayan insanların fikrini almadınız? Sıralamak oldukça daha fazlasıyla mümkün ama yazıyı kaleme almamda ki amacım analiz değil. Zaten mesleki sıkıntılarımı yayıncı kanala bizzat telefonla yapım şirketine ulaştırılması adına dile getirdim...

Diyelim ve tekrar benim duyarlı Kars'lı hemşehrilerimin düşündüklerini hatırlayalım.  Böyle iş mi olur? Böyle dizimi çekilir? Bu Kars hangi Kars? Burası neresi? Bunlar kim? Hiç olmuş mu? gibi bir çok sitem ve eleştiri ile karşılaştığımı ve karşılaşacağımı hatta hepimizin karşılaşacağını biliyorum...

Şimdi sorarım size kıymetli hemşehrilerim bu dizi çekilirken nerede idiniz? Sayın şehrin idarecileri, mülki amirlerimiz, belediyemiz, sivil toplum kuruluşlarımız, basın mensuplarımız nerede idiniz? Bir şehirde bir yapım çekileceği zaman mutlaka o şehrin yetkili kurumlarından izin alınır. Bir dosya hazırlanır yapımcı şirket tarafından ilgili mercilere sunulur, ilgili merci dosyayı eksiksiz inceler ve uygun görülmesi halinde gerekli izinler çıkarılır. Şimdi tekrar sorarım öyle bir izin dosyasını gören var mı? İnceleyen okuyan var mı? Ya da okuduğu halde hikayeyi eleştirmeden düzeltmeler yapılmadan onay veren kim? Buna izin neden verildi? Biz yapımcıyı yönetmeni değil kendimizi ele almasını bilmeliyiz sanırım...

Umarım zihniyetimiz orada ki o dizi ekibinin otellerimizde 15-20 gün konaklayacak olmasının, lokantalarımızda yemek yiyecek olmasının, alışverişle hafif ekonomik dalgalanmalara sebep verecek olmasının artılarını baskın tutup, olsun reklamın iyisi kötüsü olmazla hareket edip izinide verelim gitsin olmamıştır. Çünkü olur, reklamın bazende kötüsü olur, nitekim tüm ekibin 100 kişi olduğunu varsaydığımız dizi çekim ekibine, bir adım sonrasını düşünmeden izin vermek onların gösterdiği kareleri gören binlerce Kars meraklısını 2012'nin dünyasında  böyle bir yaşantı sürülüyormu fikrine itebilir ve Kars'a gelmekten vazgeçirebilir... Nerede kötü, reklam nerede beklentiler?

Bu yazının ez cümlesi: yapımcıyı, yönetmeni, yayıncıyı kınamakla beraber gösterdiğimiz tepkiler neticesinde dileriz  yeni çekimlerde daha özenli davranır, konuyu, görüntüleri, oyunculukları daha Kars'ın dokusuna uygun hale getirirler. Sonuçta onlarda bu sektörle hayatlarını idame ettiriyorlar , her ne sebeple olursa kimsenin başladığı işi bırakması ya da sıkıntıya düşmesi hoş karşılanmaz. Çünkü şöyle ya da böyle biz dizi ile yüzlerce insan ekmek yiyor...

Yapımcılardan sonra bize gelince, bizde mümkünse tepkimizi olan olup bittiğinde değil daha olacağı aşamada yetkililerimiz aracılığı ile verirsek sonrasında böyle ekranlarda görünce hicap duyacağımız işler izlemek zorunda kalmayız...

Sizlerden sonra bana gelince elbette iğneler kadar çuvaldızlarda bu yazıda kullanılmak zorunda ben yine çuvaldızlara razı olurum. Ben güzel bir Kars yapıtı hatta sinema çekemezmiyim, yapamazmıyım noktasında her zaman şunu söyleyebilirim; Kars içimde bir düştür ama taktir etmelisiniz ki mütevazı bütçelerle büyük hayaller kurulamıyor... Gerekli imkanlara sahip olabilmiş olsaydım tereddütsüz bir Kars sineması çekmeyi çok isterdim ya da bir dizi...

Ve onlar evet onlara da bu yazının sonunda düşen elmalardan birisi nasip olacak. Onlar ki Kars'ta doğmuş yetişmiş, her biri biribirinden kıymetli, değerli sanat erbabları değerli büyüklerim, hemşehrilerim, yapımcılar, yönetmenler, senaristler, Kars'lıların onlardan bahsederken gurur duydukları her birini kalplerinde taşıdıkları insanlar isimlerini hepimiz biliyoruz. Onlar neredeler?

Bizden büyük ve bizim Kars gibi büyük bir aşkımız var...

Hasret ve muhabbetle…