Bir Ozan’ın dramı

Geçimini, yanından hiç ayırmadığı sazıyla sağlayan 40 yaşındaki İsa Ertunga, Erzurum’da para kazanıp, Kars’taki ailesine bakıyor.

Erzurum’daki kahvehaneleri gezerek saz çalıp, türkü söyleyen Ertunga, 23 yıldır kendisine ekmek parası kazandıran sazıyla kimin zaman güldürüyor, kimi zaman da ağlatıyor. 

 

Geçimini, yanından hiç ayırmadığı sazıyla sağlayan 40 yaşındaki İsa Ertunga, Erzurum’da para kazanıp, Kars’taki ailesine bakıyor. Erzurum’daki kahvehaneleri gezerek saz çalıp, türkü söyleyen Ertunga, 23 yıldır kendisine ekmek parası kazandıran sazıyla kimin zaman güldürüyor, kimi zaman da ağlatıyor.

 

HEM SANAT HEM GEÇİM MÜCADELESİ

 

Görme engelli olan Karslı halk ozanı Ertunga, Kars’ta 3 çocuğu ve eşinin bulunduğunu belirterek, “Kars’ta ekmeğimi sazımla kazanmam mümkün olmuyor. Oradaki kahvehanelerde saz çalıp türkü de söyletmiyorlar. Ailem adına verdiğim geçim mücadelesinde benim en büyük destek kapım Erzurum oldu.” diye konuştu. Kongre Caddesi’ndeki kahvehanelerle uzun yıllara dayanan dostluklar kurduğunu anlatan Ertunga, görme engelli olduğu için yapacak bir iş bulamadığını belirterek, Erzurum’da saz çalıp, türkü söyleyerek kazandığı parayı Kars’ta yaşayan eşi ve çocuklarına gönderdiğini söyledi. Erzurum halkının, yardımlaşma konusunda birçok şehrin insanına göre çok farklı olduğuna vurgu yapan Ertunga, “Erzurum’da bugüne kadar hiçbir kahvehaneci beni kapısından geri çevirmedi. Hatta bana yatacak yer temin etmek isteyenler de oldu, fakat ben kimseye yük olmak istemiyorum.” diye konuştu. Erzurum’daki kahvehanelerde halk ozanlarının saz çalıp, türküler söylemesi, divan okuması ve atışmalar yapmasının bir gelenek halini aldığını ifade eden İsa Ertunga, bu gelenek sayesinde ailesinin kimseye muhtaç olmadığını dile getirdi.

 

KARSLI AŞIKTAN ERZURUM’A ÖVGÜ

 

23 yıllık halk ozanı olduğunu, halk edebiyatının yanında Türk Halk Müziğiyle de yakından ilgilendiğini dile getiren görme engelli saz ustası Ertunga, “Türk Halk Müziği benim için yaşam kaynağı. Ustalarımıza ait birçok eseri seslendirmemin yanında, kendi yazdığım türküler ve bestelerim de var.” şeklinde konuştu.  

 

Müziğin hangi dalı olursa olsun, yakından ilgilenen ve kabiliyetleri olan herkesin sahiplenilmesi gerektiğini anlatan Ertunga, özellikle devletin bu konuda daha tutucu olması çağrısında bulundu. İsa Ertunga, “Erzurumlular sanat icra edenleri başlarının üzerinde ağırlıyorlar. Ben Erzurum’dan gördüğüm ilgiyi ve muhabbeti, kendi memleketimde açıkçası göremedim. Erzurumluların sanatçılara olan yakınlığını devlet kurumları da örnek almalı ve sanatçılara sahip çıkmalıdır. Bizim elimizden tutulursa, biz de aşıklık geleneği ve saz çalmayı bizden sonraki kuşaklara öğretiriz. Ama yokluk yüzünden ben burada, ailemse Kars’ta yaşıyor. Bazen buna da içerleyip, çaldığım eseri bahane ediyor, ağlayanlarla birlikte ben de ağlıyorum.” dedi.