Prof. Dr. Yunus Kılıç’ın konuşması şöyle;
6292 sayılı, kısa adıyla “2/B” olarak bilinen Kanun’un bazı maddelerinde değişiklik öngören kanun teklifimiz hakkında söz aldım, 2’nci maddesi üzerinde konuşmak istiyorum, hepinize saygılar sunuyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, burada yapmak istediğimiz şu: Kendilerinin korunaklı olması gereken, pozitif ayrımcılığa ihtiyacı olan ve çiftçilik yapan, tarımla uğraşan, bu ülke için üreten insanlara tarım arazilerinin, eski kanunda belirlenmiş olan rayiç bedelinin yüzde 70’ini yüzde 50’ye çekiyoruz. Ne yapmak istiyoruz burada? Biraz daha sosyal devlet olmak istiyoruz.
Yani, elbette köylümüzün millî hasıladan aldığı pay ülkemizin diğer kesimlerine göre oldukça düşüktür. Her ne kadar AK PARTİ’yle beraber bu 3 katına çıkmış olsa da, yine de ülke ortalamasının üçte 1’i kadardır. Yani, dünyanın hemen hemen her tarafında kırsal kesimdeki nüfusun millî gelirden aldığı pay düşüktür. Demek ki sosyal devlet olmanın bir gereği de pozitif ayrımcılığa ihtiyaç duyulan alanlarda bunların iyi belirlenmesi, bunların kanunlarla teslim edilmesi, takip edilmesi ve düzenlemeler yapılmasıyla ancak korunabilecek hâle gelmesidir. Şöyle ki: Ülkemizde bir taraftan refah artarken bir taraftan da sınıflar arasındaki gelişmişlik farkının azaltılabilmesi için hükûmetin, devletin, bu manada düzenlemeler yaparak alt seviyelerdeki gelir gruplarındaki insanların gelirlerini artırmak gibi bir mecburiyeti de var. Yoksa sizin gelirleriniz 25 bin dolarlara, 30 bin dolarlara ulaşır ama sosyal devlet olmuş sayılmazsınız, İnsani Gelişim Endeksi çok aşağılarda kalır. O yüzden, şu anda bizim tarımla uğraşan, hayvancılık yapan insanlarımızın, kırsalda yaşayan insanlarımızın, bu ülke için üreten insanlarımızın gelir seviyesi, hepimiz kabul etmek durumundayız ki hâlâ düşüktür. O yüzden, bu alandaki insanların gelir seviyesine katkı sunmak adına, kanunda bu gruba pozitif bir ayrımcılık yapıyoruz.
Peki, muhalefet milletvekilleri diyor ki: Efendim, sıfır fiyatla, bedava, bilabedel verseydiniz, bu, adalet olur muydu? Bize göre olmazdı çünkü bu tarım arazilerinin üzerinde bütün ülkenin insanının hakkı var. Siz bunu bir tarafa pozitif ayrımcılık yapacaksınız diye, adaletsiz bir şekilde o tarafa devredemezsiniz. Dolayısıyla bunun bir orta hâlini bulmak, bir tarafı korurken öbür tarafın hakkını da haksız bir şekilde teslim etmemek gerekiyordu. AK PARTİ şu anda yaptığı kanuni değişiklikle bunu yapmak istiyor.
Peki, hâlâ pahalı mıdır? Pahalı olduğunu biz düşünmüyoruz. Şöyle ki -Millî Emlak Genel Müdürümüz de burada- Komisyon görüşmeleri sırasında biz genellikle şöyle bir tavır sergiledik saygıdeğer milletvekilleri, dedik ki: “Bu rayiç bedelleri belirlerken, lütfen, vatandaş yanında olarak bir tavırla belirleyin yani devleti koruma refleksiyle bunları belirlemeyin lütfen.” Biz düşünüyoruz ki, inanıyoruz ki öyle belirlendi rayiç bedeller yani vatandaşı düşünerek belirlediklerini düşünüyoruz ve yine, korunmaya ihtiyacı olan kesim olduğunu düşünerek, AK PARTİ Grubu olarak, bundan da yüzde 50’sini almak suretiyle, hak sahipliğini köylülerimize, tarım arazilerini işletenlere, almak isteyenlere devretmek istiyoruz. Tabii, peşin ödedikleri takdirde bir yüzde 10 da buradan bir indirim olacak yani rayiç bedelin yüzde 40’ına biz buraları bu insanlara devretmiş olacağız.
Bunun dışında, “mücavir alan” tanımını belirgin hâle getiriyoruz çünkü Büyükşehir Belediye Yasası’yla mücavir alanların değişeceği açık. Daha sonra bir karışıklığa sebebiyet vermesin diye bu alanların değiştirilmesi, bu tanımı belirgin bir hâle getiriyoruz.
CHP adına konuşan hatip şöyle bir ifadede bulundu: “Ormanların açılmak suretiyle tarım arazilerine dönüştürülen yerlerin aslında bir de bunları yapanlara ilave olarak para vermek gerekir.” dedi. Şimdi, saygıdeğer milletvekilleri, bu akla, mantığa, ormanları koruma refleksine çok aykırı bir tutum, yani vatandaş bir taraftan ormanları açıyor, bir de açtığı için siz buna bedava veriyorsunuz, bir de ilave para veriyorsunuz ama bir taraftan da 2/B arazilerini biz hak sahiplerine kavuşturmak için kanun teklifini verdiğimiz zaman aynı muhalefet partisi şöyle bağırıyordu: “Ormanları insanlara peşkeş çekiyorsunuz, satıyorsunuz.”
Bir taraftan “Ormanları satıyorsunuz.” diye bağırıyorsunuz, bir taraftan “Bunlara da bedava verelim.” diyorsunuz. Bu tavrın ne kadar uyumsuz olduğu açık. Bu kanun da köylümüzü korumaya yöneliktir. Hayırlı olsun diyor, saygılar sunuyorum.