İpe un sermek isteyenler hep derlerdi ki:
-Hele şu bayram bir geçsin de bakarız.
Şimdi çifte mazeret var:
- Hele şu referandum bir geçsin de bakarız.
Olur. Bakarız.
Borç mu verecek, iş mi verecek, randevu mu verecek... Hangisiyse artık:
-Hele şu referandum bir geçsin.
***
Beyaz yalanlar ciltlere sığmaz.
-Görüşelim. Özledim.
-Bir akşam bekleriz.
Elbette.
Şu referandum bir geçsin.
Hayatımızda ne değişecekse, geçsin bakalım, pekalâ.
Yalancılığa ben de başladım.
Başımda ne kadar angarya varsa, hepsini referandum ertesine öteledim.
***
Siyasette çok çetin dönemler gördüm ama bu kadar ağır lâfları ilk duyuyorum. Hem de Mübarek Ramazan günü.
Uzağa gitmeyin.
Numan Kurtulmuş’u iftar sofrasında protesto etmek, geleneklerimizin tamamen tükendiğini gösteriyor.
Tokar’dan mektup
Dün yine bir cenaze kaldırdık.
Eski bir dostu yolcu ettik.
Gazeteye döndüğümde Berna Tokar’ın mektubunu buldum.
Mektup değil, kısa bir makale sayılır. Tam da üstüne geldi...
Şöyle diyor:
Artık cenazeler, ne yapıyorsun, ne ediyorsun, gidip bir yerde yemek yiyelim diyen insanların buluşma mekânı oldu: Müslüman Kokteyli.
.........
Evet...
Saygı için değil, sanki saygısızlık için geliyor insanlar cenazeye.
Bu durumda, iftar vakti masaların devrilmesi, tabakların kırılması, tuzlukların havada uçuşması da normaldir artık.
Mitinglere bakar mısınız:
-Şerefsiz, namussuz, alçak.
Az bile.
Kelime dağarcıkları ne kadar da fakir yarabbi...