Bu nasıl restorasyon, bu nasıl cevap? 

Araştırmacı - Yazar Erkan Karagöz, Kars’taki Beylerbeyi Sarayında yapılmakta olan restorasyon çalışmasını eleştirdi. 

Tacettin DURMUŞ 
Daha önce bu konuda eleştirilerde ve uyarlılarda bulunduğunu belirten Karagöz, Beylerbeyi Sarayı olarak bilinen sarayın aslında bir askeri yapı olduğunu, altının at ahırları üstünün ise asker yatakhaneleri olduğunu ileri sürdü.
Sarayda yapılan sözde restorasyonu herkesin seyretmekte olduğunu da ileri süren Karagöz; “Sadece Kars halkı değil, Kars Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu da yapılmakta olan restorasyonu sadece seyrediyor. Öyle yapıyor olmalı ki aslında, düz damlı olması gereken yapıya, sanki otel olma olasılığı da göz önünde tutularak, çatı yapılıveriyor da sesi çıkmıyor.  Panel profil demirler çatılmış bile. Böyle seyre devam edilirse çatılı, Bey’lere layık Beylerbeylik!) bir tesisimiz olacak. Böyle giderse, İshak Paşa Sarayından sonra ikinci çatılı cedid bir Osmanlı yapımız daha yolda demektir!
Oysa ki 17 yüzyıl ve sonraki yıllarda yolu Kars’a düşmüş olan bütün seyyahların çizmiş olduğu çizimlerden günümüze aktarılan linol, taş veya çinko baskı görsellerde burasının düz damlı olduğu açıktır. Bu çizimlerden en önemlisi 1855 Kars kalesi komutanı Fenwick Williams tarafından eskizleri çizilen ve 1977 savaşını temsil için “The illustrated London News.” Dergisinin Dec.1 1877 sayısında yayınlanan “The Town And Citadel Of Kars” adlı çizimde de düz damlı olarak yer almıştır. 
1878’den sonra, Rus Kars’ı döneminde üzerine çatı yapılarak kullanılan bu yapının bu döneme ilişkin bir-iki kartpostalı olduğunu da söylemeliyim.  
Teknik olarak o kadar geniş bir alanın düz damlı olarak yapılması olanaksız bahanesinin arkasına sığınmasın kimse. Şeffaf ya da kapalı düz tavanlı onlarca yapı tekniğinin de geliştirildiği ve uygulandığı günümüzde böyle bir bahane kimseyi kurtarmaz. Bu restorasyon bir an önce durdurulmalıdır.
Bu aralar Kars basınında bir önceki valinin burayı otel yapma projesi söylentisi, sıklıkla dile getiriliyor. Acaba bu tavrın arkasında böyle bir şey yatıyor olabilir mi? Sayın yetkililere, sorumlulara sesleniyorum; hala böyle bir niyet varsa, artık bu otel yapma sevdasından vazgeçilmeli, tarihsel yapıların otel olarak hizmete sunulmasına bir son verilmelidir. Opera Binası’nın, Dereiçi’ndeki Karargâh Binalarının otel olması yetmedi mi?
Merak ediyorum: Bu kurum, yani Koruma Kurulu, bir atanmışın Sit alanının göbeğine, daha bugünden muslukları bile kalmamış olan, yörenin coğrafi şartlarından bi-haber kurunlu, depolu, hijyenden uzak şerbet çeşmesi yapılmasına ne dedi? Ya da Kalenin önü yerle bir edilip, bisiklet sürüş alanı yapılırken?  Sahi başka bir atanmışın On İki Havariler kilisesinin parseline yasadışı müdahale ile yaptırdığı Yüznumara’lara ne tepki verdiği de bizim için muamma.
Muamma diyorum, çünkü dilekçe verip sorduğumuz konularda bile üstenci, baştan savma cevaplar nedeniyle, herhangi bir konuda gerçek durumun ne olduğunu bilemiyoruz.  
 24.5.2019 Tarihinde dernek başkanı sıfatıyla yazdığım dilekçede, bölgeye yönelik turistik ve kültürel değerlere ilişkin olarak gelen turistleri bilgilendirme ihtiyacı duymamız nedeniyle, 2016 yılından itibaren Çıldır Gölü çevresinde tespit ve tescil edilen taşınmaz ve kültür değerlerinin neler olduğunun tarafımıza bildirilmesini istemiştik.  
Sayın Bölge Kurul Müdürü imzalı, 83416310-62203-e.467838 sayılı ve 31.5.2019 tarihli cevap yazısında, önce dilekçemiz içeriğine yer verilerek, “bölgeye yönelik turistik ve kültürel değerlere ilişkin gelen turistleri bilgilendirme ihtiyacı duymamız nedeniyle, 2016 yılından itibaren Çıldır Gölü çevresinde tespit ve tescil edilen taşınmaz ve kültür değerlerinin neler olduğunun bildirilmesini talep ettiğiniz ilgi yazınız incelenmiştir.” Denilmiştir. Buraya kadar güzel; ne istediğimizi anladıklarını görüyoruz. Ancak cevap kısmını anlamak mümkün değil!
Cevap şöyle: “Müdürlüğümüz arşivinde yapılan incelemede 2016 yılından itibaren Çıldır Gölü çevresinde Kars il sınırlarına denk gelen kısmında bir adet alanın sit alanı ilan edildiği tespit edilmiş olup sit alanına dair bilgiler ilgili Tapu ve Kadastro Müdürlüklerine iletilmiştir. Bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.”
Talebimizi aynen verdikleri cevabi yazıya da aktardıklarına göre, neyi talep ettiğimizin çok iyi anlaşıldığı da açık.  Ancak bunu takip eden üç satırlık cevap komik ve anlaşılmaz. “ Çıldır Gölü’nün Kars il sınırlarına denk gelen kısmında bir adet alanın sit alanı ilan edildiği tespit edilmiş olup sit alanına dair bilgiler ilgili tapu ve kadastro müdürlüklerine iletilmiştir, deniyor.
Bu nasıl bir cevap acaba? 
Bir kere size “…denk gelen yerdeki” “şeyleri” sormuyoruz. Bütün göl çevresinden söz ediyoruz. Bölge kurulu olduğunuzu düşünerek!  Yok eğer, ‘kardeşim bilip bilmeden konuşma; biz sadece Kars’tan sorumluyuz, Ardahan’da kalan kısımlarını da Ardahan Koruma Kurulu’na? Sorun’, diyorsanız, onu da belirtmeliydiniz. Bu yazıyı alınca, acaba ben mi yanlış mı biliyorum, diyerek Bakanlığın sitesine baktım, yanılmıyordum. Bakanlığın sitesine göre Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları Görev Alanları belirtilirken Kars Koruma Bölge kurulunun görev alanının Ardahan, Iğdır, Kars’ı kapsadığını gördüm.

 O zaman ne anlamalıyız bu tutumunuzdan?  “Kendi işinize bakın, size bu kadar cevap yeter, merak ediyorsanız gidin, Kars tapu kadastro il müdürlüğüne sorun”mu diyorsunuz? 
 “Ya sayın Tapu Müdürüm, bizim Kars il sınırlarına denk gelen bölgede ‘bir adet alan’ koruma altına alınmış, sit alanı ilan edilmiş, orası neresi ve nedir? Kilise mi, sivil yapı mı, tarla mı, arkaik, kadim bir yerleşim bölgesi mi acaba?  Diye sorun” mu diyorsunuz? 
Asıl kafamızı karıştıran şeyse, 27.7.2017 tarihinde 83416310/748 sayı ile Kurumunuz tarafından bize yazdığınız bir yazıda, “…Bunlara ilaveten Ardahan Kars illerini kapsayan Çıldır gölünün kenarındaki köylerde yer alan münferit bir çok kültür varlığının tescil işlemleri tamamlanmış olup ayrıca bu bölgede Kültür Bakanlığımız izni ile yürütülen yüzey araştırmaları ve tespit- tescil çalışmaları da halen devam etmektedir.” Denilirken, şimdi nasıl bir (1) taneye düştü bu alanlar? Yoksa Kars sınırları çevresinde kalan göl çevresinde 1 tane mi alan var, diğerleri Ardahan bölgesinde mi kalıyor? 
Ne demek istiyorsunuz Allah aşkına? Söyleyin de bilelim.” dedi.