Dünya AIDS Günü, hastalığa yol açan virüsün (HIV) yayılmasının engellenmesi, AIDS hastalığının artışına karşın bilincin yükseltilmesi ve korunma yollarının tekrar tekrar tanıtılması bakımından önem taşımaktadır.
AIDS’le mücadelede insanların duyarlı ve bilgili olduğunun sembolü olan kırmızı kurdele, “AIDS’i tanıyor, biliyor ve korunuyorum. AIDS’e karşı savaşa katkı veriyorum. AIDS’li bireylerin insan haklarına saygı duyuyorum” anlamını taşımaktadır ve tüm dünyada ortak bir simge olarak kullanılmaktadır.
Tarih boyunca her yüzyıl bir salgına tanıklık etmiştir. AIDS ise 1980’lerin nasibini aldığı, ‘Çağın Vebası’ olarak tarihe geçen bir hastalık olma özelliği taşımaktadır. HIV bulaşan insan sayısının azalmaya devam etmesine rağmen, AIDS hala tüm dünya için büyük bir tehlike teşkil etmektedir.
AIDS hakkında temel bilgiler veren Kars İl Sağlık Müdürü Dr. Fahri Sevinç, “AIDS, HIV ile oluşan edinsel yetmezlik sendromudur. HIV virüsü, insan vücudunun hastalıklara karşı direncini sağlayan bağışıklık sistemini etkisiz hale getirir. Bağışıklık sisteminin etkisiz hale gelmesi, virüsten önce tüm hastalık mikroplarıyla baş eden bağışıklık sisteminin artık mikroplarla savaşamayacak duruma gelmesidir. Bu durum, çok basit bir enfeksiyonun dahi ölümcül olmasına neden olabilir. İnsan vücudu bir kere HIV virüsü ile enfekte olmuşsa, artık bu virüsün vücuttan yok edilmesi mümkün değildir. Henüz aşısının bulunmaması, tedavisinin olmaması ve yapılan tıbbi yardımların ekonomiye getirdiği büyük yük, enfeksiyonun ve hastalığın önemini kat kat artırmaktadır.” dedi.
AIDS ile ilgili kafalarda yer edinmiş yanlış bilgilere açıklık getiren Kars İl Sağlık Müdürü Sevinç, şunları söyledi:
“Hastalık, cinsel temasla, kan yoluyla, enjeksiyon yoluyla ve AIDS’li anneden bebeğe bulaşır. Cinsel yolla bulaşan tüm hastalıklar HIV’in geçiş riskini artırır. Virüsle enfekte olan kişiler başlangıçta normal ve sağlıklı görünürler. Hastalık belirtilerinin ortaya çıkış süresi kişiden kişiye değişir, uzun süre kendini göstermeyebilir. Bu nedenle belirtiler ortaya çıkana kadar enfekte kişilerin hastalığı bulaştırma riski yüksektir. AIDS hastalığının belirtileri arasında açıklanamayan ateş, kilo kaybı, halsizlik ve ishal gibi sistemik semptomların yanında, nörolojik hastalıkların ortaya çıkması ve fırsatçı enfeksiyonları sayabiliriz. Ancak bulaşma için yüksek sayıda virüsle karşılaşma gereklidir. Bu çerçevede kafalardaki birkaç soruya açıklık getirmek gerekiyor. AIDS tükürük ile bulaşmaz. Tükürükte virüs bulunur, fakat bu yolla bulaşma riski yok gibidir. Bunun nedeni tükürükte az sayıda virüs bulunması ve tükürükte bulunan enzimlerin virüsü öldürmesidir. Aynı şekilde öpüşme ve solunum yoluyla da bulaşmaz. Bu yüzden insanların AIDS’li hastalara yaklaşmaması yoluyla onları toplumdan dışlaması doğru bir tutum değildir.”
Birleşmiş Milletler (BM) her yıl yayınladığı AIDS raporunda, 2009 yılında HIV bulaşan insan sayısının azalmaya devam ettiğini bildirerek, geçen yıl 2,6 milyon kişiye HIV bulaştığını açıkladı.
BM'nin AIDS ile mücadele kuruluşunun (UNAIDS) Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile ortaklaşa hazırladığı raporda, son 10 yılda düşme eğilimindeki AIDS hastalığının, 80'li yıllarda ortaya çıkışından bu yana yaklaşık 30 milyon insanın hayatını kaybettiği ve yaklaşık 60 milyon insana da HIV bulaştığı belirtildi.
UNAIDS yetkilileri, hastalığın zirveye ulaştığı 1999'dan bu yana virüsün bulaştığı insan sayısında yüzde 19 düşüş olduğunu ve bu gerilemenin sürmesinin beklendiğini ifade etti. Hastalıktaki gerilemeye rağmen bunun bir zafer olarak kabul edilmemesi gerektiğini kaydetti.