Tacettin DURMUŞ
Kasım konuşmasında Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla, ülkemizin sürekli işgal altında tutulmak istendiğini ve insanlarımızın esaret altında bulundurulmak istendiğini hatırlattı.
Tarih boyunca, hür ve bağımsız bir şekilde varlığını devam ettiren Türk milletinin asla bu durumu kabul etmediğini de hatırlatan Bulut, Türk halkının dünyanın en büyük bağımsızlık mücadelesini yüz binlerce şehit vererek kazanmasını da bildiğini söyledi.
19 Mayıs 1919`da Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla Kurtuluş Savaşının başladığını da söyleyen Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Ali Kasım Bulut: “Amasya Genelgesi’nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri ile milli birlik ve beraberlik sağlanarak tek bir vücut haline gelinmiştir.
23 Nisan 1920`de TBMM kurulmuş, böylelikle hem memleketin yönetimi milletin iradesine verilmiş, hem de Kurtuluş Savaşı’nın merkezi Ankara olmuştur. TBMM “Misak-ı Milli sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşünden hareketle, düşmanla mücadele kararı almış, oluşturulan düzenli ordularla savaşa girilmiştir.
İlk başarı, yaşadığımız bölgenin de içinde bulunduğu Doğu Cephesinde Ermeni çetelerine karşı kazanılmış, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapılarak elde edilen başarılarla ordu ve milletin moral gücü en üst seviyeye çıkmıştır. İnönü Savaşlarının kazanılmasıyla Yunanlılara ağır kayıplar verdirilmiş, ancak Yunan ordusu yeniden saldırıya geçmiş, bu saldırı üzerine Mustafa Kemal, Türk ordusuna: “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.” emrini vermiştir. Türk askeri, büyük bir azim ve fedakarlıkla bu karara uymuş, 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesiyle, ordumuz savunma durumundan taarruz durumuna geçmiştir. Bu zaferin sonunda, TBMM’nce, Mustafa Kemal’e “Gazi” unvanı ve “Mareşal” rütbesi verilmiştir.
Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı’nın kazanılmasının ardından büyük bir taarruz hareketiyle düşmanın tamamen yok edilmesi kararı alınmış, 1922 yılı Ağustosuna kadar, hazırlıklar tamamlanmıştır. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal’in başkomutanlığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922`de düşmana saldırmış, bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirilmiştir. 30 Ağustos’ta düşman çember içine alınmış, sağ kalanlar ise esir alınmıştır.
Atatürk’ün başkomutanlığında yapılan bu savaş, “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” olarak adlandırılmış, Büyük Taarruz’un başarıyla sonuçlanmasından sonra düşman, İzmir’e kadar takip edilmiş, 9 Eylül 1922`de İzmir’in kurtarılmasıyla yurdumuz düşmandan tamamen temizlenmiştir.
Düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline “dur” diyen ve kanının son damlasını akıtmadan yurdunu bırakmayacağını tüm dünyaya ispatlayan ordumuzun bu onurlu zaferini, her yıl 30 Ağustos günü kıvançla kutlamaktayız. 30 Ağustos Zafer Bayramını kutladığımız bu günde Türkiye Cumhuriyetimizin varlığını devam ettirmek adına var gücümüzle çalışacağımızı ifade ederek, burada bulunan herkesin ve büyük Türk Milletinin 30 Ağustos Zafer Bayramını canı gönülden kutlarım.” dedi.