18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla cuma hutbesinde şehitliğin önemine de işaret edildi. Çanakkale Zaferi konusunda hutbenin okunduğu Kars Merkez Camisi’nde vatan, bayrak, bağımsızlık gibi değerlerin, Türk Milleti nezdinde çok özel bir yere sahip olduğu, herkesin bu değerlere bağlı olması gerektiği belirtildi. Hutbede, “Bunlar için malımızı, canımızı, her şeyimizi feda edebilmeliyiz. Nitekim dinimizde, kutsal değerler uğruna canını feda edenler “şehit” olarak nitelenmiştir” ifadesine yer verildi.
Çanakkale’de sergilenen inanç ve ruha, aynı beraberlik ve dayanışmaya ihtiyaç bulunduğuna işaret edilen hutbede, Çanakkale ve benzeri zaferlerde şahlanan ruhun, Türk Milleti’nin mayasını oluşturan iman ve kardeşlik ruhu olduğu, bu ruh yaşatıldığı sürece, üstesinden gelinemeyecek bir sorun kalmayacağı vurgulandı.
Milletin huzur ve bekasının, bu inançla yetişmiş nesillere sahip olmakla mümkün olduğu belirtilen hutbede, bunun için, gençlere Çanakkale destanının ardındaki bu ruhu anlatması ve değerlerin kıymetinin öğretilmesi gerektiği kaydedildi.
Vaazda şu ifadelere yer verildi:
“Arkadaşlar burada toplanış amacımız Çanakkale’de üstün kahramanlık gösteren kardeşlerimizi anmak onları hatırlamaktır. Şehitlerimiz için Kur’an okuduk, yasinler okundu, çeşitli etkinlikler yapıldı. Vatan topraklarında yaşamamızı sağlayan Çanakkale’yi geçilmez kılan o gençlerimize şükran borcumuzu yerine getirmek için burada bulunuyoruz. Allah onlardan bin kez razı olsun. Gerçekten de bizim tarihimiz zaferlerle taçlandırılmış, üstün kahramanlıkları bünyesinde bulunduran bir tarihtir. Eğer şu anda Camilerde Ezan-ı Muhammedi okunuyorsa, gönlümüz rahat ve huzurlu ise bu onlar sayesindedir. Müslümanın bayrağı göklerde rahat dalgalanıyorsa bu onlar sayesindedir unutulmamalıdır. Bizlere düşen de vatanımıza, milletimize, kardeşlerimize, şehitlerimize sahip çıkmaktır. Onlara olan borcumuzu yerine getirmeliyiz. Rabbim bizi insan olarak yaratmış. Din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın birbirimize kardeşlerimize sahip çıkmamız gerek. İstanbul’daki de kardeşimiz, Hakkari’deki de bizim kardeşimiz ve canımızdır. Birçok ilde ecdatlarımız yatıyor. Bu hiç unutulmamalıdır. Çanakkale Zaferinde bulunan bir askerin bir anısını dile getireceğim: zafere giden bir asker annesi tarafından elleri kınalı uğurlanır. Bunun sebebini soran arkadaşlarına cevap bulamaz ve annesine bir mektup yollar ve nedenini sorar. Annesi: bizim kültürümüzde, örf ve adetlerimizde 3 kişinin elleri kınalanır; birincisi koçun alnına kına yakılır ki o Allah için kurban olacak, hediye olacaktır, ikincisi askere gidecek olan gencin eline kına yakılır ki vatan uğruna gerekirse kurban olacak, üçüncüsü de gelinin eline kına yakılır ki eşinin evine hizmette kusur etmesin yani gerektiğinde kurban olabilsin.
İşte bu yüzden vatan toprakları çok mukaddestir. O gençler ki bu uğurda neler yapmamışlar. Bizlerse neler yapıyoruz. Eğer mümin isek, Müslüman isek kardeşimizin acısını hissetmeliyiz, onun yanında olmalıyız. Vücudumuzun nasıl bir yerine bir zarar gelse canımız yanar bu aynı zamanda kardeşimiz için de öyle olmalıdır. Kuzey-güney, din, dil, ırk, mezhep ayrımı olmadan mümin kardeşimizin yardımına koşmalıyız. Yine Çanakkale Zaferinde şehit düşen bir kardeşimiz annesine bakkalda ki borcunun ödenmesini söyler. Annesi o acıya rağmen kızını yollar: kızım bakkalda ki ağabeyinin borcunu kapat gel, ahirette cezalanmasın der. Kız kardeşi bakkala gider ama bakkaldaki amca ne derse iyi olur; o borcunu kanı ile ödedi der. Yani ne büyük bir milletiz ki bu uğurda gözünün yaşına bakmadan cepheye koşan ne güzel bir ecdada sahibiz, ne güzel ruhlara, kalplere sahibiz. Allah-u tealanın izni ile hiçbir güç bizi yıkmaya cesaret edemez. İşte bu uğurda 250 bine aşkın can verildi. Onları rahmetle anıyoruz. Sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz .Allah cümlemizden razı olsun, bizlere başka zeval vermesin”
Cami imamı Ömer Uzgur ise hutbede, “18 Mart öyle bir tarih ki gökleri arşı titretir. Zamana damgasını vurmuştur. 250 bin asker şehit verdik. O gün o kardeşlerimiz canları pahasına bu vatan topraklarının geçilmez olduğunu ortaya koymuşlardır. Kardeşlerimiz öyle kahramanca savaşmışlar ki, 8 cephede tek yürek olmuş ve beraber hareket etmişlerdir. Kur’an’da da geçer: Vatanı, milleti, bayrağı, namusu için savaşan şehit düşenler ölü değildir, onlar diridir. Kim bu aziz milleti parçalayabilir? Hangi yürek buna cesaret eder? Yok böyle bir yürek. Bu halk engin duygularla birbirine bağlıdır ve inşallah hep böle kalır. Hangimizin canı yanmadı, hangimizin dedesi ölmedi. Ama yaralarımızı beraber sarmalıyız. Dedelerimiz nasıl Çanakkale’de topyekün beraber savaşmışlarsa bizlerde böyle birlik ve beraberlik duygusunu devam ettirmeliyiz ve onları asla unutmamalıyız. Cenab-ı Allah’tan onlara rahmet, ailelerine sabır dileriz.” ifadelerine yer verdi.