TBMM Genel Kurulu’nda Millî Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını verdiği müfredat programının tüm yönleriyle tartışılması ve araştırılması amacıyla verilen Meclis Araştırma önergesinin görüşülmesi için grup önerisi getirdi.
Grup önerisi üzerinde söz alan CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, Avrupa Birliği tarafından sağlanan fonların 1 milyar eurosunun Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanıldığını belirterek, ancak Avrupa Birliği Sayıştayı’nın raporlarında bu paraların nerelerde kullanıldığını tespit edemediği bilgisinin yer aldığını vurguladı.
Alp konuşmasında şunları söyledi:
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli müfredat programını açıklayan Millî Eğitim Bakanlığı’nda ben de 20 milyon euroluk bir usulsüzlük açıklıyorum. Avrupa Birliğinin Türkiye’deki mülteciler için Mali Yardım Programı çerçevesinde ülkemize sağladığı 6 milyar euro desteğin hangi alanda harcadığını Avrupa Birliği Sayıştayı açıklamıştır. Fon kapsamında kullanılan 6 milyar euronun harcama detaylarına göre 1 milyar eurosu eğitim alanında harcanmıştır. Avrupa Birliği Sayıştayı mülteci yardımlarının harcanması konusundaki tespitleri şunlardır, denetçiler diyor ki: ‘Maliyetlerin makul olup olmadığını değerlendiremedik. Farklı projeler arasında benzer maliyetleri karşılaştıramadık. Yararlanıcı başına proje maliyetlerini hesaplayamadık. Bu nedenle Avrupa Komisyonu’nun proje maliyetlerini değerlendirmesinde zayıflıklar oluştu.’ Yani AK Parti’nin kıymetli milletvekilleri siz bunu daha iyi anlarsınız, Türkçesiyle diyor ki: ‘Tebrik ederiz, öyle ustasınız ki mülteci fonu kapsamında size verdiğimiz parayı nasıl harcadığınızı tespit bile edemedik.’
Avrupa Birliği Sayıştayı raporunda Millî Eğitim Bakanlığı’na da özel bir başlık açıyor. Sadece maliyetler değil, yatırımların etkisini de rapora konu ediyor ve şöyle diyor: “Biz parayı verdik ama eğitim sektöründe mali yardım programının sağladığı finansmanın mülteci çocukların Türk eğitim sistemine entegrasyonu ve başarısı üzerindeki etkisini değerlendirmek mümkün olmadı. Okul inşaatlarının da yararlanıcılar üzerindeki etkisini değerlendiremedik.” Bu durumun gerekçesini şöyle açıklıyor: ‘Türk Millî Eğitim Bakanlığı tarafından sağlanan verilerdeki kısıtlamadan kaynaklandı.’ Bu tespitleri yapamamamızın sebebini de böyle açıklıyor. E, adamlar şaşırmış tabii ne bilsin. ‘Veriyi bulamadık’ diyor. Ya, adamlar ne bilsin burada devletin artık hesap vermediğini, tek adam rejiminde artık hesabın verilmediğini, verinin paylaşılamadığını ne bilsinler. Biz, burada kendi Sayıştayımızın raporlarına bile bazen ulaşamıyoruz, adamlar bunun farkında değil.
Rapor, eğitim projelerinde başka usulsüzlükler de olduğuna işaret ediyor. Bunların başında öğretmen sözleşmelerinin feshedilmesini ve projeler arasında boşluk olmamasına rağmen öğretmenlerin tekrar işe alınarak tazminat ödenmesini, üstelik bu durumun da Türkiye’deki İş Kanunu’na aykırı olduğunu rapor ediyorlar. Sadece bu kaleme istinaden Ağustos 2023 tarihinde Millî Eğitim Bakanlığı’ndan 8,4 milyon euronun geri ödenmesini talep ediyorlar. Tabii ki, Millî Eğitim Bakanımız bu talebi henüz cevaplamıyor. Raporda usulsüz harcama toplamı, toplam 19,6 milyon euro olarak hesaplanıyor ve isyan ediyorlar, diyorlar ki: “Sadece eğitim alanında yapılan usulsüz harcamayı yani bu 19,6 milyon lirayı nasıl geri alabileceğimiz ya da alıp alamayacağımız henüz belli değil.”
Adamlar saf tabii, ne bilsinler, bunlara elini verenin kolunu kaptırdığını. Bir de AK Parti’ye 4 tavsiyede bulunuyorlar, bu tavsiyeler bana çok komik geldi. 1’inci tavsiye şu: Maliyetlerin değerlendirilmesi ve izlenmesi iyileşmeli. Avrupa Birliği; e, kardeşim biz burada maliyet öğrenemiyoruz ki, biz hiçbir şeyin maliyetini doğru düzgün hesaplamadığımız bütçe yapıyoruz, sene içinde bir ek bütçe daha yapmak zorunda kalıyoruz çünkü bu arkadaşlar maliyet hesabını doğru düzgün yapamıyorlar.”