Can Ağabeyiniz Kars'a çağırdı siz hâlâ Cihangir'de...
Gazetede köşe yazarı, TV'de anchorman, belgesel yapımcısı, sinemada senarist ve yönetmen...
Ne kaldı geriye? Unuttuklarım için özür dilerim. Özetle ayna var tarak var, boş yok. Ama bir kusuru var, renkli dünyanın renkli insanlarını tanımıyor. Tanısa böyle hayaller kurmazdı. Bu kış kıyamette işini gücünü bırakıp, cebinden para harcayarak Kars'a gitmeyen, otellere paralar ödemeyen artist ve şarkıcıları 'sorumsuz vatan evladı' gibi suçlamazdı. Onlar ev kirasını, çocuğun yırtılan ayakkabısını düşünürken Kars'taki 'ucube heykel' umurlarında bile değil. Zaten babaları zengin olsa, TV dizilerinde haftada bin lira için otuz takla atmazlardı. Bazıları gibi Paris'te resim çalışmaları yapardı.
Ne hayırsız sanatçılarmış! Kars'ta sökülmeye başlanılan heykelin etrafında toplanıp bağırıp çağırmıyorlarmış. Oysa bu dünya medyasında çok büyük yer alabilecek bir habermiş. Ooo bu mantığa göre haberden bol ne var bu ülkede... Siz de 'Çankaya çıplağı' gibi Taksim Anıtı önünde bir tur atabilirsiniz. Dünyanın en çok izlenen haber programlarında "Kars'taki heykel yıkılmasın" diye Taksim'de çıplak koşan televizyoncu olarak birinci haber olacağınıza garanti veririm. Hatta unutulmaz olay olarak tarihe geçersiniz.
Dündar galiba adına 'sanatçı' denilen, renkli dünyanın renkli kişilerinin son yıllarda çok değiştiğini sanıyordu. O, hayvansever kadınlar, kanserli çocuklar için düzenlenen konserler, ağaç dikme bayramına katılan şarkıcılardan etkilenmiş olabilir. Onları hayırsever veya çevreci filan sandı. Beyinleri gelişti sandı.
Sanatçıları Kars'ta heykelin önünde bekliyorsa... Şu soruya dürüst yanıt versin.
Cumhuriyet tarihinde AK Parti'nin sadece 8 yıllık geçmişi var. Oysa 1923 yılından beri şimdiki deyimi ile sosyal demokrat parti ve liderleri hepimiz biliyoruz, vardı. Neden bunca yıldır sanatçıların sosyal garantileri sağlanamadı? Neden hep güçlüden yana oldular. Neden korkmadan düşüncelerini söyleyenler aforoz edildiler? İşte en çarpıcı ve yeni örnek...
Sayın Can Dündar, Sezen Aksu da bu ülkede yaşayan bir insan. Sanatçı olmasını unutun. Birey olarak özgün politik düşünceleri olamaz mı? İllaki sizler gibi mi düşünmek zorunda. Kadın "Güneydoğu'da açılımı destekliyorum" dedi birden hepiniz üzerine çullandınız. "Neden destekliyorum" demesine fırsat bırakmadan... Sonra "Anayasa'ya evet diyeceğim" dedi. Yine çullandınız. Biriniz de TV'de karşısına geçip "Sezen, biz senin gibi düşünmüyoruz ama senin bir bildiğin vardır. Neden böyle düşünüyorsun?" diye sormadınız. Sadece arkadan atıp tuttunuz. Ve üzerine piyanist Fazıl Say'ı tetikçi gibi gönderdiniz. Bu mu çağdaş davranış, özgür düşünce savunucusu olmak? Çifte standart diye buna denir. Senden yana olmayanı dinleme, o cahildir adam değildir.
Can Dündar sanatçılara şöyle seslenmiş:
"Bir heykelin yıkımı tartışılırken sanatçılar niçin suskun? Şahsi mırıldanmalar işitiyoruz ama niye gür bir ses çıkmıyor? Hava soğuk, Kars uzak da ondan mı? Yoksa heykel hakikaten 'ucube' diye düşündüklerinden mi?"
Ben de ona diyorum ki... Sanatçılar yaşlılık günlerini, çoluk çocuğun okulunu düşünüyor. Çünkü bir başına bu kurtlar sofrasında savaşıyorlar. Senin gibi üç-beş iş yapamıyorlar, bankada paraları yok. İki-üç yıl içinde kazandıkları ile ömür boyu yaşayacaklar. Ki bunları son aylarda benden daha iyi bilirsin. Oyuncuların sosyo-ekonomik durumları ve psikolojilerini öğrenmiş olman gerekir. Altı ay film teklifi alamayan ve kirasını bile veremeyen bir kadın oyuncu... Kars'a heykel yıkımını protesto etmeye nasıl gider? İranlı oyuncu arkadaşına bir sorsana...
Aykut IŞIKLAR