Nurettin Yunusoğulları (68), 1989’da kadastro çalışmalarının tamamlandığını söyleyerek, arazilerinin birbirine karıştığını ifade etti. 120 hanelik köyün arazisindeki bu karışıklığının yıllardır giderilmediğini belirtti. Şimdi de çalışmaların süresinin bittiğinin onun içinde bir şay yapılamadığının kendilerine bildirildiğini kaydeden Yunusoğulları, “Yerlerimiz şu anda yanlış. 80 imza topladık ama fayda etmedi. Bu yanlışlar halen devam ediyor. Kadastro bizim köye 1989 yılında geldi. Biz 1990 yılında müracaat ettik. 120 haneli köyün arazisi çelişkilidir. Memurların hatasını şimdi biz çekiyoruz. Mahkemeye verdik kadastro süresinin bittiğini söylüyorlar. Bir dosyamızda şu anda Yargıtay’dadır. Benim arazim şu anda dışarıda kalmış. Hakkımızı arıyoruz ama sonuca ulaşamıyoruz.” dedi.
Hayrettin Taşdeniz de, “Kadastro bizim göze gireli bir sıkıntı yaşadık. Muhtar ve köy heyetiyle birlikte müracaat ediyoruz ama bize zaman kaybının olduğunu söylüyorlar. Aradan bir yıl geçmiş ama 10 geçmesi gerektiğini söylüyorlar. Benim 55 dönem yerim var ama şimdi kendi yerimin ana ait olduğunu ispatlayamıyoruz. Her yıl 7 ton kayısı satıyordum. Şimdi başka bir insanın tapusu orada gözüküyor. Kardeşimin arazisi başka komşuya gitmiş, başka komşunun arazisi bir başkasına geçmiş. Peki ne olacak? 100 yıllık dedemden atamdan kalan yer kadastro hata etmiş diye biz ne yapalım o zaman? Bazı insanlar cahil ve bu onların işine yarıyor ve arazilerimize sahipleniyorlar. Allah göstermesin yarın bir kavga olsa ne olacak? Şimdi bizim elimiz kolumuz bağlı. 120 hanenin durumu böyle.” diye konuştu.