Diyecektim ki !

Neşe Doster, hayırsever işadamı İsmail Aytemiz'e fahri doktora verilmesinin ardından Aytemiz'i anlatan güzel bir yazı kaleme aldı...

Neşe Doster'in kaleminden : "Diyecektim ki !"

 

Sayın Konuklar,

Toplantının ev sahipliğini üstlenen Kars Kafkas Üniversitesi Rektörü,

Emeğini, birikimini, alınterini memleketimiz için harcayan ve elini taşın altına cömertçe koyan Sn. İsmail Aytemiz,

Değerli Aytemiz ailesi,

Aziz hemşerilerim,

Unutulmaz bir buluşma, kucaklaşma, paylaşma, kutlama saydığım bugün söyleyecek birkaç sözüm var.

Öncelikle bu coğrafyada doğan, bu topraklarda büyüyen biri olarak, memleketime çakılan her çiviye, atılan her tohuma, uzatılan her ele teşekkür borcum var.

İkincisi işin duygusal boyutu var,

İşin vefa- değerbilirlik boyutu var.

İşin hemşerilik boyutu var.

Bu haberi ve bu daveti ilk aldığımda nasıl duygulandığımı, yüreğimin nasıl gururla dolduğunu anlatamam. Ne diyor şair?

“Sen 6 Ekim dersin iki kelime

Ben Gazi’nin Kars’a gelişi anlarım

Sen Kars dersin tek heceyle

Ben sevinçten ağlarım.”

Bugün hem sevinci, hem gururu paylaştığımız için ben konuşmamı “hemşerilik ortak paydası ve memleket sevdası” üzerine kurguladım.

 

DİYECEKTİM Kİ!

Değerli Konuklar, Aziz hemşerilerim,

Şimdi bu konuşma; toplumsal sorumlulukla, hemşerilik bilincini ödünsüz ve firesiz buluşturarak elini önce taşın altına, sonra da memleketinin kalbine yüreklice ve cömertçe koyan bir hemşeriye teşekkür mü olur?

Yüreğimdeki yeri genişçe ve ayrı olan memleketimize Sn. Aytemiz’in yaptıklarına vefa mı olur?

Sadece gözümüzü açtığımız yer değil, Cumhuriyetimizin ilk tohumlarının atıldığı yer olan Kars’ı bağrına basan İsmail ağabeye minnet duygusu mu olur?

Kars’ı özleyen yüreklere, onu ayakta tutan değerlere, ona sahip çıkan herkese duyulan gönül borcu mu olur?

Uygar, çağdaş, aydın, kaç göç nedir bilmeyen bir bölgenin bir ferdi olarak, elini sorunların üstüne de, taşın altına da cömertçe koyan bir aziz hemşeriye duyulan saygı mı olur?

Kars’tan çıkıp ülkemizin her yerine eliyle, emeğiyle, yüreğiyle ulaşan tüm hemşerilerimize “iyi ki varsınız” demek mi olur?

Kars’ı, memleketimizi ekonomik varlıklarıyla, yeniliğe açık kişilikleriyle, toplumsal ve girişimci kimlikleriyle ülke gündemine ve yarınlara taşıyan herkese “helal olsun” demek mi olur?

Bilemedim.

Bildiğim o ki konuşmamın bu bölümünde Sn. Aytemiz’e sesleneceğim. Ne derler yiğidin hakkını yiğide vermek gerek. Biz de yiğidi bulmuşken hakkını baştan ve peşin ödeyelim.

 

DİYECEKTİM Kİ!

Sn Aytemiz, Sevgili İsmail Ağabeyi,

Sizi yıllardır tanıyorum, yaptıklarınızı yakından izliyorum. Sizinle yolları paylaştık, sizinle aynı salonları, aynı masaları, aynı kürsüleri paylaştık. Ama bugün söze nereden başlayacağımı gerçekten bilemiyorum.

Öncelikle değerli hemşerilerimiz olan “Aytemiz Ailesi’nin ve sizin” duyarlı kimliğinizin altını mı çizelim?

Hemşerilik ortak paydasından yararlanıp, yaptıklarınızdan kendimize pay ve payeler mi çıkaralım?

Son derece hümanist, toplumsal, bilimsel, uygar, çağdaş, işlevsel ve örneklerini ancak gelişmiş batıda gördüğümüz yatırımlarınızın önemini mi vurgulayalım?

Atılan her adımın, çakılan her çivinin, uzatılan her elin, verilen en küçük değerin gözlerimizden taşıp, boğazımızda düğümlenmesini mi anlatalım?

İçinde büyüyüp içimizde büyüttüğümüz memleketimizi yaptıklarıyla ve yatırımlarıyla gözümüzde de gönlümüzde de büyüten İsmail ağabeye aşkolsun mu diyelim?

Yoksa tüm bu yapılanları müthiş bir memleket sevdası, sınırları zorlayan bir yurttaş sorumluluğu ve az bulunur bir hemşerilik bilinci olarak mı açıklayalım?

Bilemedim!

Bildiğim o ki;

Bizler memleketimize farklı teğellerle bağlıyız.

Doğduğumuz yere verecek hesabı, ödenecek borcu olanlarız.

Doğanın zorlu koşullarına direnen, ovasıyla, yaylasıyla, kalesiyle, tabyasıyla dünden bugüne ayakta kalma savaşı veren ilimizin ve girişinde “Doğunun Uygar Kenti Kars” yazısının onurunu duyanlarız.

Tarih boyunca yönünü hep uygarlığa, yüzünü hep çağdaşlığa çeviren memleketimizin, gözden de gönülden de uzak tutulmasının acısını yaşayanlarız.

Kars’ın sırtından hırslara kapılmayan, Kars’a ait hayallerini ertelemeyenlerin açtığı yola minnet duyanlarız.

Bir yeri sevmenin ne olduğunu, oralı olmanın ne demek olduğunu kanıtlayanları baş tacı yapanlarız.

 

DİYECEKTİM Kİ!

Sayın konuklar,

İbni Sina derki, “İlim ve sanat iltifat görmediği ülkeyi terk eder.”

Sn. Aytemiz, sanata ve sanatçıya ilgisizliğin yoğun olduğu günümüzde,  sanatsal, çağdaş, hümanist, uygar özellikler taşıyan yatırımlarıyla farklılığını kanıtlamış, Kars’ın bir kültür ve sanat şehri olmasına çalışmıştır.

O beslendiği damarları unutmamış, memleketinin fotoğrafını iyi çekmiş, önceliklerini iyi tespit etmiş, sorunlarını dert edinmiştir.

 

DİYECEKTİM Kİ!

Biz Anadolu toprağında doğanların yaşamında bazı kişilerin ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Bizler sayenizde örneklerini ancak gelişmiş batıda görebileceğimiz salonlara, binalara, spor tesislerine, yurtlara, okullara kavuştuk. Gezip gören herkesin haklı övgü ve beğenisini kazanan bu yatırımlar için size teşekkür borcumuz var. Konunun uzmanlarının ifadesiyle teknik donanımıyla, uluslararası standardıyla, estetik dokuya uyumuyla oluşturduğunuz konservatuar memleketimizin soylu başına bir taç gibi yakışmıştır.

Siz memleketimize pek çok ödül verdiniz. Hemşerilerimize, gençlerimize, öğrencilerimize cömert armağanlar sundunuz. Kars’ı aydınlık yapılarla taçlandırdınız. Ülkemizde yatırımlar ve yatırım alanları belli iken, değerler göz ardı edilmişken, çıkarlar her şeye egemen olmuşken olanaklarınızı ilimizin aydınlık yarınları için kullandınız. Yaptıklarınız sanat ve kültür gönüllülerinin arşivlerinden, değerbilir hemşerilerimin yüreklerinden silinmeyecektir.

 

DİYECEKTİM Kİ!

Sn. Aytemiz,

Yaşamımıza anlam katan yatırımlarınız memleketimin zarif ve soylu başına “hançere gümüş kimi yahışmıştır.”

Siz Kars’ı Kars yapanlardansınız.

Küçük yerlerden de büyük yüreklerin çıktığını kanıtlayanlardansınız.

Unutmayınız ki! Kişiler şehirleri yaratır, şehirler kişileri yaşatır.

Ödüller kişilere yapıcı, yaratıcı ve yararlı hizmetlerinden ötürü verilir.

Sizde bu özelliklerin tümü vardır.

 

DİYECEKTİM Kİ!

Sn. Aytemiz yapıcıdır.

Sn. Aytemiz yaratıcıdır.

Sn. Aytemiz yararlıdır.

Sn. Aytemiz kalbi olan, kafası olan, kasası olan ve kapısı herkese açık olan bir hemşerimizdir.

Acılarımızda yanı başımızda, başarılarımızda yanımızda, mutluluklarımızda aramızda, her türlü etkinliğimizde arkamızda yer alandır.

Burada çok kısa bir parantez açmak durumundayım.

1920’li, 30’lu 50’ li yıllar…

Kars’ta yerel aktör ve aktirsler tarafından ünlü opera ve operetler sergilenmektedir.

1960’lı, 70’li yıllar…

Çocukluğumuzun Kars’ında güzel sanatlar lisesi, çok amaçlı spor salonu, konservatuar bize çok uzak gelen hayaller ve düşlerdir.

2000’li yıllar. Kars’ta uluslar arası standartlarda bir Konservatuar vardır.

Demek ki Kars öne çıkarılmasa da hemşerileri tarafından öne çıkartılan bir kültür ve sanat şehridir.

 

DİYECEKTİM Kİ!

Sn. Aytemiz,

İnsana, gençliğe,  memlekete,  geçmişe, tarihe saygı adına oluşturduğunuz şeyler günümüzün “un ufak” olan değerleri yanında az şey mi?

Sağ olun, sağlıklı olun…

 

DİYECEKTİM Kİ…