Dolunay bir engelli derneği değildir

Dolunay Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Bahattin Şeker, derneğin sadece engellilere yönelik bir çalışması olmadığını belirterek, “Hepiniz bizi engelli derneği olarak görüyor ama biz engelli derneği değiliz. Biz Kars’ın derneğiyiz.” dedi.

Kafkas Haber Ajansı’nın Dolunay Derneğinin görevleriyle ilgili sorularını cevaplayan Dolunay Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Bahattin Şeker, dertlerinin sadece engellilerle veya engelliler için çalışmak değil, Valilikle, Üniversiteyle. Milli Eğitim Müdürlüğü, diğer kurumlarla, STK’larla ve ailelerle ortak bir çalışma yapmak olduğunu söyledi.  Yıllarca bunun mücadelesini verdiklerini, halende aynı gaye içinde olduklarını belirten Şeker, “Amacımız engellinin karnını doyurmak değil, ya da engelliye bir tekerlekli sandalye vermek değildir. Herkes bizi engelli derneği olarak görüyor ama biz engelli derneği değiliz. Biz Kars’ın derneğiyiz. Biz eğitim, kültür, sosyal yardımlaşma her alanda varız.” dedi.

Kars’ta engellilerin temizlik kampanyasına verdikleri öneme de değinen Şeker, “Bugün Ziraat Bankasının arkası çöp değilse Dolunay Derneğinin yaptığı çalışmayla ilgilidir.” diye konuştu.  Şehirde engelli asansörüyle ilgili büyük mücadelelerin verildiğine de dikkat çeken Şeker, “Eğer Öğretmenevi’nde asansör sistemi varsa, eğer bugün asansörlü taşıma aracımız varsa, eğer bugün Kars Devlet Hastanesi’nde yoğun bakım ünitesi varsa, fizik tedavi uygulaması yapılıyorsa, Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinde yeni doğan çocukların işitme ve görme testleri yapılabiliyorsa, eğer Kafkas Üniversitesinde Engelli Sorunun Araştırma ve Uygulama Merkezi varsa, Empati Bölümü varsa bunda derneğimizin ve üyelerimizin büyük emekleri vardır. Bunları daha çok sıralamak mümkündür.” diye konuştu.

Şeker ayrıca, dernek olarak şehirde gördükleri eksiklikler, belirledikleri sorunlarla ilgili de birilerini eleştirirken onun şahsına, kişiliğine dönük bir şey yapmadıklarını ve amaçlarının o eksikliğin giderilmesi konusundaki aciliyeti göstermek istediklerini ifade etti. Şeker, “Mesela yollar; akülü sandalyede o yoldan zaten normal olarak gidilemiyor. Akülü sandalyede, tekerlekli sandalyede bu insanlar nasıl gidecek. Bunu rahat bir şekilde sorabiliyorum. Ama ben de şunu biliyorum ve diyorum ki; hiçbir belediye başkanı hiçbir avukat yaptığı işi “kötü yapayım” diye başa çıkmaz. Ama tıkandığı nokta neyse biz Sivil Toplum Kuruluşları da onlara öncü olmak zorundayız. Halk olarak da onlara öncü olmak zorundayız. Hatasını, eksiğini ya da zayıf kaldığı nokta da ona omuz vermek zorundayız.” şeklinde konuştu.

Şeker daha sonra şunları söyledi:

“Türk ve Fransız algısında engellilik algısı üzerine bir çalışma yaptım. Mademki edebiyat toplumu yansıtıyor, mademki edebiyat toplumun aynasıdır. Peki bu toplumun aynasında engellilerin yeri ne kadar?. Üniversite evrensel düşünmek demektir. Yani biz Dolunay Derneği olarak aslında temel hedefimiz; evrensel insanlık değeri, evrensel birlikte yaşama değerini vermeye çalışıyoruz. O yüzden bize yardıma muhtaçlara değil, bize iş yapabilmek için çırpınan, okumak için çırpınan ya da bulunduğu durumdan kurtulmak için çırpınan insanları gösterirseniz biz onların eli, ayağı olmaya çalışacağız. Zaten Belediyemiz, Valilik yardımların bir çoğunu yapıyor. Ama biz yol gösterici olmak istiyoruz. Okumak isteyen engelli varsa okutmaya çalışıyoruz. Bir lisede bir kızımızın ayağı protezdi. Kendi çabamızla o kızımıza daha modern daha güzel bir protez taktırdık. O kızımız şu anda Tıp Fakültesinde okuyor ve mezun olacak. Üniversitemize birçok yerden öğrencilerimiz gelmiş. O öğrencilerimize bu bilinci aşıladığımıza inanıyorum. Irkları, mezhepleri, renkleri, konuşma dilleri ne olursa olsun bunun önemli olmadığı, önemli olanın insanlıkla birlikte yaşama bilinci olduğunu, bu toprağın içinde hepsinde biz olduğunu aşıladığımıza inanıyorum.”