Dünya Barış Günü mesajı

HDK ve HDP’den 1 Eylül Dünya Barış Günü mesajı...

Halkların Demokratik Kongresi ve Halkların Demokratik Partisi Kars il Örgütü adına, 1 Eylül Dünya Barış Günü sebebiyle basın açıklaması yapıldı.

Açıklama şöyle: 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla belirtmek isteriz ki, AKP iktidarının izlediği emek karşıtı politikaların yanı sıra Ortadoğu’da ve ülkemizde uyguladığı barış karşıtı politikalar nedeniyle Türkiye ciddi sorunlar yumağının içine itilmiş durumdadır.

ABD emperyalizminin başını çektiği dünyanın egemenleri, enerji kaynaklarına ve yollarına hakim olma hırslarını ve saldırganlıklarını,”özgürlük ve demokrasi” sözcüklerinin ardına gizleyerek, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmeye devam etmektedirler. Emperyalizmin hegemonya savaşının parçası olarak gelişen bu saldırılar Irak, Libya ve Afganistan’dan sonra bugün Suriye üzerinden devam etmekte,etnik ve dini farklılıklar körüklenerek halklar birbirine düşman edilmekte, ülkelerin ve halkların tarihi, gelecekleri ve bir arada yaşama umutları yok edilmeye çalışılmaktadır.

Suriye’de fitili ateşlenen iç savaş ve askeri müdahalenin, bölgesel bir savaşın habercisi olduğu unutulmamalıdır. Tüm Ortadoğu savaşa, etnik, dini, mezhepsel çatışmalara, tam bir kaosa sürüklenmekteyken, AKP iktidarı ne yazık ki Türkiye’yi bu ateş topunun içine çekmeye çalışmaktadır.

30 yılı aşkın bir süreden beri on binlerce insanımızın ölümüne yol açan Kürt sorununda da demokratik çözüm yollarından gün geçtikçe uzaklaşılmakta ve barış umutları yok edilmektedir. Askeri ve siyasi operasyonlarla sürdürülen savaş çizgisiyle, yeni ve daha da derinleşmiş bir çatışma ortamı yaratılmaya çalışılmaktadır.Yıllardır sürdürülen bu çatışma ortamında bunca acı ve gözyaşına rağmen,denenmeyen tek yolun barış ve silahların susması olduğu gerçeği göz ardı edilerek,çözüm yine savaş ve dökülen kanda aranmaktadır.

Savaşı tüm sıcaklığı ile hissettiğimiz bu günlerde, barış talebi ülkemiz için hiç bu kadar yakıcı ve acil olmamıştı. Sadece ülkemizde değil, yakın coğrafyamızda savaş söylemlerinin yükseltildiği, kardeş halklar arasında ırkçı, dinci, mezhepçi söylemin arttırıldığı, kin ve nefret tohumlarının ekildiği bu dönemde,emekten ve demokrasiden yana tüm kesimler,yüksek sesle ve hep bir ağızdan “Ülkede, Bölgede ve Dünyada Barış” istemini yükseltmelidir.

Bizler,şiddet ve baskı politikalarında ısrar edenlerin, çok kimlikli çok kültürlü bir toplumsal modeli dışlayarak, barışın kalıcı hale getirilmesinden kaçınanların, iç ve dış politikada, gerilim yaratmaktan medet umanların, demokratikleşmeyi AB ile pazarlıkların sınırında tutup, hak arama mücadelesini anti-demokratik olarak görenlerin, yasal düzenlemelerdeki gelişmeleri bile hayata geçirmeyenlerin, barışın önünde en büyük engel olduklarını biliyoruz.Özlemimiz, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun, üzerinde eşit haklara sahip yurttaşlar olarak yaşayacağımız, demokratikleşmeye yönelik çözümlerin benimsendiği, eşitlikçi ve özgürlükçü bir Türkiye özlemidir.Şimdi diyalog ve çözüm zamanıdır. Artık sözler değil, ölümler son bulmalıdır.

Bugün gerçek bir barış iradesi, ancak nefret tohumları yerine kardeşlik duygularını pekiştirerek, ırkçı-şoven kışkırtmalara karşı anti-emperyalist,anti-kapitalist dayanışmayı ve bir arada yaşam zeminlerini güçlendirerek sağlanabilecektir. Bu topraklarda gerçek bir barışı tesis etmek, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin yeniden inşası ile mümkündür. Gerici güçlerin farklı etnik ve mezheplere yönelik tehditlerini arttırmasına göz yuman, nefret siyasetini yeniden tetikleyen ve üreten, insanlık suçlarını görmezden gelen, katliamlara izin veren bir iktidar, ardında acı ve gözyaşından başka bir eser bırakmayacaktır.

Adı Barış olan hayalimizi gerçek kılmak için,1 Eylül Dünya Barış Günü’nde; savaşa karşı sesimizi yükseltmek daha bir anlamlıdır. Halkların barış içinde,özgürce,eşit koşullarda ve bir arada yaşamasını savunmak bugün daha bir devrimci anlam taşımaktadır.Biz,yayılmacı ve teslimiyetçi bir dış politika izlemeyen,savaşa, işgale ve talana ortak olmayan, demokratik, sosyal hukuk devleti niteliğine sahip, kimliği, kültürü, dili, dini, mezhebi, görüşü ne olursa olsun,halkların kendi özgür iradeleriyle ve devrimci girişimleriyle,kendi iktidarlarını inşa edip barış içerisinde bir arada yaşayabilmenin politik perspektifi üzerine kurulacağı bir dünya düzeni istiyoruz. Halkların kardeşliğini yüksek sesle hep birlikte haykırmak için tüm alanlarda ve meydanlarda tüm devrimci,demokrat ve aydın kesimleri barışı herzaman olduğundan daha fazla sahiplenmeye davet ediyoruz.