Eğitim Sen’den gözaltı tepkisi

Eğitim Sen Kars Şubesi, Van Şube Başkanı ve üyelerinin gözaltına alınması ile ilgili basın açıklaması yaptı.

Kars KESK ve Disk Şubeler Platformu, dün Van’da Eğitim Sen Şube Başkanı Selami Özyaşar, eski şube başkanlarından Lezgin Botan ve Müzahit Karakuş, şube yöneticilerinden Garip Yaviç, eski şube sekreteri Sinan Gündüz ile sendika üyesi Hakan Yaman’ın gözaltına alınmasını protesto etmek amacıyla basın açıklaması yaptı.  

Birçok ilde olduğu gibi Eğitim Sen Kars Şube Başkanlığı’nda KESK ve DİSK Şubeler Platformu adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan EĞİTİM SEN Kars Şube Sekreteri Yılmaz İnce, Başbakan Erdoğan’ın 12 Haziran genel seçimlerinin ardından yaptığı balkon konuşmasının aksine, emek ve demokrasi güçlerine karşı çeşitli ad ve gerekçelerle yeni bir saldırı dalgasının daha başlatıldığını iddia etti.

KESK ve DİSK Şubeler Platformu adına Yılmaz İnce’nin yaptığı açıklama şöyle:

“Balkon konuşmaları”nın aksine, emek ve demokrasi güçlerine karşı çeşitli ad ve gerekçelerle yeni bir saldırı dalgası daha başlatılmış durumdadır. Seçimlerin sonuçları netleşip de AKP’nin oy kaybı yaşadığı yerler ortaya çıkınca yeni operasyonlar için düğmeye basıldı. 15 Haziran tarihinde Batman’da içinde Sendikamız TÜM BEL-SEN temsilcisi Muzaffer Çınar’ın da bulunduğu onlarca siyasetçi ve demokratik kitle örgütü temsilcisi gözaltına alındı ve bunlardan 8’i tutuklandı.

Dün sabah yeni bir operasyon dalgasıyla uyandık. Van’da EĞİTİM SEN Şube Başkanımız Selami Özyaşar, eski şube başkanlarından Lezgin Botan ve Müzahit Karakuş, şube yöneticilerinden Garip Yaviç,eski şube sekreteri Sinan Gündüz ve sendika üyesi Hakan Yaman gözaltına alınmışlardır.  

Gece kimsenin olmadığı saatlerde sendika şube binamızın kapısı kırılarak açılmış ve içerisi dağıtılarak arama işlemi gerçekleştirilmiştir. Adresleri ve çalıştığı yerler belli olmasına, Van’da bilinen/tanınan insanlar olmasına rağmen gözaltına alınmışlardır. Oysa rahatlıkla çağrılıp ifadeleri alınabilirdi. Ancak biliyoruz ki, korku salmak ve toplumsal muhalefeti susturmak istedikleri için Demokrasi ve emek mücadelesinde öne çıkan, emek harcayan arkadaşlarımızı özellikle böylesi bir yöntemle gözaltına alıyorlar.

İleri sürülen gerekçeler ne olursa olsun, hangi kanuna muhalefet etmekten gözaltına alınmış olurlarsa olsunlar, gerçek nedenin AKP’nin seçim intikamı ve muhalefete tahammülsüzlüğü olduğu açıktır.

Kamu emekçileri mücadelesinin öncüsü ve direngen gücü KESK üye ve yöneticilerine yönelik anti demokratik uygulamalar da toplumsal muhalefeti susturma politikasının bir parçasıdır. Halen yönetici ve üyelerimizden; Seher Tümer , Olcay Kanlıbaş, Ahmet Zirek, Metin Fındık, Ayhan Kurtulan, Lokman Özdemir, Aynur Şahin, Yüksel Ozan, Sedat Güler, Yakup Tekin, Serpil Arslan Düzgün, Nazire Ayata Civelek ve en son 26 Nisan 2011 tarihinde gözaltına alınan Gülsüm Yıldız tutuklandılar. Yüzlerce üyemiz hakkında başta memuriyetten uzaklaşma talebiyle olmak üzere adli ve idari soruşturmalar açılmaktadır. Onlarca üyemiz sürgün edilmiştir.

19–20 Nisan 2011 tarihlerinde SES ve TTB’nin yaptığı grev ve AKP’nin sağlıkta dönüşüm programını Adana’da Demokratik Çözüm Çadırı’ndaki kitleye anlattıkları gerekçesiyle 28 Nisan 2011 tarihinde gözaltına alınan üyelerimizden Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve Dr. Ömer Eşki “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılanmaktadırlar!

O halde bize düşen de direnmek, direnmek ve yine direnmektir. Çünkü biliyoruz ki, tarihte kazananlar hep direnenler, mücadele edenler olmuştur. KESK, fiili ve meşru mücadele içerisinde, 12 Eylül cenderesine karşı inançlı ve kararlı insanların bir araya gelmesiyle kurulmuş bir emek örgütüdür. Ne askeri cuntaya ne de sivil cuntalara teslim olmamış bir örgüttür.

 

Her sabah yeni bir gözaltı ve tutuklanma haberi ile uyanmak istemiyoruz. AKP’nin toplumsal muhalefete, hak ve özgürlükler mücadelesine tahammülsüz olduğu artık tartışmasızdır. En asgari hukuk normlarının, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün ayaklar altına alınması kabul edilemez.

Her bir operasyon ve baskı yeni sorun, gerginlik ve çatışma demektir. Tüm yurttaşlar güven içinde yaşamak, yarınından emin olmak hakkına sahiptir. Ortamı daha fazla germek kimsenin hayrına değildir. Siyasi iktidarı yıllardır uyguladığı ekonomik ve siyasi politikalardan hoşnut olmayan, eleştiren ve muhalefet eden kesimlere karşı tahammüllü olmaya çağırıyoruz.

Demokratik hak ve özgürlükleri genişletecek, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümünü esas alacak, ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engelleri kaldıracak adımlar atılmalıdır.

Arkadaşlarımızın gözaltında tutulduğu her bir saat bir eziyet ve işkencedir. Güvence altına alınmış haklarımızın açık ihlalidir. Bu nedenle arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.