Basın bildirisinde şu ifadeler yer aldı:
Bugün 28 Nisan Sağlık Çalışanına Şiddete Hayır Günü. Cezai müeyyidelerin caydırıcılığının artırılmasından, çalışma ortamlarının güvenliğinin teminine kadar gereken her türlü yasal ve yapısal tedbirlerin hayata geçirilmesi ve toplumsal duyarlılığın artırılması bütün sağlık çalışanlarının ortak beklentisidir.
Sağlıkta şiddetin önlenmesi ve şiddet uygulayanların cezalandırılmasına yönelik birçok çalışma gerçekleştiren ve öneri sunan Sağlık-Sen olarak, ilk defa bir meslek grubuna yönelik yasa çıkmasını sağladık. Sağlıkta şiddet uygulayanların tutuklu yargılanması için çıkartılan yasanın öncülüğünü yapan Sağlık-Sen, diğer taraftan da sağlık çalışanlarının güvenliklerinin sağlanması ve şiddetin önlenmesine yönelik öneriler geliştirmiştir. Nitekim, Başbakan Ahmet Davutoğlu, 14 Mart Tıp Bayramı’nda, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanların tutuklu yargılanması için gerekli yasal değişikliklerin yapılacağını ve bu konudan taviz verilmeyeceğini açıklamıştır.
Kurumlarda görev yapan sağlık çalışanlarının çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve güvenli bir ortam sunulması için bakanlık gerekli uygulamaları da hayata geçirmelidir. Şiddetin önlenmesinde, her ne kadar eğitimin önemi bilinen bir gerçek olsa da, hizmet sunulan ortamların güvenliğinin sağlanması da önemli bir adım olacaktır.
Sağlık çalışanları, büyük bir özveriyle halkımıza hizmet vermektedir. Yetersiz sayıyla, sağlık hizmetlerinin sunumunda bir devrim yapan ve sağlıkta dönüşümün mimarı olan sağlık çalışanlarımız zaman zaman da şiddete maruz kalmaktadır.
Tükenmişlik sınırında hizmet veren, yoğun çalışma şartlarıyla mücadele eden sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanması, hem bakanlığın hem de millet olarak bizlerin ortak sorumluluğudur. Türkiye el birliğiyle, sağlıkta şiddet ayıbından kurtulmalıdır.
Şiddet uygulayan ya da şiddet uygulamaya meyilli kişilere, bireysel veya toplumsal tepkiler de şiddetin önlenmesinde önemli bir adım olacaktır. Sağlık çalışanlarına sahip çıkılması, hizmet kalitesinin artmasına büyük ölçüde katkı sunacaktır.
Bu bakımdan, öncelikle sağlıkta olmak üzere, hayatın her alanındaki şiddete karşı ulusal bazda bilinçlendirme kampanyaları düzenlemeli, sahip çıkılması ve sonuç alana kadar geri adım atılmamalıdır.
Şiddet, bir insanlık suçudur. Ve şiddetler arasında ayrımcılık yapmak, şiddetin önlenmesine katkı sunmayacağı gibi, bazı şiddetlerin kabul edilebilir gibi algılanmasına yol açacaktır.
Mobing bir şiddettir, taciz bir şiddettir. Sağlık çalışanları sadece hasta veya yakınlarının şiddetine maruz kalmamakta, işyerlerinde de değişik şiddetlere maruz kalmaktadır.
Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, sorumluluk sahibi konumundaki her kurum ve kuruluş bu yönde gerekli adımları atmalı, müeyyideleri hayata geçirmeli ve şiddetin kökünü kazıyıcı çalışmaları ciddiyetle sürdürmelidir.
Sağlık Sen olarak, “Emeğe Saygı, Şiddete Sıfır Tolerans” diyerek başlattığımız bu mücadeleyi, sağlıkta şiddetin kökünü kazıyana kadar sürdürmekte kararlıyız.