Yıl 2005 Kars’tayım…
Kars Kent Konseyi’nin görkemli salonunda çok özel bir konu için bir grup arkadaş bir aradayız. Ellerimizi, yüreklerimizi, olanaklarımızı birleştirip Kars Engelliler Turizm Geliştirme Kooperatifini kurmak için yola çıkmışız. Girişimin öncüsü, fikir babası, daha doğrusu fikir annesi Mine Koçulu.
Mine sözlerine şöyle başlıyor: “Ben bir özürlü annesiyim. Özürlü bir çocuğa sahip olmak kadar hiçbir şey zor değil. Bugüne dek çektiklerim, bundan sonrası için endişelerim var. Amacım yalnızca kendi çocuğum için değil, diğer özürlü çocuklar içinde kalıcı bir şeyler yapmak. Yıllardır araştırmalar yaptım, kurslara, toplantılara katıldım, yayınları izledim, derneklere üye oldum. İstedim ki bildiklerimi, araştırdıklarımı dayanışma gruplarıyla paylaşayım, bir kooperatif kurarsak onları topluma kazandırır, hem işimizi kolaylaştırır, hem de çocuklarımızın geleceğini bir ölçüde güvence altına almış oluruz.”
Mine’nin konuşmalarını can kulağıyla ve gözyaşlarıyla dinledik. O gün o toplantıya katılan bir grup duyarlı ve değerli dostla “biz varız” deyip, başkanlığı da Mine’ye verdik. O günden sonra ne mi oldu? Çok şey. Mine ve Kars’ta yaşayan dostlarımız bu derneği alıp çok ötelere taşıdılar, dönemin Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu’ndan büyük ilgi, destek gördüler, arsa aldılar, güzel çalışmalar yaptılar, kermesler düzenlediler, çocuklara el becerileri kazandırdılar. Özellikle Sezai Yazıcı, Mine Koçulu ve Kars Kafkas Üniversitesinden Fen- Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Kırpık bu işe ciddi emek verip katkı sundular.
Tarih 18 Nisan 2010 yine Kars’tayım.
Bu kez derneğin yıllık olağan toplantısını yapıyoruz.
Aramızda yine eski üyelerimiz ve yeni başkanımız var. Yeni başkanımız benim de öğrencim olan Belgin Kesemen. Yapılanları ve yapılamayanları anlatıyor bize. Kars Dolunay Derneği’nin binasındayız. Sözü bu kez aynı amaçla kurulan Dolunay Derneği’nin başkanı Kars Kafkas Üniversitesi Fransız Dili Ve Edebiyatı Bölümü Öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Bahattin Şeker alıyor; “Bu konuda en büyük desteği öğrencilerimizden görüyoruz” diyor ve elime bir not uzatıyor, “lütfen onu okuyun ve kendiniz karar verin, neler yapılacağına” diye ilave ediyor.
Bahattin hocadan duyuruyu alıyorum. Hiçbir sözcüğüne dokunmadan sizlerle paylaşıyorum.
“Bir Saatliğine de Olsa Engellilerle Empati!
Kimselerin görmediği, bilmediği, bir dünyanın kapılarını aralamak gibi bir şey bu… Hissedilmeyen duyguları hissetmek, tadılmayan acıları tatmak, yaşanmayan acıları yaşamak, görülmeyen rüyaları görmek, kurulmayan hayalleri kurmak…
Anlatmak isteseniz de anlatamıyorsunuz.
Kelimeler şahit olduklarınızı dile getirmekte yetersiz kalıyor. Onları anlayabilmeniz için yaşamanız; onların dünyalarına girebilmeniz için de yalnızca kendinizden biraz fedakârlık yapmanız gerekiyor. Yaşadıkları zorlukları yaşamak, biraz olsun onların dünyaları hakkında bilgi ve fikir sahibi olmanıza yetiyor da artıyor bile…
Bir saat boyunca;
Gözlerinizi bağlayın,
Ellerinizi kullanmayın,
Ayaklarınızı kullanmayın.
Bu ağır mı geldi? Öyleyse;
Bir gözünüzü kapatın,
Bir elinizi kullanmayın,
Bir ayağınızı kullanmayın.
Yaşadığınız her saatin sonunda yaşadıklarınızı değil, duygularınızı bir kâğıda yazın. Her gün görebileceğiniz bir yere asın ki engellileri her an hatırlayıp onların kullanmadığı sosyal imkânlar ve hakları için mücadele etme ruhunuz canlı kalsın.”
Yazarın Notu: Değerli okurlarım! Aşılırken aşındıran bu uzun ve ince yola yüksünmeden baş koyan, arka çıkan, katkı sunanlara omuz vermeye var mısınız? Yanıtınız evetse, Kars Kafkas Üniversitesi Empati Kulübünü arayın.
www.karsdolunay.org