Kelbecer'deki Khudavang manastırı da tahrif edilmiş dini eserlerden biridir.
Azerbaycanın Kalbajar bölgesinin Vang köyündeki Khudavang tapınak kompleksi, Azerbaycan halkının atalarının dini inançlarına ve asırlarca işgallere rağmen hoşgörülü davranışlarına tanıklık ediyor. Arzu Hatun, Tursun, Hasan, Şems, Altun, Garagöz ve taş yazıtlarda yazılan diğer isimler bu anıt kompleksinin kurucularının etnik kökeninin göstergelerinden biridir.
12. yüzyıl tarihçisi Mkhitar Gosh, tapınağın MS ilk yüzyıllarda misyonerlerin Kafkasya Arnavutluk'ta vaaz vermekle meşgulken kurulduğunu belirtti.
Bazı bilgilere, tapınağın en eski binası olan bazilika (dini olmayan bir toplanma yeri), VIII.Yüzyılda, elçi İsa Mesih'in emriyle Hıristiyanlığı vaaz etmeye gelen Dadi'nin mezarı üzerine inşa edildi. Bu manastır, Güney Kafkasya'daki ilk Hıristiyan tapınaklarından biri olarak kabul ediliyor.
1993 yılında Kelbecer bölgesinin Ermenistan tarafından işgal edilmesinden sonra Azerbaycan'da yaşayan eski Hıristiyan etnik topluluklar manastırı ziyaret etmekten mahrum kaldılar. Ermeniler ise Khudavang'i dünyaya kendi tapınakları olarak sunmuş, daha sonra binaya ekledikleri haç unsurları ile kendilerini bu konuda haklı çıkarmaya çalışımışlardı.
Khudavang'ın mimari özelliklerini inceleyen Profesör Gülçöhre Mammadova, tapınağın Azerbaycan'ın en büyük manastır kompleksi olduğunu söylüyor. Tapınak dini ve dünyavi yapıya sahip çeşitli boyutlarda ve tasarımlarda ondan fazla bina içerir. Bunların en eskisi - bazilikanın ilginç özelliklerinden biri ana sunağın yanında bulunan ek alanlardır. Bu yerler, Kafkasya Arnavutluk mimarisinde benzersiz tapınak inşaatı geleneklerini yaşıyor.
Tarihçi-bilim adamı Profesör İbrahim Zeynalov, Kelbecer'in kurtuluşunun arifesinde manastırın içinde merkezi bir yere sahip olan Arzu Hatun Kilisesi'nin Arnavut mimarisinin en değerli örneklerinden biri olduğunu söyledi.
Yapının doğu duvarı bir prens ve bir azizi, güney duvarı ise ellerinde tapınağın bir modelini tutan iki prensi tasvir etmektedir. Komplekse dahil olan başka bir yapının, Yiğit Hasan tapınağının duvarında, onun 1182 yılında inşa edildiğini doğrulayan bir yazıt vardır. Komplekse 1224 yılında eklenen büyük bir binada soylu bir ailenin aile üyeleri gömülmüştür.
Bilim adamlarına göre, kompleksin inşası XIII.Yüzyılda tamamlandı. Çarlık Rusya'sının ve Sovyet döneminin zorluklarına rağmen, Azerbaycan'daki Khudavang Manastırı dahil tüm dini anıtlar korunmuştur. Azerbaycan'ın bağımsızlığını yeniden kazanmasının ardından farklı dinlere ait ibadethanelere özel ilgi ve özen gösterilmiştir.
Azerabaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Kelbecer'in kurtuluşu için millete hitaben yaptığı konuşmada Arnavut kiliseleri hakkında şunları söyledi: "Tarihe bakmak yeterlidir, herkes görsün ki, 1830'larda Çarlık Rusya'sı Arnavutluk Kilisesi'ni kaldırdı, Arnavut Kilisesi'nin tüm mallarını Ermeni Gregoryen Kilisesi'ne verdi ve Ermeni rahipler ve onların yandaşları bu kiliseleri kendilerininmiş gibi göstermeye başladı. Ermenilerin ana görevleri Kafkasya Arnavutluk tarihini silmek ve unutturmaktı. Ama biz buna izin vermedik. Azerbaycan'ın bu konuda geniş bir bilimsel temeli var, eserler var. Bu eserler sadece bilim camiasına değil, bütün dünya toplumuna gösterilmelidir. Kafkas Arnavutluk büyük bir devletti. Başkenti Gabala idi. Kafkasya Arnavutluğa ait tarihi anıtlar ve kiliseler bizim tarihi ve kültürel mirasımızdır. Biz bu kiliseleri koruyoruz. Şeki, Gabala bölgesinde, Udi kilisesini defalarca ziyaret ettim. Bildiğiniz gibi savaş sırasında Haydar Aliyev Vakfı'nın girişimiyle Nij yerleşimindeki eski Udi Kafkas Arnavut Kilisesi'nin onarım çalışmaları tamamlanmış ve bu kilise ibadete ve ziyarete açılmıştır. Bu kiliseleri kültürel mirasımız olarak koruyoruz. Bu nedenle kimse endişelenmemelidir. Bu kiliseler devlet tarafından korunmaya devam edecektir”.
Khudavang manastır kompleksi, tarihin taşlaşmış bir hafızasıdır. Azerbaycan Arnavut-Udi cemaati başkanı Robert Mobil'e göre taslarda öyle bir bilgi var ki, Ermeniler ve onların Fransız taraftarları ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu bilgiyi silemezler.