Mehmet Şener / Palandöken Gazetesi – 29.12.2010
Bir şehrin, "Biz de yatırım istiyoruz, bize de falan iş yapılsın" demesi ayrı, "Niye bu yatırımı filan şehre yapıyorsunuz, bize yapın" demesi ayrı şeydir. Karslı hemşehrilerimizin yaptığı tam da bu ikinci kısma giriyor. Yani, "Erzurum'a niye yapıyorsunuz, Kars’a yapın" diyorlar. Ki, bu çıkış hakikaten ne komşuluk, ne hemşehrilik, ne de kardeşlik hukukuna sığmaz. Hükümet karar vermiş, Türkiye'de birkaç vilayette kurulacak olan (daha doğrusu diğerleri çoktan kuruldu, Erzurum uzun zaman arsa sorununu çözemediği için bugünlere kaldı) lojistik köylerden biri de Erzurum'da inşa edilecek.
Bu karar sanıldığı gibi duygusal bir yaklaşım ya da siyasi nüfuzla alınmış bir karar değildir. DPT'den tutunuz da Ulaştırma Bakanlığı'na kadar, birçok kurumun uzmanı, ittifakla, "Lojistik Köy Erzurum'da olmalı" dedi. Buna rağmen, Karslı dostlarımızın ilk günden itibaren, "Lojistik köy Erzurum'a değil, Kars'a kurulsun" şeklinde bir tavır sergilemeleri anlaşılır gibi değil.
Meseleyi adeta kan davası haline dönüştüren Kars, dün yine bir bildiri yayımladı. Bu defa, Kars'ta CHP-MHP ittifakı kurulmuş! Haber ajanslarına düşen bilgiye göre, CHP ve MHP il başkanları, yaptıkları yazılı açıklama ile lojistik köyün Erzurum'da yapılacak olmasını kınamışlar!
Daha önce de yazmıştık; Karslı hemşehrilerimizin kendi şehirlerine kamu ya da özel sektör tarafından yatırım yapılması için çaba harcamaları son derece saygı değer bir davranıştır. Fakat bu davranış, bir başka şehri düşman olarak görmeyi gerektirmediği gibi belli bir mantık çerçevesinde olmalıdır.
Erzurum, bugüne kadar ne Kars'ı, ne de bir başka şehrimizi kendisine "düşman" yahut da "rakip" olarak görmedi. Düşünün ki geçmiş dönemlerde, özelikle Yıldırım Akbulut'un bakanlık ve Başbakanlık yaptığı yıllarda, hükümetler bariz biçimde Erzurum'u ötekileştirip, Erzincan'ı sahiplenme politikası izlerdi. Böylesine çirkin bir tutum karşısında bile Erzurum'dan kimse çıkıp da Erzincan halkını suçlamadı.
Biz istiyoruz ki, kalkınma topyekûn olsun...
Bu hususta savunduğumuz görüş şudur: Doğu Anadolu'da bir veya birkaç şehrin kalkınması yerine, bölgenin tamamında birbirine yakın gelişmişlik olsun ve her yerde refah düzeyi yükselsin.
Ancak ülke pratikleri her zaman temenni edilenin hayata geçmesine izin vermiyor. Misal; bundan 20-30 yıl önce Erzurum, ülke genelinde sosyo ekonomik açıdan ilk 10 vilayet içindeydi. Artık ne sayarsanız sayın zaman Erzurum'un aleyhine işledi ve ne yazık ki şu yedi-sekiz sene hariç, kalkınma yarışında büsbütün gerilere düştük. Hal böyle diye ne Bursa'ya, ne Gaziantep'e, ne de Konya'ya diş bilemedik; bileyemezdik. Çünkü böyle bir hakkımız yok...
Ayrıca şu da bir gerçektir ki, dünyanın hiçbir yerinde bütün şehirler aynı derecede kalkınmış değillerdir.
Kars'ın kalkınmasını, halkın zenginleşmesini istemek elbette takdir görecek bir taleptir. Fakat bu talebin hayata geçebilmesi için temenniden çok daha fazlasına ihtiyaç vardır. Ve en önemlisi de kalkınma yolunda mücadele eden grupların, bir başka şehri düşman olarak görmemesidir.
Önce Vali Bey çok sert açıklamalar yaptı, sonra sivil toplum temsilcileri, şimdi de parti il başkanları müşterek bildiriler yayımlıyor.
"Kars'ın kalkınmasını, gelişmesini istiyoruz" demek yerine, "Niçin Erzurum'a yatırım yapılıyor?" şeklinde hakikaten kırıcı bir soru soruyorlar.
Genç kuşaklar bilmez; bizler de çoktan unuttuk bile... Ama Kars'ın kanaat önderleri böyle davranmakla, o tarihte kalan eski bir husumeti yeniden hortlatmanın peşindeler:
"Erzurum-Kars gerginliği"
Ne lüzum var efendim bu kabil çıkışlara...
Karslı hemşehrilerimiz zannediyorlar mı ki, Kars halkı orada aç ve susuz kalırsa Erzurum halkı bundan mutlu olur veya sırtını döner...
Mümkün mü?
Erzurum da kalkınsın, Kars da… Ardahan da yoksulluğu ve geri kalmışlığı alt etsin, Bingöl de… Erzincan'da da bütün yüzler gülsün, Muş’ta da...
Hasılı cennet vatanımızın dört bir tarafı mamur olsun.
Bu ülkenin kaynakları bunun için yeterlidir. Yeter ki şu bölücü ve yıkıcı faaliyetler son bulsun, ülkenin ulusal güvenliği tehdit ve tehlike altında olmasın.
Bendeniz İstanbul'da ya da başka bir büyük şehrin marketlerinde Kars Kaşarı'nı görünce, heyecanlanıyorum ve kendi ürettiğim ürünmüş gibi gurur duyuyorum. Nasıl ki Erzurum'un kış turizmi konusunda mesafe almasını, aynı zamanda Sarıkamış'ın da mesafe alması şeklinde görüyorsam...
Sonuç olarak; Karslı dostlarımızın artık bizleri ciddi ciddi üzen bu yaklaşımlarından vazgeçmelerini bekliyoruz.
Ne Erzurum Kars'ın hasmıdır, ne de Kars Erzurum'un...