Gayri Resmi Hürrem

Araştırmacı Şair Yazar Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni İbrahim ÇAPAN kaleme aldı...

Mart ayı verimli bir ay. Yâd edilmesi gereken önemli vak’alarla dolu. Ayrıca önemli özel günlere şahitlik yapan bir aydır mart ayı. Varlığımıza varlık katan “ İstiklâl Marşı “mızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabûlü… “ Çanakkale Zaferi”nin yıldönümü… Toprağın uyanışının müjdecisi olan “ Nevruz Bayramı “ ve “ Dünya Tiyatro Günü “

Devlet Tiyatroları, Van Devlet Tiyatrosu 27 Mart Dünya Tiyatro Günü münasebetiyle Kars Kültür ve Turizm Müdürlüğü, çok amaçlı salonunda perde açtı.

Cihan İmparatorluğu’nun harem kapısını açan “ Muhteşem Süleyman “ isimli TV dizisinden sonra, kadın entrikasına Devlet Tiyatroları da  katıldı. Özen Yula’nın kaleme aldığı, Tolga Evren’in yönettiği, Sertel Çetiner’in dekor tasarımcılığını, Ayhan Çakır’ın giysi tasarımını, İlhan Orhan’ın ışık tasarımını, Can Atilla’nın müzik, Esat Tanrıverdi’nin yönetmen yardımcılığını,Eda Aydınlı’nın asistanlığını üstlendiği; İpek Atagün Gezener, Ebru Aytürk ve Eda Aydınlı’nın oynadığı “ Gayrî Resmî Hürrem “, oyuncuların iç kulaklarımıza armağan ettikleri Türkçe, dekor, müzik ve özellikle ışık tasarımı ile seyircileri adeta büyüledi.

Yıl 1558. Bir bahar ayı… Osmanlı İmparatorluğu’nda Kanunî Sultan Süleyman dönemindeyiz. Bir kadın… Sultanın kadını!... Yüzlerce kadının arasından. Yüzlerce odadan başka gizli bir oda…Entrikalardan gizli.Entrikaların tam ortasında!... Kücücük bir cariye ve koskoca bir Cihan İmparatorluğu… Yasak aşk!... Hürrem… ve Harem. İki perde… Yüz beş dakikalık bir oyun.

Çağdaş ve modern tiyatro ile kukla oyununun kol kola girdiği bir oyun. Kukla oyunu, en az “ gölge oyunu “ kadar eski bir tarihe sahip. Orta Asya kültürünün etkisiyle Türk Tiyatrosu’na “ gölge oyunu “ndan daha önce varlığını gösterdiği de bilinmektedir; ancak “ Kukla oyunu “ her daim “ gölge oyunu “nun yanında silik kalmıştır. “ Gayrî Resmî Hürrem “e

“ kukla oyunu “ farklı ve canlı bir renk kattı. Üç kadın karakterin dışındaki tarihî şahsiyetler kuklalarla dramatize edildiği oyunda : “ Yıl 1885. Bir bahar ayı… “ leit motif olarak kullanıldı. Kukla oyununun; iskemle kuklası, el kuklası ve ipli kukla gibi üç farklı çeşidi vardır. “ Gayrî Resmî Hürrem “de, “ el kuklası “ varlığını gösterdi. El kuklası; insan boyundan biraz yüksek bir sahnede, elbiselerin içine el sokularak oynatılan kukla çeşididir. El kuklasının baş ve elleri tahtadandır ve başın içi el girecek kadar oyuktur. El, kuklanın elbisesinin içine sokulur; şahâdet parmağı başa, baş ve orta parmaklar da kollara geçirilerek kukla oynatılır. Bu kuklaların aşağı kısmı görünmez. Kuklacı da insan boyundan yüksek olan sahnenin altında durduğu için seyirciler kendisini göremezler. Sahnenin altında bulunan bir rafa kuklacı oynayacağı oyunun metnini koyarak okur. El kuklalarını birden fazla kişi de oynatabilir. Sahnenin ön perdesi dışında, arka perdesi ve kulisleri de vardır. El kuklası, Türkiye’de yaygın olarak gösterilen bir kukla çeşididir. “ Gayrî Resmî Hürrem “de kuklacı görevini oyunculardan birisi üstlenmişti. Oyunculuğu kadar başarılıydı kuklacılığı da. Oyunun ayakta alkışlanması, salonun dolu olması oyunun başarısını somutlaştırıyordu.

Her sanat dalında olduğu gibi tiyatro sanatının da kendisine has bir ciddiyeti söz konusudur; ancak oyunun perde açacağı salonun giriş kapısında biriken seyircilerin, koltuk kapma yarışına girişimleri hoş bir görüntü sergilemedi. Hele numarasız koltukların durumu… Uyumak isteyenler için beşik vazifesini üstlenmişti koltuklar.

Bundan sonraki oyunda; beşik gibi sallanmayan, numaralı koltuklarda iyi seyirler.