Gazeteci Ömer Baştimar'ın kaleme aldığı yazısı şöyle:
Öncelikle şunu belirteyim, 25 yıl önce Kars’tan üniversite için İstanbul’a gittiğimde Ak Parti yoktu,
Anadolu Ajansı’nda Gazeteci olarak işe başladığımda da yoktu…
Yani Ak Parti sayesinde işe girmedim: Ak Partili de değilim.
Bu yazdıklarımı siyasetten uzak okumanızı rica ediyorum.
Yıllar önce Kars Milletvekili Ahmet Arslan’ı tekrar aday koymadıklarında AA Bursa Bölge Müdürüydüm.
Ahmet beyi hemen aradım; ve o gün Bursa’dan yanına giderek akşam yemeğinde buluştuk.
Yemeği kendisi ayarladı, Söğütözü’ndeki Ala Restoran'da yemek yedik.
Orda kendisine dedim ki ; ”pekmez gibi malın olsun Sivas’tan sinek gelir” siz de üzülmeyin sizin gibi adam olsun.
Ve zaman çok geçmeden tekrar Ahmet Arslan beyin kıymeti anlaşıldı Ak Parti’nin vazgeçilmezi oldu…
Bir gün önce de Prof. Dr. Yunus Kılıç’ın milletvekili seçimlerinde 2. sıra aday olduğunu; duyunca aradım yanına gittim.
Biraz sırasını beğenmediği için moralsizdi..
Kars için yaptıklarını ve yapacaklarını konuşunca morali düzeldi.
Ona da dedim ki:
Vefa dost ikliminde yaşayan güllerdendir; Karslılar da size dosttur ve vefalıdır; sizin için her şey güzel olacak.
Bunu neden dedim;
25 yıllık gazetecilik hayatımda çok vekil gördüm; ama Prof. Yunus Kılıç gibisini görmedim.
Şahit olduğum bir olayı anlatayım; Ankara’da yaşayan tarım bakanlığında çalışan bir Karslı için genel müdürü aradı. Ben rica edeceğini sandım ; ama direkt cümle şu: "Karslı hemşehrim oradan giderse aramızda bu kan davasına dönüşür” ben hayatımda Karslı'yı korumak için bir vekilin olaya bu kadar net girmesini hiç görmedim.
Gerçi bir tek bunu görmedim;
Karslı bir hastanın Altınoluk’tan İstanbul’a götürülmesi için ambulans aradığını gördüm;
Manisa’da kızı almakta zorlanan Karslı gence sahip çıkıp eşiyle birlikte ta Manisa’ya kadar gidip kızı istediklerini gördüm..
Yani tek Kars’taki Karslılar'a değil; tüm Türkiye’deki Karslılar'a koştuğuna şahit oldum.
Ama tüylerimi diken diken eden olaya dün yanına gittiğimde şahit oldum.
Bir arkadaşı seçimlerin zorlu geçeceğini belirterek : "hocam sizin 4 yıllık emeklerinizi görmezden geldiler. Mağdur edildiniz. oğlunuz savcı; kızınız doktor bence bırakın siyaseti gitmeyin Kars’a. Emeklerinizin karşılığı sizin birinci sıra olmanızdı” dedi.
Yunus Hoca'nın cevabı şu oldu ; ”Haklısın, oğlum ve kızım okudu kendini kurtardı ; ama şunu bilmeni isterim : Benim ailem 2 kişilik değil. Benim ailem Kars. Benim içimde koskoca bir Kars var. Beni Kars’ta bekleyen binlerce oğlum var, kızım var. Okuyacak olan çocuklarım var işe girecek olan çocuklarım var. Ayrıca ben siyasete girme kararımı Ankara’da almadım ki Ankara’da bırakayım. Ben siyaseti bırakırsam Karslı hemşehrilerime giderim onlardan izin alır orda bırakma kararı veririm. Bırak siyaseti Allah ömrümüzü tamamladığında dahi son nefesimi Kars’ta hemşehrilerimin yanında vermek isterim.”
Bu cevap tüylerimi diken diken etti; büyük Karslı böyle oluyormuş dedim… Bu yazıyı da bu nedenle yazdım… Şimdi Karslıların vefa zamanı… Son nefesini dahi yanlarında vermek isteyen yiğidine sahip çıkmalı…