AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç, “Kars’ta zaten bugüne kadar hayvancılığın zahmetli kısmı yapılıyordu. Ama yüksek seviyede katma değer sağlayan kısmı besicilik, asıl parayı kazandıran, hayvancılığın entegrasyonun yapıldığı yüksek fiyattan ürünlere dönüştürdüğü kısmı hiç yapılamıyordu. Köylü çok ağır şartlarda, ağır köy koşullarında, çok yüksek yem fiyatlarına, mazota, gübreye, ilaca rağmen bir üretim yapıyordu. Fakat bundan çok yüksek seviyede kar elde edemeden batıya satıyordu. İnsanlar batıda bunun karını elde ediyorlardı. Şimdi biz istiyoruz ki emeği verilen yerde aynı zamanda gelirde orada kalsın.” dedi.
VATANDAŞIN GELİR SEVİYESİNİ, YAŞAM KOŞULLARINI YÜKSELTMEMİZ LAZIM
“Kars’tan hayvancılığı, tarımı kaldırırsanız yani, insanlar buradan gerekli geliri elde edemezse açıkçası Kars’ta durmanın da vatandaş açısından çok da cazip bir tarafı kalmaz.” diyen kılıç, “Dolayısıyla vatandaşın burada gelir seviyesini, yaşam koşullarını yükseltmemiz lazım. Bununda yolu hayvancılığın her noktasından geliri Kars’ta tutmanın yoluna bakmak lazım. Bu yüzden böyle bir besi bölgesine şiddetle ihtiyaç varlığı zaten bir noktada. İnsanlar özellikle, köylerden şehirlere göç etmeyi hızla yaptığı dönemlerde en yakın buldukları yerlere iskanlarını kurmuşlar. Şehrin kenarlarında köyler oluşturmuşlar. Şehirle birleşmişler. Hayvancılıklarını bir şekilde yapıyorlar. Yapmasınlar mı? Yapmaları da lazım. Çünkü, bu insanlara başka istihdam alanları, hizmet alanları bulamadığınız zaman bir şekilde hayatlarını idame ettirecekler. Bununda bildiği yol, hayvancılık. Dolayısıyla bizim bunlardan da bir şekilde şehri kurtarmamız lazım. Ama bu insanlara sıkıntı vererek değil, bu insanların yapmış olduğu bu gelir getirici uğraşlarına son vererek olmamalı. O zaman ne yapmak lazım, bunların en iyi bildiği şeyi daha medeni ortamlarda yapmanın bir yolunu bulmak gerekiyordu.” diye konuştu.
TARIMA DAYALI ORGANİZE HAYVANCILIK BÖLGESİ
Tarıma dayalı Organize Hayvancılığın Bölgesi fikrinin çıkış noktasının da bu olduğunu belirten Kılıç, “Biz bunu çok dillendirdik ama boş durmadık. Seçimden hemen sonra bunu Ankara’da her an takibini yaptık. Sayın Tarım Bakanı Methi Bey’de bizim davetimiz üzerine buraya geldiği zaman bunu gerekliliğini zaten onlarda biliyor. Ellerinde bu bölgenin hayvancılığa olan ilgisi zaten var. Bunun sözünü bize verdiler. Şu anda Türkiye’de tarıma dayalı organize ihtisas bölgeleri, hayvancılık bölgeleri tarım bakanlığı uhdesine geçti. Bu da belki bizim bir nasibimiz. Eskiden Sanayi Bakanlığı yapıyordu. Çok daha uzun sürelerde yapılıyordu bu iş. Şimdi tarım bakanlığına geçti. Tarım bakanlığı da zaten bu işte sıcak ve en öncelikli il Kars. Bu yüzden inşallah çok yakın zamanda bunun arazisi belli. Belediye de işin içerisinde. Belediye Başkanıyla birlikte üçümüz hep beraber gidip defalarca görüştük. Şu anda projeleri hazırlanıyor. Tarım bakanlığı bunun alt yapısını yapacak. Üst yapısını da Tarımsal ve Kırsal Kalkınma Birliği teşviki var. Bu da Avrupa fonlarından destekleniyor. Bundan da inşallah üst yapısını yapacağız. Vatandaş belki çok küçük bedellerle çok güzel medeni, insani ortamlarda hayvancılığının besicilik kısmı özellikle yapacak. Bir arada olacak. Veteriner hekimi, suyu, güzel barınakları olacak. her türlü imkanı olacak. Yemi hepsi bir arada olacak ve bunu hayvancılığın biraz tadına vararak yapmada yüksek gelir seviyesi elde etme imkanına kavuşacak. Vatandaş buna zaten gönüllü olarak kendisi koşacak. Bu yakında olacak şeylerden bir tanesi, bunun desteklenmesi açısından yine vatandaşlardan bilmeyen varsa, besicilik yaptırmaya çalışıyoruz. Ama Kars’ta insanların bunu kestireceği ortam yoktu. Et balık kurumunun kesimi başladı. Şu anda bu şehirde mevcut olan kesimhanelerde bu yapılıyor. Talep belirlendikten sonra, 1 yıl gibi bir zaman tanıdık. Talep belirlensin ne kadarına yetişebiliyor bu kurumlar. Ama burada önemli olan şuydu; siz hayvanınızı kestirmek istediğiniz zaman kesebilecek bir et balık kurumu ve ona benzer kesimhaneler bulunsun ama arkasında devlet olsun. Yani paramız sağlam olsun. Ne zaman alacağımızı bilelim. Bu yüzden şu anda arkasında devlet olan et balık kurumu adına kesim yapan mezbahanelerde Kars’taki kesim başladı. Bu aralıksız devam edecek. Yeter ki hayvan sahipleri bu tür taleplerini Tarım İl Müdürlüğüne bildirsinler. Bu kadar kolay. Kesiliyor. Et gidip Erzurum’da depolanıyor. Ama parası burada vatandaşa hemen teslim ediliyor. Bu da besicilik yaptıktan sonra vatandaşı en çok sıkıntıya sokan olaylardan bir tanesiydi. Bunu da böylelikle çözmüş olduk.” şeklinde konuştu.
SIKINTI NEDİR? YEM FİYATLARI YÜKSEK, HAYVAN FİYATLARI BUNA PARALEL OLARAK YÜKSEK DEĞİL. ET FİYATLARI BUNA PARALEL OLARAK YÜKSEK DEĞİL
Kılıç, bu bölgede özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanların sıkıntılı olduklarını bildiğini de ifade ederek, “Sadece ben bilmiyorum bunu herkes biliyor. Bu sorun bir anda da çözülecek bir sorun değil. Bunu herkesin kabul etmesi lazım. Sıkıntı nedir? Yem fiyatları yüksek, hayvan fiyatları buna paralel olarak yüksek değil. Et fiyatları buna paralel olarak yüksek değil. Biz ülkemizde et tüketimini de artırmak istiyoruz. insanımızın daha çok et tüketmesini de istiyoruz. bunu et fiyatlarını yükselterek yapmamız çok zor. Çünkü, ülkede insanımızın belli bir gelir seviyesi var. bu eski yıllara göre oldukça yükseldi. Şu anda üç katına çıktı. İnsanımızın milli geliri kişi başına 2002 yılında 3 bin 500 dolardı. Şu anda 1 bin 500 dolar. Üç katına çıkmış olmasına rağmen daha yükseltilmesine ihtiyaç var. Sayın Başbakanımızın ve AK Partinin koyduğu hedef 2023’te kişi başı milli gelirimizin 25 bin dolar seviyelerine amacıdır. Tabi bu et tüketimini arttırmaya çalışırken yüksek fiyatta et tüketemeyeceğimiz de ortada. Demek ki ne yapmak lazım? Et üretirken ana girdi olan yem fiyatlarını düşürecek bir şekilde bir yöntem bulmamız lazım. O yüzden Kars’ta en önem verdiğimiz olaylardan birisi şu; barajlar. Bu anlamı var. İnsanlar eskiden baraj sorduğu zaman sadece elektrik üretilen yerler olarak düşünürlerdi.” dedi.
BARAJLARIN ÖNEMİ
Barajların Kars için birinci önceliği sulama olduğunu da vurgulayan Kılıç, şöyle konuştu:
“Bunu sulamaya başlamadan önce yapılması gereken en önemli şeylerden bir tanesi daha var. arazinin toplulaştırılması gerekiyordu. Düşünün, köyde bir adamın 2 dönüm bir yerde arazisi var, 3 dönüm bir yerde var. parçalı parçalı traktöre sabah kalkıp biniyor. 5 kilometre yol gidiyor. 1 dönümlük araziyi ekiyor. 5 kilometre geliyor köye bir 5 kilometre daha diğer tarlaya gidiyor. Yani harcı borcunu geçer. Yaptığı masraf aldığı üründen daha yüksek bir maliyet gerektiren bir tarım faaliyeti yürütmeye çalışıyordu. Ancak kendine kadar üretiyordu. Yani köylü köyde duruyor ama fazladan üretip de şehirdeki insanı besleyecek üretim gerçekleştiremiyor. Ülkenin bu döngüden de kurtulması lazım. Demek ki arazinin bir arada olması lazım. Yani düşünün ki adamın o parçalı parçalı arazisini topladınız 50-60 dönüm bir arazisi var ve sulanabilen bir arazisi var. Su gelmiş son basınçlı sistemlerle yani borulu sistem vardı. Eski hararet sisteminden bakanlık vazgeçti. Bu kanallarla kırılan, dökülen beton kanal sistemi artık bundan sonra yapılmıyor. Borulu sistemlerle su kaybı olmadan basınçlı suyla bundan sonra sulamalar olacak. Bizim Kars’ta da yapılacak olan bu. Bu sulama kanalını bir taraftan hızlandırırken biz bir taraftan da arazi toplulaştırmalarını başlatıyoruz. 40 yıla bitmiş olan Bayburt barajının sulama alanında bunu başlatıyoruz. Yeni yapılmakta olan Kars barajının sulama alanlarında da yaptırıyoruz. Yine buradan bir müjde olarak da değerlendirilebilir. Digor’da varlı barajı programa alındı. Projeleri yapılıyor. İnşallah yakın zamanda bununda yapımına başlanacak. Şöyle bir şey var, Digorlular buna önem veriyor. Eskiden dolaylı ve varlı barajı isimleri iki küçük baraj planlanmıştı. Daha sonra görüldü ki bu barajda zaten belli bir noktada birbiriyle birleşiyor. Neredeyse havzaları aşağı yukarı aynı.”