Ermenistan ile Türkiye arasında geçtiğimiz yıl imzalanan protokollerin yıl dönümünde tel örgüleri aşarak sınırdaki Arpaçay (Ahirhan) Nehrine geçen ve sınırın kapalı kalmasını eleştiren Güçlü Türkiye Partisi (GTP) Genel Başkanı Tuna Bekleviç Ermenistan ile Türkiye gençliğinin ortak kurdukları dostluk grubunun kuruluş deklarasyonunu yayınladı.
Türkiye’nin artık komşuları ile sorunlu ve kavgalı bir dönemi geçmişte bıraktığını hatırlatan Bekleviç bölgesel bir güç olarak yükselen Türkiye’nin tüm Dünya devletlerine barış ve kardeşlik konusunda örnek olduğunu belirtti.
Ermeni ve Türk gençlerin ortak çabaları ile hazırlanan deklarasyon “Ermenistan ve Türkiye arasındaki kördüğüm çözülebilir ve çözülmelidir. Bu kördüğüm halklarımız arasındaki diyaloğa uzun zamandan beri zarar vermektedir. Her iki taraftaki hükümetlerin siyaset tercihlerine bakılmaksızın iki ülke arasındaki ilişkiler normalleşmeli; kapalı sınırlar ardına saklanmak yerine, ‘ortak bir gelecek’e yönelik adımlar atılmalıdır.” Sözleriyle başladı.
Bizler, Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınırın açılmasına dair gerekli adımların atılması için hükümetlerimizi göreve çağırıyoruz.
Şüphe yok ki ülkelerimiz arasındaki kapalı sınırlar, toplumlarımız arasındaki etkileşim, iletişim ve dolayısıyla normalleşme sürecinin hızlanmasına engel olmaktadır. Bu bağlamda, aramızda Türkiye Ermenistan sınırının açılması meselesine dair Türk ve Ermeni gençler olarak fikir birliğinin sağlanmış olmasından ötürü çok daha mutluyuz.
Unutmamamız gerekir ki uluslararası ilişkilerin yegâne aktörleri devletler değillerdir. Aynı zamanda sivil toplum örgütleri ve diğer devlet dışı aktörler de sorunlu ülkeler arasında güven artırıcı çözümlere yönelik planlama ve bunu uygulama kapasitesine sahiptirler.
Bu deklarasyonda, üç farklı düzeyde atılması gereken adımlar üzerinde fikir birliğine vardık. Ermenistan ve Türkiye hükümetlerinin ‘ikili ilişkiler’, ‘bölgesel dayanışma’ ve ‘sosyal etkileşim’ olarak üç kategoride belirlenen adımları uygulamaları ve desteklemeleri gerektiğine inanıyoruz.
Biz kendimiz, harekete geçmek ve kendimiz ortaya koyduğumuz ‘Ortak Gelecek Deklarasyonu’nun savunucusu olmak için gönüllüyüz. Ülkelerimizin halklarını ortak ve barışçıl bir geleceğin gerçekleştirilebileceği sağlam bir düzlem oluşturmak için bize yardım etmeye çağırıyoruz. Her şeyin ötesinde, yüzyıllarca süren birlikteliğimiz süresince paylaşılan duygular göstermektedir ki bu sadece geçmişin bir konusu değil, doğal olarak geleceğimizin bir yolu olabilir.
İKİLİ İLİŞKİLER
Seçimle işbaşına gelen Türkiye ve Ermenistan hükümetleri, Ermenistan-Türkiye ilişkileri konusunda sürekli olarak kamuoyunu bilgilendirmelidirler.
İlişkilerin normalleşmesi sürecinde Ermenistan ve Türkiye’deki muhalifler yapıcı bir rol oynamalıdırlar.
Türk ve Ermeni sivil toplumları, Türkiye - Ermenistan ilişkilerindeki etkili rollerini devam ettirmelidirler.
Ermenistan ve Türkiye’de muhalefet ve hükümetler arasında ikili ilişkiler özelinde daha çok diyalog fırsatı aranmalıdır.
Türk ve Ermeni siyasi partileri, Türkiye - Ermenistan ilişkileri konusunda programlarında net olmalıdırlar.
Türkiye ve Ermenistan parlamentoları arasında dostluk grubunu da içeren ilişki kurulmalıdır.
Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinde olumlu katkısı olan iş örgütleri güçlendirilmelidir.
Ermenistan ve Türkiye’deki belediyeler arasında kardeşlikler kurulması teşvik edilmelidir.
Türkiye ve Ermenistan hükümet ajansları tarafından kültürler arası projeler desteklenmelidir.
Erivan ve İstanbul arasındaki direk uçak seferleri artırılmalı ve bayrak taşıyan uçaklar bu rotada direk uçuşlara başlamalıdırlar.
BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ
Sınırın açılmasının, Azerbaycan- Ermenistan ilişkilerinde Türkiye’ye daha aktif bir rol yükleyeceği vurgulanmalıdır.
Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan Dağlık Karabağ sorununun barışçıl çözümünde yapıcı bir rol oynama konusunda kararlılıklarını vurgulamalıdırlar.
Bölgesel işbirliğinde, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün rolü belirtilmelidir.
Ermenistan ve Türkiye hükümetleri Dağlık Karabağ sorunu hususunda, şu anda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı Minsk Grubu çerçevesinde kesintisiz devam eden müzakerelerde bir anlaşmaya varmalıdırlar.
Türkiye ve Ermenistan işbirliği NATO çerçevesi dahilinde kurulup geliştirilmelidir.
Sınır; sel, yangın, deprem ve diğer doğal afet halleriyle acil durumlarda açılmalıdır.
TOPLUMSAL ETKİLEŞİM
Ermenistan ve Türkiye’deki üniversiteler tarafından Ermenice ve Türkçe dillerinin öğrenilmesi teşvik edilmelidir.
Her iki ülkede de diplomatik ilişkilerin kurulması beklenmeden, üniversite diplomalarının akreditasyonu sağlanmalıdır.
Türkiye ve Ermenistan medyaları, Ermenistan- Türkiye ilişkilerine dair siyasi olmayan yayınlara daha çok zaman ayırmalıdır.
Türkiye ve Ermenistan toplumları arasındaki kültürel ortaklıkları vurgulayan kültürel aktiviteler desteklenmelidir.
Tarihi ve dini mekanların restorasyonları ve yeniden inşaları Ermenistan ve Türkiye hükümetleri tarafından yapılmalıdır.
Siyasi partilerin gençlik kolları ve gençlik örgütleri arasındaki işbirliği teşvik edilmelidir.
Türkiye ve Ermenistan arasında sınır ötesi üniversite programları başlatılmalıdır.
Ermenistan ve Türkiye gençliğini bir araya getirmeye yönelik Internet sayfaları ve sosyal ağlar kurulmalıdır.
Olumsuz önyargıların ve fikirlerin ortadan kaldırılması için Türkiye ve Ermenistan toplumları arasındaki çalıştaylara olanak tanınmalıdır.
Ermenistan ve Türkiye’de karşılıklı olarak diğer ülkenin onuruna Türk ve Ermeni yılı ilan edilmesi değerlendirilmelidir.
İlgili (yerel ve ulusal) kulüpler tarafından ortak spor aktiviteleri düzenlenmelidir.
Ermeni Diasporası’nın aynı zamanda bir ‘Anadolu Diasporası’ olduğu düşüncesiyle Ermeni Diasporası ve Türkiye arasında ilişkiler geliştirilmelidir.
Okul kitapları yeniden yazılırken; ‘öteki’ algısına ve önyargılara dair saldırgan sözcüklerin kullanılması yasaklanmalıdır.
Ermeni hükümetince Ermenistan’daki Cami ve Türk hükümetince Türkiye’deki (Dvin ve Ani) belli başlı Ermeni kiliseleri onarılmalıdır.
Gümrü ve Kars arasındaki bir tren yolunun Türkiye ve Ermenistan halklarını birbirine bağlayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.