Güneşi soğutan Karslı

Güneş enerjisinden soğutma sistemi teknolojisi geliştiren Karslı Dr. Ahmet Lokurlu, dünyayı uyarmakla kalmıyor, çözümü de gösteriyor. Teknolojiyi de geliştirmiş uyguluyor. Ona ‘Güneşi soğutan adam' diyorlar.

Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, 2006 yılında çevirdiği ‘Uygunsuz Gerçek' filmiyle küresel ısınmaya tüm dünyanın dikkatini çekti. Filme Oscar Ödülü verildi. Kendini çevre savaşçısı ilan eden Al Gore, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu birçok ülkeyi gezip halkı ve hükümetleri küresel ısınmaya karşı uyarıyor. Al Gore'un bu çabaları kendisine 2007 yılında ‘Nobel Barış Ödülü' getirdi. Al Gore, "Çevre artık siyasi bir konu olmaktan çıktı, insanlık için ahlaki bir konu oldu" diyor.

 

Çevre korunumu, yenilenebilir enerji kullanımı ve küresel ısınmaya karşı yapılan çalışmalarda en azından Nobel Ödülü'ne aday gösterilmeyi çoktan hak etmiş biri de bence bilim adamı Dr. Ahmet Lokurlu'dur.

 

Güneş enerjisinden soğutma sistemi teknolojisi geliştiren Dr. Lokurlu, dünyayı uyarmakla kalmıyor, çözümü de gösteriyor. Teknolojiyi de geliştirmiş uyguluyor. Ona ‘Güneşi soğutan adam' diyorlar.

 

Dr. Lokurlu'nun aldığı ödüllerin haddi hesabı yok. Hatırlayabildikleri şunlar: TIME dergisi dünyada çevre dostu sekiz bilim adamından biri seçmiş. Çevre Oscarı olarak nitelenen ‘Dünya Enerji Ödülü'nü (Energy Global Award) 2004 ve 2009'da aldı. 2008'de ‘Kyocera Çevre Ödülü', 2008'de ‘Gelecek ve Yaratıcılık Ödülü', 2007'de ‘En Etkili Teknolojik Yenilik Ödülü'... Böyle devam edip gidiyor.

 

Kars doğumlu Dr. Lokurlu, Erciyes Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra Almanya'da önce Essen Üniversitesi'nde enerji, Aachen Teknik Üniversitesi'nde endüstri mühendisliği okumuş.

 

Evli ve bir çocuk babası olan Dr. Lokurlu, Almanya'nın en saygın araştırma kurumlarından Jülich Araştırma Merkezi'nde hidrojen yakıt hücreleri üzerinde çalışıyor. Teknolojiyi uyguladığı Soliterm isimli bir firması da var.

 

"Ahmet Bey, geliştirdiğiniz teknoloji basit anlatımıyla nedir" diyorum. Fotoğrafta gördüğünüz gibi başladı çizerek anlatmaya:

 

"Güneşin yol açtığı etkiyi yine güneşle kırdım. Bulduğum sistemin büyük ilgi görmesinin nedeni bu. Sistemde güneş enerjisi ile 180 dereceye kadar su, 144 derecede 4 bar basınçta buhar halini alıyor. Buhar daha sonra iki kademeli makinede soğuğa dönüşüyor. Sistemin çevreye hiçbir zararı yok. Açığa çıkan karbondioksit oranı sıfır. Örneğin petrol, gaz veya kömürden 2.5 megavat enerji üretimi 4 bin ton karbondioksit açığa çıkartıyor. Dünya hepimizin. Duyarlı olmalıyız. Sahip çıkmalıyız. Hep, çevreye en az zarar veren teknolojilerin kullanılması için çaba sarf etmeliyiz. Bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmalıyız."

 

Türkiye'de ilgi az

 

Sistemi ABD, Hindistan, Fas, Ürdün ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede uyguladığını söyleyen Dr. Lokurlu, "Türkiye'de güneş enerjisi yeteri kadar kullanılmıyor. Güneş deyince akla sadece panelle su ısıtma geliyor. Halbuki yaz aylarında en çok enerji (yüzde 50-60 civarında. 42 gigavat) soğutmaya gidiyor. Antalya'da güneş enerjisi yoğunluğu 2285 kilovat saat/metrekare /yıl. Bu değer Trabzon'da 1100. Almanya'da 980. Antalya'daki değer Abu Dabi'den daha yüksek. Yenilenebilir yani güneş, rüzgâr, dalga, jeotermal gibi enerjilere Türkiye daha fazla ilgi gösterse hem çevreyi koruyacak hem de teknoloji geliştirip satabilecek bir duruma gelebilecek. Dünya bu yöne gidiyor" diye konuşuyor.

 

Dr. Lokurlu ile sohbet ederken anlattıklarından dikkatimi çeken konu da dünya, çevre vs derken termodinamik yani ısı biliminin felsefi yönü oldu. Dr. Lokurlu'nun zaten yakında vereceği ikinci doktora tezi de ‘Evrim etiği' imiş. Isı biliminde entropi faktörü var. Entropi düzensizliği gösteriyor. Hedef her zaman entropiyi azaltmak. Dr. Lokurlu da evrim, etik, ahlak, entropi ilişkilerini felsefi açıdan irdeliyor. Dr. Lokurlu'ya göre "Evrimde etik bir yaratığın kendi geleceğini ikame ettirmesi kendi koşullarına bağlı. Ancak kültürel anlamda biz olduğumuz şeyi kabul etmek yerine hep farklı bir şey istiyoruz. Belki de entropiyi artırıyoruz." Şu muhakkak ki Dr. Lokurlu, bence Nobel Ödülü'ne en yakın adaylardan biri. Bu konuda kimsenin en ufak şüphesi olmamalı.