KARA GÜNLERİN AYDINLIK YÜZÜ : HAFIZ KURBAN YURTSEVEN
*Hafız Kurban'ın Evini, Sarhoşların ve Tinercilerin Mekânı Olmaktan Kim Kurtaracak?
*Dereiçi’ndeki Osmanlı İzlerinin Yok Olmasına Kim ‘Dur’ Diyecek ?
*Hafız Kurban Caddesi’nin Adı Neden Değişti ?
*Başka Bir Caddeye Hafız Kurban Adı Tekrar Verilemez mi ?
Değerli okurlar ;
Kars'ın Rus işgali altındaki Kaleiçi Mahallesi’nde, 1883 yılının o kara günlerin kapkara gecelerinden birinde nurlu bir çocuk dünyaya geldi.
Kars platosunun kanla yazılmış tarihinin içinde yaşayan anne ve babasının bilinçaltındaki izlerimidir nedir bilinmez, nurlu çocuğa “Kurban” adını koydular.
Aradan uzun yıllar geçti, sesi ve şiirsel anlatımına bir de öğrenme isteği de eklenince küçük “Kurban” çocukluk arkadaşları arasından sıyrılıp Yemenhalefoğlu Molla Muhyiddin Efendi’den ders ve feyz aldıktan sonra Evliya Camii ve Medrese’sinin, imamı ve müderrisi oldu. Bu eğitimden sonra, adının başına saygın ve onurlu bir unvan alarak “Hafız Kurban” olarak anılmaya başlandı.
Kendi devletini işgal eden Rusların dilini öğrenmek için Tiflis'in Gori şehrine Rusça öğrenmeye gitti.
Orada bulunduğu sürede boş durmayıp;
*Tiflis'te çıkmakta olan “Albayrak”, Bakü'de çıkan “Açıkgöz”, “İkbal”, “Basiret” gazetelerinde takma adlarla çeşitli yazılar yazdı.
*40 yıllık kara günlerden, Cumhuriyet dönemine kadar süren 56 yıl boyunca bazı zorunluluklar dışında, Kars Evliya Camii’nin İmam Hatipliği büyük bir öz veri ile yaptı.
Ardından; Kızılay, Türk Ocağı, Tayyare Cemiyeti, Nüfus Tahrir Heyeti gibi sosyal hizmet veren kurullarda çalıştı.
Bir süre Kars Belediye Başkanlığı, Kars Ticaret Odası Başkanlığı yaptıktan sonra, dört dönem Kars İl Genel Meclis Üyeliği’ne seçilen Hafız Kurban Yurtseven; aynı zaman da vatanı için yüreğinden yanıp tutuşan edip ve şairdi.
Çarlık Rusya'nın, Kars platosuna neden geldiği hakkında geçmişe dönük bilgilerimizi tazeleyelim isterseniz.
O tarihlerde; Çar'lık Rusya, “Deli Petro'nun VASİYETNAMESİ” doğrultusunda sıcak denizlere inebilmek için halk arasında “93 Harbi” olarak bilinen savaşları gerçekleştirmişti.
Bu sürecin sonunda; 1878'deki İmzalanan “Ayastofanos Antlaşması” ile Osmanlı Devleti Kars’ı bölgesini (Elvie-i Selase’yi) Çarlık Rusya'ya savaş tazminatı olarak verdi.
Ruslar; Bu topraklar da kalıcı olabilmek için;
* Kars demiryolu hattını Sarıkamış'tan Moskova’ya gidebilecek şekilde inşa ettiler.
*Göle'den Ardahan’a da “Dekovil” (dar tren hattı) bile çekildi.
*Kars ve bölgesinde; Taş ağırlıklı, baltık mimari tarzında evler, resmi binalar ve kiliseler yaptılar.
*Kars bölgesinden Müslüman nüfusu zorla Anadolu içlerine gönderilip, Ermeni ve Hıristiyan ahaliyi yerleştirdiler…
*Kars'ta kale surlarının ve Osmanlı binalarının taşlarını sökerek “askeri garnizon” inşa etmeye başladılar.
Yıldrım Öztürkkan arkadaşımın arşivlerinden aldığım bilgilere göre ;
Evliya Camii imamı Hafız Kurban Yurtseven o zamanki anılarında şöyle anlatıyor.
Kars'ın planları yapılırken cadde ve sokakların açılışı; Türk mimari eserlerini tahribi maksadıyla yapılmıştı; bu durumdan 43 cami ve mescit, imarethane, han ve saraylar yok edilmiştir. Bu eserlerden sadece top güllelerine rağmen Evliya Camisi ve minaresi ayakta kalmış ve Rusların ve yardakçılarının gözünün dağı olmuştur; ama asıl cami Çarlık Rusya tarafından yok edilmiştir; Öyle ki, cepheyi görmeye gelen Rus Çarı Nikola, trenle Kars'a geldiğinde vagonun penceresinden bakmış, minareyi görünce hiddetlenmiş, istasyona inince de Vali ve Belediye Reisi ve Müstahkem Mevki Komutanı’nı çağırarak şöyle demiş;
“…BİZİM DÜŞMANIMIZ TÜRK'ÜN DİNİ ESERİ OLAN BU MİNARE GÖZÜME BATIYOR. UZUN YILLAR SÜRESİNDE, BİR BAHANE BULUP TA YIKAMADINIZ MI?...”
Değerli okurlar ;
Rus işgali sırasındaki askeri yetkililer, onun çevresi tarafından sevilen saygın bir din adamı oluşundan dolayı Hafız Kurban Yurtseven'e dokunmazlar.
Hatta Rus yetkililer Hafız Kurban’ı, Evliya Camii imamı olmasına rağmen ek görev olarak Müstahkem Mevki emrine, cepheden gelen cenazelerin defin işleri ile uğraşması için imam olarak da atamışlardı.
Bu konuya ışık tutmak için Hafız Kurban'ın Av. Mürsel Köse'ye anlattıklarını dinleyelim ;
…Müslüman Türk'lerin ve şehitlerin cenazelerini tek başıma kefenliyor, tabuta yerleştiriyordum. Çok yaşlı iki üç kişi zorlukla buluyor, onların yardımı ile cenazeleri tabuta koyarak mezarlığa götürüyorduk ; ama yol boyunda Ermeni çocukları, kulaklarım işiterek, dinime, imanıma, sarığıma… Küfrediyorlardı…
***
…(Hafız Kurban işgal edilmenin dayanılmaz acısını anılarında şöyle anlatıyor.)
…Vakit namazlarında minareye çıkıp ezan okuduğum zaman Ermeni çocukları, kuş sapanlarıyla, bana taş atıyorlardı. Ben de ezanı kesmeden, şerefede devamlı gezerek kendimi koruyordum…
***
…Yine bir gün minarede ezan okuyordum; Bir Ermeni karşıdaki toprak damın üzerinde, elinde silahı ile mevzi aldığını fark ettim. Ezanı kesip inmek istemedim. Yavaş yavaş yürüyerek arka tarafa geçtim. Her zaman üstümde, caminin parlak sarıdan yapılmış, başı halkalı büyük bir cümle kapı anahtarı vardı. Onu elime alıp silah gibi tutarak Ermeni'ye doğru kolumu uzattım. Anahtarı silah sanan Ermeni, damdan atladığı gibi kaçıp gitti. Böylece ben, onun elindeki gerçek silahtan çıkacak mermilere hedef olmaktan kurtuldum…
***
Hafız Kurban Yurtseven'in çok önemli bir yanı da Rus işgali ve sonrasında başından geçen hatıralarını belgesel nitelikte ele almasıdır;
Saygıdeğer büyüğümüz Av. Mürsel Köse'nin bir anısını da sizlerle paylaşmak isterim;
…Hafız Kurban Yurtseven bir gün beni çağırmıştı, gittim. Bir meşin çanta içerisinde hatıralarını yazdığı 8 adet defteri bana verdi. Bir tanesi düz yazı, diğerler 7 tanesi nazım olarak kaleme alınmış eski Türkçe yazılardı. Yorgun bedeninden beklenmeyecek bir sesle ; ‘Mürsel, bizim kuşak geçti, sen bunları al değerlendir…’ dedi.
Mürsel Köse abimizinde bu belgelerin Rus işgalini ve sonrasına ait tarihi olaylara ışık tutması açısından, gerekli yerlere verip değerlendirdiğini biliyorum.
***
… Fahrettin Erdoğan'ın, Kars'ın işgal günlerini anlatan “Türk Ellerinde Hatıralarım” adlı kitabında Hafız Kurban için şöyle anlatır ;
… Kars'ta Türkçülük ve birleşme propagandası yapan arkadaşlar şunlardı;
*Cihangir oğlu İbrahim Aydın ve üç kardeşi ( Aziz, Hasan Han ve Aydın Paşa.)
* Hafız Kurban Yurtseven ve kardeşi Mevlüt Efendi.
* Berber İbrahim (Av. Mürsel Köse'nin babası) ve amcası Hamza.
* Orenburg'lu Mamiloğlu Tevhittin Efendi…
***
Can dostlar, Hafız Kurban Yurtseven'in anılarından ilginç bir bölüm daha okumak ister misiniz?
Hafız Kurban Yurtseven amcanın hatıraları arasında, Malakan Aleksi Karalof'la ilgili çok önemli bir bölüm vardı.
… 6 Ekim 1924 yılında vatanımızı kurtaran ulu önder ATATÜRK trenle Kars'a gelir.
… Tren istasyonundaki karşılama heyeti yerini alır…
Bayraklarla süslenmiş vagondan Atatürk ve aziz misafirler inmeye başlayınca. Alkış tufanı ufukları çınlatıyordu. “Yaşa Varol Şanlı Gazimiz…Atamız…” sesleri göğe yükseliyordu…
Atatürk, İstasyon Bahçesine yaklaştığı sırada; Malakanların Atası için düzenlediği süslü masanın önünde durdu, Masada bir tepsi üzerinde ekmek ve tuzu bulunmaktaydı. Bir Malakan ileri fırlayıp Atatürk'ün elini öptü, ardından konuşmaya başladı.
“Büyük Gazi Hazretleri, ben Molokan'ların başkanı Aleksi Karalof'um; Biz Molokanlar size dinimizce kutsal olan bu tuz ve ekmeği ikram ediyoruz buyrun…” deyince ;
Atatürk, önce durdu süslenmiş temiz masamın üzerindeki bir lokma ekmeği tuza batırarak aldı ve ardından Molokan'ların bu nezaketten dolayı teşekkür edip ayrıldı…
***
Çok değerli tarihçimiz, Fahrettin Kırzıoğlu'nun 1958'de basılan, “EDEBİYATIMIZDA KARS” adlı kitabında, Hafız Kurban Yurtseven'in sanatsal yönü ve şiirleri yer almaktadır.
Hafız Kurban'ın, 1914 tarihindeki Kars çayı taştığında yazdığı destandan birkaç satır.
…Mart yirmi altıda bastı şehri
Gördün mü sen müflis, kuru nehri
Ahali korkudan kaçtı geri
Suyun serkeşliğin, karını söyler…
***
İslam Cemiyeti Hayriyesi mümessillerinden Karaşarlı (Karaşehirli) Rıza Bey, Kars’ta ilk Türkçe gazete olan “Yeni Hurşit” ti 18 Mayıs 1917'de çıkardığında;
Hafız Kurban Yurtseven, bu coşkuyu şöyle dile getirmiştir.
Bin üç yüz Otuzbeş tarih hicride
Kars'ta "Yeni Hurşit" Rahşan eyledi
Himmetli Rıza Bey Karaşarlı'nın
Sa'y ü gayretiyle ihsan eyledi…
***
…Karslıların isteği üzerine, iki yıldan beri esir Türk askerleri ile tabyalarda çalıştırılan Karslı Türklerden ölenlerin cenaze ve defin işlerinde vazifelendirdiği Hafız Kurban Efendi şehre imam tayin ettirilmişti…
Bu durum üzerine, Rus süvarileri ‘tavlası’ olarak kullanılan Evliya Camii boşaltılarak, yeniden mabet olarak kullanılacak hale getirilmiştir. Bu nedenle 31 Temmuz 1917 günü Evliya Camii’ne giren Hafız Kurban Efendi, ‘tavla’ olarak kullanılmış bulunan Müslümanların bu ana camiinin içler acısı haline şu ağıt destanı yazmıştır.
1915-1917 ARASINDA, MOSKOFLARIN
TAVLA ETTİĞİ EVLİYA CAMİİ AĞITI
…
Kafir Moskof tavla etmiş burayı
İki buçuk yıldır giymiş karayı
Kesmişler atlara yer yer arayı
Bozulmuş mimberi buldum ben bugün.
***
…
Kürsü, fevkaneden kalmamış eser
Döşemesi gitmiş, mahfel ne gezer
Ziynet, levhası yoktur ser-ta-ser
Şaşırıp hayrette kaldım ben bugün
***
Hazreti Hırkani kalmış yalınız
Örtüsün soymuşlar bulunmaz bir iz
Ağladım sürdüm taş toprağa yüz
Kafire çok kargış kıldım ben bugün…
***
KURBANİ bu dertler beni yok etti
Aklımı fikrimi dağıttı gitti
Muhtasar mersiyem burada bitti
Halden hale girip ne oldum ben bugün.
***
Yine Hafız Kurban Efendi'den ağıt aktarayım sizlere;
1918 Mart ve Nisan aylarında, Şarıkamış - Kars - Gümrü yolundaki 52 köyde Ermeniler 16500 ‘Türk’ü katletmişlerdi. Bu katliamdan kaçıp Zarşat (Arpaçay)’ın İğnazor Köyü’ne kaçan Hafız Kurban Efendi dört yıldır köylere dağılmış olarak perişanlık çeken Karslılar için İğnezor'da yazdığı ağıt şöyledir.
1918 MART BAŞLARKEN KÖYLERDE ERMENİ TECAVÜZÜNE UĞRAMALARINA AĞIT
…
Evin koyup köyden köye gidenler
Her bir müşkülata sabır edenler
Gurbet köşesinde yandı bedenler
Halleri nalana varan Kars'lılar
Malları talana varan Kars'lılar
***
…
Bir gün vatan yolu açılır bize
Her vakit kış olmaz, varır yaza
Lütf ü kerem kılar rabbimiz bize
Halleri nalana varan Kars'lılar
Malları talana varan Kars'lılar…
***
30 Ekim 1918 Mondoros Mütarekesi sonucu Ordumuz Kars ilinden de çekilip 1914 sınır gerisine giderken, Hafız Kurban Yurtseven'de Erzurumda'ki akrabalarının yanına gitmişti.
30 Ekim 1920'deki Kars'ın son kurtuluşu üzerine Kars'a geri gelip, Evliya Camisindeki İmamlık vazifesine yeniden başlar. Bu kurtuluş coşkusunu anlatmak için duygu dolu destanını yazar ve ilk Cuma namazında da cemaata okur.
1920'de KARS'IN SON KURTULUŞ DESTANI
…
Kars sancağı yeni baştan kurtuldu
İngiliz pilanı, hükmü yırtıldı.
Türk kendine geldi, ağır tartıldı
Cenk açtı düşmana, meydan gösterdi.
***
Ankara'da kurduk Meclis- Hükümet
Her düvele sözün geçerdi millet
Ermeni'ye verdi son dersi ibret
Kulp, Iğdır'ı bize vatan gösterdi…
***
Çok hamd eyle KURBAN, vatana erdin,
Evliya -Şahı'nı şad, memnun gördün
Varıp türbesine yüzünü sürdün
Böyle saadeti Sübhan gösterdi.
***
Vatan ve din aşkıyla coşan, esaret altında bitmeyen coşkusunu, yeri geldiğinde Ağıtlarla ve Destanlarla dile getiren, yeri geldiğinde hatıralarını yazarak belgeleyen Nur yüzlü Hafız Kurban Yurtseven 13.06.1972 tarihinde Eskişehir'de hakkın rahmetine kavuştu. 1980 Kars'a getirilip huzur bulduğu bu dünyadaki cenneti olan Evliya Camii avlusuna defnedildi.
56 yıl Kars'ın Müslüman cemaatine hizmet edip kendisini adadığı, Hafız Kurban Yurtseven'in ruhun şad olsun…
VE YİNE TEKRARLIYORUM…
*Acaba, Hafız Kurban Yurtseven'in evi ve diğer Osmanlı evleri sarhoşlardan ve tinercilerden kurtarılıp restore edebilecek mi?
*"Hafız Kurban Caddesi olduğu halde ismi neden kaldırıldı ?
*Acaba ona layık olan başka bir caddeye, “HAFIZ KURBAN CADDESİ” adı verilemez mi?
Bu konu ile ilgili Sayın Belediye Başkanınla yaptığım görüşmede, Hafız Kurban Yurtseven'in ismini layık olduğu bir caddeye vermek için gerekli bürokratik girişimlerin yapılacağı hakkında sıcak mesajlar verdi, Sayın başkanıma bu yaklaşımından dolayı çok teşekkür ederim.
Kalın sağlıcakla benim değerli dostlarım...
Haytaya “Halit Paşa” Caddesi’nde buluşmak üzere…
Vedat Akçayöz, Hafız Kurban Yurtseven'in Mezarı Başında Dua Ederken
( Kars Evliya Camii Bahçesi )