Birtane’nin konuşması şöyle:
Hayvancılık alanında yaşanan sorunlar hakkında verdiğimiz araştırma önergesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önergemiz özelde Kars ilindeki hayvancılık üzerinedir ancak biliyoruz ki Ağrı, Ardahan, Hakkari, Iğdır, Van, Bingöl gibi Karadeniz’in, İç Anadolu’nun hayvancılıkla geçimini sağlayan illerin durumu da aynı şekilde içler acısıdır. Türkiye’nin onlarca ili geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlıyor. Burası da halkın meclisidir. Ancak ne acıdır ki bu güne kadar hayvancılıkla ilgili bir araştırma komisyonu kurulamamıştır. Muhalefet onlarca araştırma önergesi vermektedir. Şu an görüşmekte olduğumuz önergenin tarihi 11 Kasım 2011’dir. Üzerinden bir yıldan fazla geçmiş.
Nihayet Genel Kurul’a indi. Şu an hayvanlarına bırakın diğer yem bitkilerini, kuru saman ve ot bulamayan Karslılar ekran başına kilitlenmiş. Hükümetin dertlerine çözüm olmasını umut ediyorlar. Ancak biliyoruz ki bu önerge de önceki önergeler gibi iktidar milletvekillerinin oyları ile reddedilecektir.
Önergede de belirttiğimiz üzere AKP hükümeti adına konuşan yetkililer, rakamlarla halkta kafa karışıklığı yaratmayı adeta bir sanat haline getirmiş, bu durumu da hemen hemen her fırsatta dillendirerek kendilerini haklı göstermeye çalışmaktadırlar. Veri ve rakamların ileride yürütülecek politikalara, plan ve çalışmalara ışık tuttuğunu hepimiz iyi biliyoruz, ama bir de üretici ve besicinin yaşadığı sıkıntılar ve gerçekler gözler önünde.
Şimdi bu sorunları tüm açıklığı ile ortaya koyması açısından Kars’taki duruma dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Göreve geldiğim günden beri onlarca önerge verdik.
Önergelerimiz sürekli geçiştirildi, rakamlara boğularak sorunun üzeri kapatıldı. Bir ara Kars ilinde organize hayvancılık bölgesi kurulacak denildi, üzerinden aylar geçti ortada bir şey yok. Doğu Kapısı açılacak dendi, unutuldu. Tam tersine ithal hayan uygulaması başlatılarak Türkiye’deki hayvancılık yeniden zor toparlanacak şekilde darbe aldı.
Hayvancılık bitti bitecek. Küçükbaş hayvancılık neredeyse hiç yapılmıyor. Samanın tonu bin liradır. Köylü bir hayvanını zar zor 500 liraya satabiliyor. Canlı hayvanın kilosu 6 ila 10 lira arasında değişiyorken markette etin kilosu 25 lirayı geçiyor. Köylüye söylenen adeta "seni öldürmeyeceğim ama süründüreceğim."
Yaz kurak geçti. Bir taraftan 5 lirayı bulan mazot parası, bir taraftan ikiye katlanan gübre fiyatları derken, ot saman yığmak mümkün olmadı tabi. Yaz boyunca sütünü, peynirini sudan ucuz satan köylü şimdi gerçekten çaresizlik içindedir. Köylü 1 kilo süt sattığında kahvede bir bardak çay içemiyor. Hükümet ise sürekli durumu istismar ediyor. Karslı köylünün saman fiyatları karşısında yaşadığı çaresizlik karşısında Sayın Yunus Kılıç, Gürcistan’dan ot-saman ithalatı yapılacağını söylemiş, kış bastırdı şu an aldığımız bilgiye göre henüz bir gelişme yok.
Gerçekten şaşkınlık içerisindeyiz, AKP hayvancılık gelişti, sorun yok diyor, köylü ise ağlıyor. Sizlere mi inanalım halka, köylüye mi? Durum ortada. Kahveler işsizlerle dolu. İstihdam alanı açılmıyor. Hayvancılık ithal et ve canlı hayvanla baltalandı. Mazot ve gübre fiyatları karşısında köylü arazilerini bile ekip biçemiyor.
Bunun adı köylünün üretimden koparılmasıdır. Bu çok bilinçli bir politikadır. Şu an kırsal kesimde yaşayan, daha önce hayvancılık yaparak rahat bir şekilde geçinen vatandaş, sütü, unu, eti, yağı, ekmeği şehirden marketlerden alıyor. Köylü elinde avucundakini bu marketlere veriyor. Yerli esnaf birer birer dükkanlarını kapatıyor.
Yerli üretici ve esnaf iş yapamaz duruma geldi. Cebinde 500 lira ile kent merkezine giden köylü bir haftalık gıdasını bile alamıyor. Artık köylü çocuklarına bile süt bulamaz hale gelmiştir. AKP’nin köylüye yaptığı zulümdür. Bunu inkar etmek yerine birlikte çare bulalım diyoruz. Bu insanlar meclisten çözüm bekliyor. Her gün yüzlerce telefon alıyoruz. Seçim bölgelerimize gittiğimizde köylüler adeta göz yaşı döküyor. Elektrik faturasını ödeyemeyen, yaz başı borç ettiği mazot parasını veremeyen binlerce vatandaş var. Sütünü son bahara kadar bin liraya veren köylü, artık yakacak bile bulamaz hale gelmiştir. Önceden 20-30 baş hayvanı olan köylü şimdi 4 hayvanı besleyemez hale gelmiştir. Ahırlar, ağıllar boş. kadınlar çaresiz, çocuklar yeterli derecede beslenmiyor.
Sizlerden bir ricam var. Lütfen bir gün Kars’ın , Çerme, Subatan, Gülheyran, Çatak, Ölçülü, Varlı köylerinden birinde bir vatandaşımızın kahvaltısına misafir olun.
Köylünün elinden ekmeği alınmıştır. Köylü İstanbul’a küçük yaşta gönderdikleri çocuklarının paraları ile geçiniyor. Sofrasından sütü, balı, peyniri AKP’nin mevcut politikaları ile elinden alınmıştır. Elde avuçta yok.
Bütün bunlar göz önüne alınarak, hiç bir manipülasyon yapmadan, durumu çarpıtmadan hep birlikte Türkiye genelinde hayvancılığın içinde olduğu çıkmazı aşmak için meclis olarak görev alalım diyorum. Köylülerle görüşelim, illeri dolaşalım.Dertlerini, sorunlarını dinleyip çözümü onlarla birlikte geliştirelim. Bu insanları çaresiz bırakmak vicdanen kabul edilemez.
Hayvancılığın bitme noktasına getirildiği Türkiye’de bir an önce önlem alınmaz ve halkın talepleri dinlenerek kırsal kalkınmayı güçlendirecek projeler devreye koyulmazsa, zaten mevcut durumda göç veren kırsal kesimler, , daha fazla göç vererek insansız bir kentler olacaktır. Bütün bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda, ivedilik arz eden bu duruma bir an önce müdahale etmek için meclis araştırması açılmasını uygun görmekteyiz.