KETEM, Kars Sağlık Müdürlüğü AÇS-AP Şubesi ve Eğitim Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği kendi kendine meme muayenesi (KKMM) eğitiminin ikincisi, Kars Belediyesi bayan çalışanlarına verildi. Meme kanseri konusunda toplum bilincini yükseltmek ve bu sayede meme kanserinin neden olduğu ölüm oranlarını düşürmek amacıyla düzenlenen eğitim, katılımcılar tarafından yoğun ilgiyle karşılandı.
İlimiz Kanser Koordinatörlüğü görevini yürüten Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Bekir Kaçar ve AÇS-AP Şube Müdürü Dr. Demet İmamoğlu’nun yaptığı açılış konuşmasının ardından, teorik ve pratik olmak üzere 2 bölümden oluşan eğitim programına geçildi.
Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Kaçar, açılış konuşmasında, kadın sağlığını önemli ölçüde tehdit eden meme kanserinin ciddiyetine değindi ve hastalığın önlenebilirliği açısından büyük önem taşıyan KKMM’nin mutlaka her kadın tarafından öğrenilmesi ve düzenli olarak yapılması gerektiğini söyledi.
Kars Sağlık Müdürlüğü ve Kars Belediyesi’nde görev yapan bayan çalışanların ardından Emniyet, Milli Eğitim, Defterdarlık, Müftülük, Öğrenci Yurtları, İl Tarım, Devlet Su İşleri gibi kurumlarda çalışan tüm bayanlara da bu eğitimi vereceklerini bildiren Sağlık Müdür Yardımcısı, meme kanseri konusunda şu bilgileri katılımcılarla paylaştı:
“Meme kanseri, kadınlar arasında en sık karşılaşılan kanser türü. Sıklığı sürekli artış gösteriyor. Size çarpıcı bir rakam vereyim, ülkemizde her yıl yaklaşık 40 bin kadın meme kanseri nedeniyle yaşamını yitiriyor. Tüm dünyada ise bu rakamın yaklaşık 500 bin olduğu tahmin ediliyor. Daha net bir ifadeyle, her 8-10 kadından biri yaşamı süresince kansere yakalanıyor.”
Dr. Bekir Kaçar, kadının, yaşamının bir döneminde memesinde sertlik, hassasiyet oluşması, ağrı gelişmesi hatta kitleye rastlanmasının oldukça sık rastlanan bir durum olduğunu ifade ederek, “Memede rastlanan her kitle, memenin dokusunda meydana gelen her değişiklik kanser olmayabilir. Şayet kanserse bile, meme kanseri, en kolay taranabilen, tanısı kolayca konabilen ve erken teşhisi hayat kurtaran bir türdür. O yüzden sizden isteğimiz birazdan vereceğimiz eğitime son derece önem vermeniz ve bundan sonraki dönemde hastalığa karşı daha fazla duyarlı olmanız.” şeklinde konuştu.
“HERKES KENDİ KENDİNİN HEKİMİ OLMALI”
Eğitimin Danışmanlığını üstlenen AÇS-AP Şube Müdürü Dr. İmamoğlu, KKMM eğitimi sayesinde büyük bir kitleye ulaşacaklarını belirterek, şunları söyledi:
“Meme kanseri ve KKMM konusunda eğitim vermeye karar verdiğimizde, en büyük kitleye nasıl ulaşabiliriz diye düşündük. İlimizdeki her bayana ulaşamayacağımız için de tüm kurum ve kuruluşlarda çalışan bayanlara eğitim vermeye karar verdik. Çünkü KKMM’yi anlattığımız her bir kadın, çevresindekilere anlattıklarımızdan bahsetse, büyük bir kitleye ulaşmış oluruz diye tahmin ettik. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, kadınlarımız bizim için çok değerli. Hepimiz anneyiz, ablayız, kardeşiz, eşiz. Bu yüzden ailemizdeki önemimizin farkına varıp, sağlığımız konusunda daha da dikkatli davranmamız gerekiyor. Biz, bu eğitim sayesinde bir kanseri bile önceden teşhis edip, tedavisine sebep olsak bize yeter. Çünkü bir kanseri erken teşhis etmek, belki de tüm ailenin hayatını kurtarmak demek. Bu yüzden buraya gelerek, hayatınıza mal olabilecek bir kanser türünü size detaylı olarak anlatalım ve siz de bundan sonra kendi meme muayenenizi kendiniz yapın istedik.”
“KANSERİN ERKEN DÖNEMDE SAPTANMASI YAŞAM KURTARICIDIR”
Meme kanserinin hiçbir belirti göstermeden de ortaya çıkabildiğini bildiren, KETEM doktoru Hayrunnisa Bekis, “Meme kanseri erken dönemde ağrıya yol açmayabiliyor. Kanser ilerledikçe ve kitle büyüdükçe belirtiler ortaya çıkmaya başlıyor. Bu dönemde meme ya da koltuk altına doğru uzanan bölgede bir kitle ya da kalınlaşma, memenin büyüklüğünde ya da biçiminde değişiklik, meme başında akıntı, içe doğru dönme, ağrı, kırmızılık, şişlik ya da hassasiyet ortaya çıkması durumunda mutlaka bir doktora başvurun.” diye konuştu.
Dr. Hayrunnisa Bekis, 2009’dan bu yana KETEM’in ücretsiz hizmet verdiğini hatırlatarak, şu görüşlere yer verdi:
“Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda meme kanserine daha sık rastlandığını görüyoruz. Biz bu özelliklere risk faktörleri diyoruz. Risk faktörlerine sahip olan insanların, diğerlerine oranla meme kanserine yakalanma ihtimalleri daha fazla. Ancak bu demek değil ki, risk faktörlerine sahip olanlar mutlaka kanser olacak. Diğer bir açıdan bakınca, risk faktörlerini taşımayan kadınlar da meme kanseriyle karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu yüzden mutlaka her kadının olağan kontrollerini yaptırması şart.”
Yaş, kişisel ve ailedeki meme kanseri hikâyesi, doğurganlık hikayesi, erken adet görme ve geç menopoza girme, alkol ve sigaranın hastalık için daha fazla risk oluşturduğunu kaydeden Dr. Bekis, meme kanseri ile ilgili risk faktörlerinin çoğunun bireysel olarak kontrol altında tutulamayacağının altını çizerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Kadınlar, varsa risk faktörlerini doktorları ile görüşmeli ve mutlaka kendileri için uygun bir izlem ve tarama programının oluşturulmasını sağlamalıdır. Çünkü meme kanseri tarama programlarının meme kanserinden olan ölümleri azalttığı ortaya konmuştur. Kadınların bu konuda etkin bir tutumla, tarama programlarına katılmaları başta kendi, sonra bir anlamda aileleri açısından faydalı olacak.”
“MEME KANSERİ ERKEN TANISINDA EN ETKİLİ ARAÇ KENDİ ELLERİNİZ”
Bayanların kolayca öğrenebildiği, kendi ev ortamında rahatça uygulayabildiği, basit ve masrafsız bir yöntem olan KKMM’nin, takip için en etkili yollardan biri olduğuna dikkati çeken Hayrunnisa Bekis, meme kanseri tarama yöntemleri hakkında şu hatırlatmalarda bulundu:
“20 yaşından itibaren her kadın, adet görüyorsa, âdetin ilk günü itibariyle 7-10 günler arasında bir gün; adet görmüyorsa akılda kalması açısından her ayın belli bir günü KKMM yapmalıdır. Muayene esnasında bir önceki aya göre bir farklılık hissedilmişse, mutlaka bir hekime başvurulmalıdır. Diğer bir tarama yöntemi olan klinik meme muayenesi de kadınların düzenli sağlık kontrollerinin bir parçası olmalıdır. 20 yaşından itibaren her kadına 2-3 yılda bir, 40 yaşından sonra yılda bir kere bu konuda bilgili bir hekim ya da sağlık çalışanı tarafından meme muayenesi yapılmalıdır. Diğer bir yöntem olan mamografi konusunda tavsiyemiz, 50 yaş üzerindeki her kadının 2 yılda bir meme filmi çektirerek meme kanseri taraması yaptırmasıdır.”