Hz. Fatıma şehadetinin yıl dönümümde Kars’ta anıldı

Hz. Muhammed’in kızı, Hz. Fatıma (sa), vefat yıldönümünde dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Kars’ta da anıldı.

Tacettin DURMUŞ

Ehlibeyt‘in annesi Hz. Fatıma’nın şahadetinin yıl dönümü nedeniyle Ehlibeyt Alimler Birliği Derneği Genel Başkanlığının katkılarıyla Kars Ehlibeyt Işıklı Caminde anma programı düzenlendi ve ihsan yemeği verildi.

Kars Ehlibeyt Alimler Birliği Derneği bünyesinde düzenlenen anma programına, Ehlibeyt Gençlik Platformu Derneği, Hz. Zeynep Destesi ve Zehra Ana Yardımlaşma Derneği destek verdi.

Kılınan öğlen namazının ardından düzenlenen anma programında Ehlibeyt Işıklı Camii Alimi ve Ehlibeyt Alimler Birliği Kars Başkanı Seyyid Ahmet Erdem tarafından okunan Kuran-ı Kerim’in ardından dualar edildikten sonra, caminin taziye evinde ihsan yemeği verildi.

İnsan Yemeği öncesi konuşma yapan Ehlibeyt Işıklı Camii Alimi Seyyid Ahmet Erdem, Hz. Fatıma’nın şehadet günü olan bu günün İslam Tarihinde önemli bir gün olduğunu söyledi.

Hz. Fatıma’nın, Peygamberimizin neslinin ve ilk imamların annesi olduğunu söyleyen Erdem, şöyle konuştu: 

“Alemlerin Seyyidesi olan Hz. Fatma Alemlerin hanımlarının önderi ve seyyidesinin şehadet günüdür. Hz. Fatma ki; Allah ona Kuranı Kerimde ‘Kevser’ diye hitap etmiştir. Peygamberimizin neslinin,imamların annesidir. 
Ve Alemlere rahmet olan ve kainatın iftihar kaynağı Hz. Peygamberimizin biricik kızıdır. 
Aliyel Mürtaza’nın sevgili eşidir. Hz.Hasan  Hz.Hüseyin anneleridir. Fatıma’ı Zehra babasından sonra fazla yaşamamıştır. 
Hep babasına kavuşacağı o günün hasretiyle özlemiyle  günlerini ve gecelerini ağlamayla geçirmiştir. Biz Müslüman olarak kendimize şunu sormalıyız ki :
"Hz.Fatıma’yı ağlatan neydi? 
O Değerli islam hanfendisine ölümü arzulatan neydi? 
Pek çoğumuz aklna ilk gelen cümle  babasından ayrılığı Ona ağır gelmiştir ’" olur. Ama gercek manada onu ağlatan Ona karşı yapılan haksızlık ve Ona vefasızlıktır. Alemlere rahmet olan Hz.Peygamber'den  (s.a.s) sonra kızına ve onun dokunulmaz evine akla gelmeyecek haksızlıklar yapıldı. Esasen aynı haksızlıklar Peygamberimizin kendisinde de yapıldı zaten.
 Peygamberimiz (s.a.s) hemen hemen bütün konuşmalarında "ümmeti ümmeti "derdi.
Yani hep ümmetini düşünürdü Ama onun ümmeti Peygamberimize karşı vefa örneği göstermemiştir. 

PEYGAMBERİMİZİN CENAZE NAMAZINA SADECE 17 KİŞİ İŞTİRAK ETTİ

ümmet Peygamberimizin cenazesine bile katılmamıştır. 
İşte İslam ve Müslüman o gün kaybetti. 
O gün İslam’ın bu hale düşeceği belli olmuştu. Çünkü Peygamberimizin cenaze namazına O’na yakın sahabetlerden sadece 17 kişi iştirak etti. 
Cenazesi 3 gün defnedilmeği bekledi. Peygamberimiz ve ailesi vefasızlığı o gün gördü. 
Cenaze Namazını Hz. Ali ve yakın sahabeleri  kıldırdı. 
Müslümanlar peygambere karşı ilk defa o gün imtihanlarını kaybetti. 
Ondan sonra da iktidar mücadelesi Benisagıfe Hadisesi İslam Tarihinde meşhurdur. Benisagife’de insanlar iktidar mücadelesine düşmüşlerdir.
 O iktidar mücadelesinde peygamberimizin tapusuyla tahsis ettiği FEDEK hurmalıklarını bile müsadere ettiler ve elinden aldılar. 
Daha sonra da Hz. Fatıma hakkını arayamaz oldu. 
Evine baskın düzenlediler ve ateşe verdiler. Hz. Fatıma’nın Peygamberin öpücük kondurduğu yanaklarına tokat vurdular. Hz. Fatıma’nın benim bedenimin parçasıdır dediği O bedene işkence ettiler ve kapı arkasında sıkıştırarak bebeğini düşürmesine neden oldular. 
"Vasiyetinde Hz. Fatıma’nın gece ve gizli görülmesini istemesi demesi bile o zamanki atmosferi bize en iyi şekilde yansıtmaktadır. "

İSLAM PEYGAMBERİMİZİN ÖLDÜĞÜ GÜN BİTMİŞ OLDU
Peygamberimizden sonra kimi konularda sünnet adı altında bidatlar  türemeye başladı Peygamberimizden sonra birinci halifemize karşı şirk ve düşman ayaklanması mürted ayaklanmalar başaltılar ve savaşlar başlattılar. Savaşlarla İslam bugüne geldi. İslam’a bir sürü hurafeler dahil ettiler. Milli Şairimiz Mehmet Akif’in dediği gibi ‘Ya Resulullah, senden sonra İslam’a o kadar bidatlar sokuldu ki Kendin de gelsen  İlsam’ı tanıyamayacaksın’ ve İslam’a o kadar bidadlar sokuldu ki İslam’ı asıl mecrasından çıkararak indirilen din yerine uydurulan din yerine Müslümanlara bidatlari İslam  olarak yansıttılar. Ve bugün yaşadığımız İslamiyet o günden yok edilmeye başlanılmıştır. Hz.Fatima Medine sokaklarında İslam’ın sanki bugününe ağlıyordu.  
Ve bugün maalesef bize İslam adına Emevilerin bidatlarıni sünnet olarak lanse edilmiştir. 
Bakın İslam tarihine şimdi günümüzde de bunu yaşamaktayız İslam tarihine öğle bitdatlar soktular ki “Kendi yaptıkları çirkefliklerini İslam’a mal etmektedirler. 
Güya İslam Peygamberi Eşi Hz.Aişe’yi  9 yaşında kendisine eş etmiştir.
Yani Peygamberimizi sübyancılıklar itham etmektedirler. 
Fatıma’ı Zehra da evlendiği zaman güya 9 yaşındaymış.
Bunlar Peygamberimize hakaret etmektedirler. Ve kendi çirkefliklerini 6 yaşındaki bir kız çocuğunu 30 yaşındaki bir adama nikahlamak süratiyle evlendirmekte ve bunu da peygambere ve İslam’a mal etmektedirler. 
İşte bu, bugün yaşadığımız çirkeflikler, bu bidatlar Fatma-i Zehra’nın o zamanki haykırışlarından sonra meydan gelmiştir. Oysa Peygamberimiz ‘Ben ümmetime 2 emanet bırakıyorum. 
Hz. Fatma ve O’nun evlatları İslam’ın hakkaniyeti için mücadele etmişler ve o mücadelelerini belli guruplar kabul etmeyerek onlara zulümleri yapmışlar. Ve Peygamberimizin kendisine, evlatlarına, Ehlibeytine o haksızlıkların bedelini bugün Müslüman’ın 6 yaşındaki mazlum ve küçük masum çocukları ödemektedir. 
Böyle bir İslam, böyle bir din olamaz. 
Öğle bir sünnet olamaz. 6 yaşındaki bir kız çocuğunu kaldır kocaya ver öğle bir İslam olmaz. 
Eğer İslam buysa ki değil biz böyle bir İslam’dan biriyiz. 
Biz öğle bir Müslüman olmaktan beriyiz. Hz.Peygamber’e, Hz. Fatıma’ya, İmam Hüseyin’e zulüm edenlerle aynı safta olamayız. 
Bu nedenle de Hz. Zehra’nın şehadet gününü bugün anmaktayız. 
Bu nedenle bir araya geldik.  Allah bizi onların yolundan ayırmasın”