Açıklama şöyle: “İnsanca Yaşam, İnsanca Düzen Talebiyle bir kez daha sesimizi yükseltiyoruz. Yeniden Yapılanma adlı altında Kölece Çalışma Koşullarına Mahkum edilmeye, Sağlıksız İşyerlerinde çalıştırılmaya, Turnikelerle Denetlenmeye, Kameralarla Gözetlenmeye, Yok Sayılıp Köleleştirilmeye karşı İsyan Ediyoruz.
Performans Yönetimi adı altında birbirimizle Yarıştırılmaya, dayanışma ilişkilerimizin bozulmasına, iş yoğunluğuna, eksik personel istihdamına, çalışanların taleplerini görmeyen baskıcı anlayışa karşı durduğumuz için, sürgün edildiğimiz, cezalandırıldığımız için, ülke genelinde Sendikal Faaliyetlerimize Karşı Açıkça Tutum alan SGK Başkanlığına karşı eylemdeyiz.
18 Mayıs’ta Memur Sen Konfederasyonuna, 20 Mayıs’ta Türkiye Kamu Sen Konfederasyonuna Plaket veren SGK Başkanlığına karşı eylemdeyiz.
Bizim geçmişten günümüze yürüttüğümüz Örgütlü Mücadeleye duyduğu Güven ve Bizim SGK Başkanlığı tarafından maruz bırakıldığımız Olumsuz Uygulamalar nedeniyle, kendisine verilmek istenen Plaketi Kabul Etmeyen KESK’i bu nedenle kutluyor ve “İyi ki KESK’liyiz” diyoruz.
SGK Emekçilerinin Dağlar gibi Yığılmış Sorunlarını Çözme Gayreti Sarfetmek yerine, SGK Başkanlığının kendilerine verdiği Plaketi Seve Seve Kabul Eden ve Plaket Töreninin Fotoğraflarını, sanki bir marifetmiş gibi, Internet Sitelerinde yayınlayan Yandaş Sendikaları, SGK Emekçileri olarak Kınıyoruz.
Her yeni İşgününde Çalışma Koşullarının Düzeltilmesini beklerken, İnsanca Yaşam ve Çalışma Koşullarından giderek uzaklaştırılan, Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına dair hükümleri de içeren 6111 sayılı Torba Yasayla Çalışma Koşulları daha da Ağırlaştırılan, İşyerlerinde Çalışma Barışı git gide Bozulan, Cezalandırılan, Sürgüne gönderilen, yaptıkları Fazla Mesailerin Karşılığını bile doğru dürüst alamayan, İşe Giriş Çıkışları Turnikelerle, İş Başındaki Çalışmaları Kameralarla denetlenen, Haksız ve Hukuka Aykırı Muamelelere maruz bırakılan SGK Emekçileri olarak artık bıçak kemiğe dayandı diyoruz.
Kısa bir süre önce SGK Muğla İl Müdürlüğünde bir Cinayet işlendi. Ankara, Bursa, İskenderun, İzmir, vb. SGK İl Müdürlüklerinde yaşanan olumsuzluklar tüm SGK Emekçilerini ayağa kaldırdı. Tüm bunların üstüne; son olarak Ankara’da bir SGK Emekçisinin İntihar Girişiminde Bulunduğuna dair haber de eklenince tüm Türkiye’deki SGK Emekçileri “Bu Gidiş Nereye, Nereye Sürükleniyoruz? ” sorusuyla karşı karşıya kaldı.
12 Eylül 2010 Referandumunun AKP’nin beklentisi doğrultusunda sonuçlanması, ardından içinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunuyla ilgili Değişikliklerin de yer aldığı 6111 sayılı Torba Yasanın yürürlüğe girmesi ve son olarak AKP İktidarının TBMM’den aldığı Kanun Hükmünde Kararname Çıkartma Yetkisinin ardından SGK Emekçileri Geleceğe daha bir Kuşkuyla, Kaygıyla bakmaya başladı.
Ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve ne de SGK Başkanlığı, SGK Emekçilerinin Sorunlarını Anlamaya, ya da Çözmeye yanaşmıyor.
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun yürürlüğe girdiği 2006 yılından bu yana, Sosyal Güvenlik Kurumu Personeli arasında yaşanan İç Huzursuzluğunu, İş Barışının Bozulmasına dair Emareleri, kendilerini Sistem Dışına itilmiş, Geleceksiz bırakılmış Hisseden SGK Emekçilerini, onların yaşadığı Belirsizliği, Personel Yetersizliği nedeniyle SGK Birimlerinde yaşanan İş Yoğunluğunu, yasal düzenlemelere uygun ya da değil, Siyasi Kadrolaşma girişimlerini anlatıp durduk.
SGK Başkanlığıyla farklı düzeylerde görüşmeler yaparak, yazılar yazarak, Performans Esaslı Yönetim Modeli Uygulamalarının, Turnikelerin, Kameraların, SGK Emekçileri arasında yaşanan her türden Olumsuz Uygulamanın, sürekli olarak yapılmakta olan Geçici Görevlendirmelerin iş barışını bozduğunu, SGK Emekçilerinin Sorunlarının Gündem Olarak Değerlendirilmesini sağlamaya bu ve benzeri konulara dikkat çekmeye çalıştık.
Zaman zaman, SGK Emekçilerinin duyduğu rahatsızlıkları, Sorunlarını ve Taleplerini paylaşmak üzere SGK Yöneticileriyle görüştük. Olmadı Eylemler yaptık. O da olmadı, kimi SGK Yöneticileri hakkında Savcılıklara Suç Duyurusunda da bulunduk.
5502 sayılı Yasa gereğince her ilde açılmakta olan Sosyal Güvenlik Merkezleri ve Sağlık ve Sosyal Güvenlik Merkezlerinde istihdam edilmek üzere, Yeni, Kadrolu ve Güvenceli Personel alınmasını talep ettik.
Personel Yetersizliği ve buna dayalı olarak yaşanan İş Yoğunluğu nedeniyle sürekli olarak Zorunlu Fazla Mesai yapmak durumunda bırakılan SGK Emekçilerinin yaşamlarını evle iş arasında sıkıştırılmış bir yaşamın iş barışını bozacağı gibi verimliliği düşüreceğini söylüyoruz.
SGK Emekçilerinin ne kadar yorulduğunu, ailelerine ve sosyal çevrelerine zaman ayıramadıklarını, zaman içerisinde kendilerini, yaşamı sadece ve sadece işyerinden ve çalışmaktan ibaret birer robot gibi hissetmeye başladıklarını, üç kuruşluk performans ücreti için birbirleriyle yarıştırılmaktan ne kadar üzgün olduklarını, geçmişteki dayanışma ilişkilerinin, göz göre göre kopartılmasından ne kadar rahatsız olduklarını gündemleştirmeye çalıştık.
Ve gelinen noktada Personel Açığı nedeniyle İşyerlerinde yaşanan İş Yoğunluğu, Güvencesizlik, Geleceksizlik, Düşük Ücretler nedeniyle yaşanan Kredi Kartı Borçlanması Faciaları, Zorunlu Fazla Mesailer, Turnikeler, Kameralar, Performans Esaslı Yönetim Modeli ile ücretlerimiz güvenceli ücret olmaktan çıkarılmakta, Süreklileşmeye başlayan Geçici Görevlendirmeler, yasal düzenlemelere uygun veya değil yaşanan Siyasi Kadrolaşma vs. vs. vs…
Tüm bu Olumsuzlukların hepsini Yeniden ve Yeniden Değerlendirmek, Sorunlarımızı Çözmek, Taleplerimizi Gerçekleştirmek ve herkesin Mutlu ve Umutlu olabileceği Emek Eksenli bir Ülkeyi hep birlikte varetmek durumundayız. Başka şansımız yok.
Bizler biliyoruz ki, haklarımız ve geleceğimiz, çalışma koşullarımız, hukuksuz uygulamalar ancak örgütlenerek, mücadele ederek koruyabilir, geliştirebiliriz. Bizlerin, güçlü ve örgütlü bir işyerini oluşturmak, haksızlık ve hukuksuzluklara karşı direnmekten başka çaremiz yoktur.
“Yeniden Yapılanmaya EVET”. Ama İktidar Sahiplerinin istediği gibi “Kar” için Yeniden Yapılanma değil, tüm İşçilerin, Emekçilerin Talep Ettiği gibi “İnsanca Yaşam, Güvenceli Çalışma” için “Yeniden Yapılanmaya EVET”.
SGK Emekçilerinin İnsanca Yaşam, İnsanca Çalışma Koşulları, İçini Su ve/veya Kanalizasyon Basmayan İnsana Yakışır İşyerleri, İnsanca Yaşayabilecek bir Ücret, İnsanca Muamele, kısaca “İnsanca Yaşam Güvenceli Çalışma” Talebimizi, “Yeniden” ve bir kez daha, “En Yüksek Sesimizle” ifade ediyoruz.
Büro Emekçileri Sendikası olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile SGK Başkanlığı Yetkililerini; dağlar gibi büyüyen devasa sorunlarımızı çözmeye, insanca yaşam, güvenceli istihdam taleplerimizi çözmeye, baskılardan, soruşturmalardan, cezalardan, sürgünlerden vazgeçmeye çağırıyoruz.
Tüm SGK Emekçilerini; Performans Esaslı Yönetim Modeline, Turnikelere, Kameralara, Yetersiz Banka Promosyonlarına, Turnikelerle Denetlenen Fazla Mesai Ücretlerine, Sağlıksız İşyeri Koşullarına, Olumsuz Çalışma Koşullarına HAYIR demeye,
İnsanca Yaşam, İnsanca Düzen Talebiyle Büro Emekçileri Sendikasında (BES) Birleşmeye, Birlikte Mücadele Etmeye, Direnmeye ve Kazanmaya Çağırıyoruz…”