İsmail dedenin 86 yıllık renkli yaşamı

Karakaleli İsmail dedenin 86 yıllık renkli yaşamı...

86 YAŞINDA 30 YILDIR SAZ ÇALIP, TÜRKÜ SÖYLÜYOR

Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Karakale köyünde ikamet eden 86 yaşındaki İsmail Gülen, renkli kişiliği, ilginç özellikleri ve hareketliliği ile ilçenin adeta gözbebeği oldu. Bu yaşına rağmen saz çalan, türkü söyleyen İsmail dede Türkiye’nin eski yıllarındaki çileli hayatı anlatırken duygulanırken, günümüzdeki imkanlardan söz ederken de gururlanıyor. Kulakları da ağır işiten İsmail dedenin en ilginç özelliklerinden biri de kravat düşkünlüğü çünkü gençliğinden beri taktığı kravatların hepsini evinde saklıyor. Şu ana kadar 120 kravatı bulunan İsmail dedenin en büyük arzusu ise Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ı görmek.

İlçeye 17 kilometre mesafede 52 hane, 406 nüfuslu Karakale köyünün en yaşlılarından olan İsmail Gülen’in hayatı tüm zorluklara rağmen oldukça neşeli ve hareketli geçti. İsmail dede gençlik yıllarından gurbete gidip değişik illerde, değişik işlerde çalıştı. Bölgenin ilk gurbete gidenleri arasında yer aldı. Gençliğindeki kravat hastalığı nedeniyle de nerede bir kravat aldıysa onu köyüne getirdi ve burada biriktirdi. İlçeye ve ile gittiğinde, Cuma namazlarına gidişte, özel günlere ve davetlere gidince kravat takmadan evden çıkmadı. Kravata büyük bir hevesi olduğu için de taktığı her kravatı evinde biriktirdi ve şu ana kadar 120 kravatı halen saklıyor.

İsmail dede, yaşına rağmen güçlü hafızası ve renkli kişiliği ile de tanınıyor. Espri dolu bir hayatı ve şakacı yanı bölgede de dikkat çekince adı sıkça duyulur oldu. Çocukluk ve gençlik yıllarındaki çileli yaşamı bile yüzündeki neşeyi eksik etmedi ve hayata hep pozitif baktı.

Köy Muhtarı Behrem Koçali de zaman zaman İsmail dedeyi ziyaret ederek hal hatır soruyor. İsmail dede de kendini ziyarete gelenlere saz çalıp türkü söylüyor ve eski Türkiye ile yeni Türkiye’yi anlatıp bugünlerine şükrediyor.

SAÇ ÇALINCA GENÇLEŞİYOR

26 yıldır saz çalan İsmail Gülen dede, Soskertli Aşık Mehmet’in çıraklığını yaptı ve O’nun yanında kalıp saz çalmayı, türkü söylemeyi O’ndan öğrendi. “Saz çalınca gençleşiyorum.” diyen İsmail dede, “Cumayı geçirmem, namazımı kılarım. Askerliğimi Erzurum Ilıca’da yaptım. Uçaksavarda topçuydum. Topumun künyesi; 1943 yapısı opos tipi mart3 hafif uçak savar topudur. Çoğu adam iki adım atamıyor ama ben her türlü işi yaparım. Hafızam da çok iyidir. O yıllarda çok imkan yoktu. Ben tırpan çekerdim insan kuvvetiyle tarımla geçinirdik. Babam rehberlik yapardı. Şimdi 15 yaşında bir çocuk dünyanın işini yapıyor işler bir düğmeye bindi. Anam ekmek pişirirdi hasta düşerdi. Ama şimdi hazır ekmek yeniyor. Annem dağlardan süpürge yığarlardı şimdi elektrikli süpürge var. Anam kara lastikle öldü. Eski kadınlar çok çalışırdı. Eski devirle şimdiki devir arasında çok fark var. Özgür yaşıyoruz. Ben razıyım Allah devletimize zarar vermesin, ihtiyarlara maaş veriyor, hastane var. Devletimiz hür ve özgür yaşatıyor bize. Kenar devletlerde o yok. Aileniz kalkıp tek başına İstanbul’a gidiyor. Yardımlarda bulunuyor.” dedi.

Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da çok sevdiğini belirten İsmail Gülen, “Başbakan çok iyi adam, Allah razı olsun, yeni başbakan. Cumhurbaşkanımızı da çok seviyorum. Kendisi diyor ki ‘bana dediler ki muhtar olamazsın, ben cumhurbaşkanı oldum’ dedi. Eskiden fakirlik vardı, herkes toplanırdı bir yere, herkeste bit vardı. Temizlik denen bir şey yoktu. Şimdi kadınlar ceketleri yakıyor, dışarı atıyor hatta yakıyorlar. O zaman çarık bile yoktu.” şeklinde konuştu.

KRAVAT HASTALIĞI

İsmail dede kravat hastalığını ise şöyle anlattı:

“Ben gurbete gittim. Şimdi 100 tane kravatım vardı. Ekmeğim yoktu ama kravatım vardı. Köye düğüne geldiğimde herkes döndü bana baktı çünkü kimsede kravat yoktu. Benden başka kıyafeti düzgün olan yoktu. O gün bu gündür kravatımı hiç çıkartmadım. Gurbette çalıştım ve kendime hep kravat aldım. Ekmeğim yoktu kravatlarım vardı. Ananıza babanıza hürmet edin ele zor geçer. Komşunuzla iyi geçinin. Kimsenin malına tamah etmeyin. Çok şey geçirdim. Sütün içine çürük peynir doğrayıp yiyordum. Arpa ekmeği zor bulunuyordu. Devlet bakıyor bize. Allah razı olsun, eksikliğini vermesin. Maaş veriyor, yiyecek yardımı veriyorlar. Gözümden ameliyat oldum parasız. Devlet beni kurtardı gönderdi.”