İşsizliğin nedenleri...

Büro Emekçileri Sendikası Kars İl Temsilcisi İnan Ercan, işsizliğin artmasına neden olan unsurlarla ilgili açıklamalarda bulundu.

Büro Emekçileri Sendikası  Kars İl Temsilciliği'nin tesbitleri ise şöyle : “ÇSGB Müsteşarı Birol Aydemir, 19 Aralık 2010 tarihli Radikal Gazetesinde yer alan açıklamasında, işsizliğin artmasının İŞKUR’un hatası olduğunu belirterek, “İşsizliğin 1-2 puanı İŞKUR’un yetersizliğinden kaynaklanıyor. Mevcut çalışanların çalışma usulleriyle etkin ve verimli istihdam hizmeti vermesi mümkün değil. İşin, işçinin peşinde koşacak memur İŞKUR’da yok. Yeterli vasıfta değiller” ifadelerini kullanmıştır.

 

Sayın Müsteşarın, esas olarak dünyada uygulanan neo-liberal sosyo-ekonomik politikaların kaçınılmaz bir sonucu olan ve ülkemiz de ve birçok ülkenin en ağır sorununa dönüşen işsizliğin faturasını ‘iktidarı unutarak’ İŞKUR çalışanlarına kesmesi zamanlama açısından oldukça manidardır.

 

Aynı tarihlerde, TES İş genel kurulunda konuşan Enerji Bakanı da” yaptığımız araştırmaya göre 8 saat içerisinde 2 sat 35 dk çalışıldığını tespit ettiklerini, oysa yeri gelecek 16-18 saat çalışılacak” diyor.

 

Artık, Hükümet düğmeye basmış, gündemde Torba Yasa Tasarısı var. “En iyi savunma saldırıdır”. Diyen Hükümetin bakanları, bürokratları saldırı oklarını emekçilere yöneltmiş durumda. Kamu çalışanlarının iş güvencesinin ortadan kaldırılmasını, sözleşmeli ve güvencesiz esnek, performansa dayalı çalışmayı düzenleyen 657 sayılı DMK’daki değişiklikleri, kölece çalışma koşullarını, istihdamı teşvik adı altında İşsizlik Fonunun işverenlere peş keş çekilmesi, vergi ve prim borçlarının affını düzenleyen torba yasa tasarısı geri çekilmelidir.

 

Bilindiği üzere, esnek çalışma adı altında taşeronlaştırma girişimlerinin hız kazandığı, ‘torba yasalarla’ bunun altyapısının hazırlandığı ve ulusal-uluslararası tekellere ucuz emek pazarının canhıraş bir şekilde yaratılmaya çalışıldığı günleri yaşıyoruz. Bu arada kamu istihdamı hızla özelleştirilmektedir. Nitekim, Sayın Müsteşar da yukarıdaki açıklamasının hemen ardından ‘İŞKUR’un hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle rehberlik ve danışmanlık hizmetlerini 2011’den itibaren dışarıdan alacağız.’ demektedir.

 

İŞKUR uzun zamandır bir saldırı altındadır. Kurum sistematik olarak aşağılanmakta, çalışan personel niteliksiz diye horlanmakta ve çok az sayıda çalışanıyla yarattığı muazzam emek yok sayılmaktadır. Ancak bu yeni saldırı daha stratejik bir planın parçası olarak ortaya çıkmaktadır.

 

Nitekim Sayın Müsteşarın açıklamasının mürekkebi kurumadan, iktidarın ‘gayrı resmi’ ama ‘aleni yandaş’ medyasında da İŞKUR’a yönelik saldırı ve iftiralar başlamıştır. 22 Aralık 2010 tarihli Sabah Gazetesinde “Kendilerine ‘İŞKUR’muşlar” başlığı altında gerçekleri çarpıtan bir haber ve hemen yanıbaşında ağır bir hakaret içeren Şeref Oğuz’a ait köşe yazısıyla strateji adım adım uygulanmaktadır. Aynı haberde, uluslararası bir kuruluşun Türkiye birimi olan Data Exper unvanlı bir Özel İstihdam Bürosu yetkilisinin İŞKUR’un varlığını boşa çıkaran açıklamalarına yer verilmesinin bir tesadüf olmadığı aşikardır.

 

Aslında bu oyunlara alışığız. Bu oyunları Kamu İşletmelerinde, eğitimde, sağlıkta, iletişim alanında yıllar önce oynayıp, Tütün fabrikalarını,Telekomu, okulları ve hastaneleri kötüleyerek sağılığın ve eğitimin, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesinin altyapısını oluşturdular. Eğitimi ve sağlığı ticarileştirerek, vatandaşı müşteri yerine koydular. Kar hırsıyla sağlık hizmeti satanlar, İnsanları gereksiz ameliyatlarla kör etmeye, sakat bırakmaya başladılar. Şimdi de İŞKUR’un sunduğu hizmetlerin özelleştirilmesi için düğmeye basıldı. Müsteşarın İşsizliğin faturasını “Niteliksiz İŞKUR Personeline” kesmesinin ardından Kurumun temel hizmetleri özelleştirilerek“özel istihdam büroları” kurulması ve İşsizlik Sigortası Fonundan istihdam bürolarına kaynak aktarılması hedeflenmektedir.

 

Gerçeklerin bir nebze anlaşılması açısından İŞKUR’a ait bazı verileri kısaca açıklama gereği duyuyoruz. 2009 yılında 105 bin kişiyi işe yerleştiren İŞKUR, 2010 yılı Ocak-Kasım aralığında ise 143 bin kişiyi işe yerleştirmiştir. Yine, 2009 yılında 472 bin kişiye işsizlik, 190 bin kişiye de kısa çalışma ödemesi yapmıştır. Bu sayı Ocak-Kasım 2010 aralığında sırasıyla 300 bin ve 26 bin olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan, 2009 yılında 213 bin kişiye, Ocak-Kasım 2010 aralığında ise 208 bin kişiye mesleki eğitim verilmiştir. Bunların yanında, İŞKUR kadın ve gençlere yönelik projeler başta olmak üzere birden çok uluslararası finansmanlı projeyi de hayata geçirmiş, binlerce insanımız bu faaliyetlerden yararlanmıştır. Ayrıca işletmelerde eğitim seminerlerinden iş ve meslek danışmanlığı faaliyetlerine kadar bir dizi çalışmasını da eş zamanlı olarak yürütmüştür.

 

-İŞKUR tüm bu çalışmalarını yaklaşık 2700 personeliyle gerçekleştirmiştir. 20 yılı aşkın süredir sadece üniversite mezunu personel alan Kurumumuzun mevcut personelinin yüzde 80’i üniversite mezunlarından oluşmaktadır.

-Emekçileri vasıfsız, yetersiz olarak değerlendiren, İŞKUR çalışanlarının emeğini, onurunu hiçe sayan açıklamayı ve bu açıklamanın altında yatan zihniyeti deşifre etmeye devam edeceğiz.

-İŞKUR personelini niteliksiz olarak değerlendiren Müsteşara sormak gerekir, Kuruma atadığınız bürokratları hangi kariyer ve liyakat kriterlerine göre atadınız.

-İŞKUR çalışanlarına yöneltilen aşağılayıcı ifadeleri reddediyoruz. Onurumuza sahip çıkacağız.

-Bu açıklamasının içeriğine ilişkin hukuki süreci en kısa sürede başlatacağımızı duyurmak istiyoruz.

-Öte yandan, İŞKUR’da idare, Genel Müdürlük birimlerinde çalışan personeli tasfiye etme uygulamaları başlatmıştır. Geçtiğimiz Ekim ayında 20 arkadaşımız kendilerinin haberi olmadan Ankara İl Müdürlüğünde görevlendirilmiştir. Hiçbir altyapı hazırlanmadan yapılan işlem sonucu bu arkadaşlarımızın bazılarının gittikleri yerlerde hala oturacak bir sandalye ve masası bile bulunmamaktadır. Bir yandan İdare, bu uygulamayla çelişerek, Genel Müdürlük birimlerine açıktan ve başka kurumlardan naklen personel almaya/atamaya devam etmekte, kadrolaşma çalışmalarını son hızla sürdürmektedir.

 

Son dönemde İŞKUR personeli içinde tedirginlik, huzursuzluk had safhaya ulaşmış bulunmaktadır. Tüm bu sorunları idarenin başı olarak İŞKUR Genel Müdürü ile konuşmak ve ortak bir çözüme varmak için BES olarak görüştük. Ancak taleplerimize hala bir yanıt verilmedi. Gerek bu sorunları gerekse başta ek ödeme oranlarımızın artırılması olmak üzere özlük ve mali haklarımızla ilgili taleplerimize ilişkin İşyeri Temsilciliğimizin, Sayın Genel Müdürle gerçekleştireceği 21 Aralık 2010 tarihli görüşmenin son anda iptal edilmesi manidardır. Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının ek ödeme oranları ile İŞKUR’un ek ödeme oranları arasındaki eşitsizlik gerekse yapılan ek ödemelerin unvana göre makul sayılamayacak oranda dengesizlik içermesi sebebiyle Kurum çalışanları arasında uzun zamandır ciddi rahatsızlık mevcuttur. Bu eşitsizliğin mevcut yasalar dahilinde çözümü mümkündür.

 

TALEPLERİMİZ

Ücretlilerden alınan vergi oranları düşürülsün, temel gıda ve hizmetlerden KDV kaldırılsın, servet vergisi düzenlensin.

 

Çalışma süreleri 7 saate düşürülsün, insan onuruna uygun bir ücret, güvenceli, kadrolu çalışma hakkı güvenceye alınsın.

 

Ek ödemeler arttırılarak temel ücrete dahil edilmesi ve emekli maaşına yansıtılması,

Yılda iki defa asgari ücret oranında ödenen ikramiye tutarının, Yönetim Kurulunca artırılmasının sağlanmasını,

 

Fazla mesai ücretlerinin ekonomik koşullar dikkate alınarak yükseltilmesini ve sözleşmeli personeli kadroya alınmasını ve maddi ve özlük haklardan eşit yararlanmasını, TALEP EDİYORUZ….

 

Baskı, yıldırma, aşağılama ve işlevsizleştirme politikalarına karşı İŞKUR çalışanları EMEĞİNE, ONURUNA hep birlikte sahip çıkacaktır.