Sevgili okuyucum; size Kanada'daki Kars'tan söz edeceğim... Bu görkemli konuyu yıllar önce TRT'de çalışırken hazırlamıştım. Değerli okuyucum; bu olayı gençlerinize anlatınız.
Size tuhaf gelebilir ama; kesin bir gerçekle karşı karşıyayız... Çünkü, o gerçek Kuzey Amerika kıtasındaki Kanada'da, Kars ilimizin adını taşıyan bir kasabanın gerçeğidir!
Ve o kasaba Türk'ün adını taşıyan bir yiğit kasabadır. Bu öyle bir konu ki, insanı gerçekten destansı biçiminde kuşatan bir öykü!
Haydi, Türk'ün bu gerçek öyküsünü bir yiğitlik destanı olarak zihnimizde kucaklayalım!
Kanada'daki Kars'ın öyküsü 152 yıl önce şöyle başlar:
Akdeniz'e inmeye çalışan Çarlık Rusya'sı 3 Temmuz 1853'te Eflâk ve Buğdan'ı işgal eder. 30 Kasım 1853'te Sinop'u basar; Osmanlı donanmasını yakar.
Balkanlar'a fitne salar...
Balkanlardaki bu durumdan tüm Avrupa etkilenir. Rusya'ya karşı İngiltere, Fransa ve Osmanlı Devleti, 27 Mart 1854'te ittifak antlaşması imzalar.
Rusya'ya savaş açılır...
Osmanlılar ittifak ordusuyla Kırım'a asker çıkartır ve "Sivastopol önünde yüzer gemiler..." diye Türk milleti türküler yakar... Osmanlı ordusu ağırlıklı olarak Kırım'dayken, Rusların Kafkas ordusu 14 Haziran 1855'te Kars'ı kuşatır. Fakat Ruslar ilerleyemez.
Çünkü az sayıdaki asker yanında, sivil halk ölümüne direnmektedir.
Bu öyle bir direnmedir ki, kadınlar, çocuklar, yaşlılar aman vermez düşmana... 105 gün süren kuşatma sonunda Ruslar çekilmek zorunda kalır.
Bu zafer üzerine Sultan Abdülmecit, Kars'ı savunan asker ve sivile "Gâzi" unvanı verir. Devlet "Kars Nişanı" adlı bir madalya çıkartır.
Karadeniz'de işleyen buharlı bir gemiye Kars adı verilir.
Takvim-i Vekâyi ve Ceride-i Havadis gazeteleri "Kars özel sayısı" yayımlar.
Kars savunması sürerken Kars'ta bulunan İngiltere'nin gözlemci subayı General Fenwick Williams, İngiliz elçiliğine gönderdiği raporda "Burada kadınlar, çocuklar, yaşlılar, askerle birlikte savaşıyor. Böylesi görülmedi. Türklerin gerçeği Kartacalıların efsanesini geride bırakır" der.
Gerçekten Türk'ün o yiğit yüreği, değil Kartaca, değil Paris dünyayı kuşatır!
Bu haber tüm Avrupa'da hayranlık uyandırır. Kars savunması Paris'in açık hava tiyatrolarında on bin kişilik figüranlarla sahnelenir... Avrupa Kars savunmasıyla çalkalanırken İngiltere, sömürgesi Kanada'ya deniz altından telgraf kablosu döşeme işini bitirir. Bu hattan ilk haber olarak Türklerin Kars savunması Kanada'ya ulaşır... Kanada'da Wellington adlı iki kasaba vardır. Ottowa yakınındaki Wellington'a ait postalar diğer Wellington'a gitmektedir. Bu karışıklıktan bıkan Ottowa yakınındaki Wellingtonlular adlarını değiştirme kararı alırlar.
Kasabada 'hangi adı alalım' tartışmaları sürerken Türk'ün Kars destanı haberini öğrenirler. Tüm kasabalılar "Bu kahraman kentin adını kasabamıza verelim" derler... Böylece Wellington, 1855 yılında Kars adını alır... Türklerin bu olaydan haberi ancak 99 yıl sonra olur. Nasıl mı?
Rahmetli Burhan Göksel 1954'te Kanada'da askerî görevdeyken Kars kasabasını tesadüfen bulur. Bunu "Kars'ı Tanıtma Derneği"ne haber verir.
Kanada'daki Kars ile bizim Kars'ımız yazışmaya başlar. Kardeş şehir olurlar.
Daha sonra 1963 yılında, -28 Ağustos 2011'de yitirdiğimiz- eski Genelkurmay Başkanımız Rahmetli Necip Torumtay, Kurmay Yarbay olarak bulunduğu Kanada'daki Kars'ı ziyaret eder. İzlenimlerini mektupla -akrabası da olan- Kars sevdalısı rahmetli Fahrettin Kırzıoğlu'na aktarır.
1964 yılında Türk Kültürü dergisi olayı sayfalarına taşır.
Ben de TRT'de çalıştığım o yıllarda Kanada'daki Kars'ı, Türk Kültürü dergisinden öğrendim ve 1988 yılında TRT televizyonunda hazırladığım "Biz bize" programına rahmetli Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu'nu konuk ederek, bu olayı televizyon ekranlarından Türkiye'ye duyurdum.
Sevgili okuyucum; Kanada'daki Kars'ın öyküsü işte böyledir... TRT'de yaptığım hizmetlerden beni en çok mutlu edenlerden birisi de budur!
Esen kalın efendim...