Karanlık Şehir “Kars”

İrfan TOPÇU'nun kaleminden...

Kâinat kuruldu kurulalı, güneş bu coğrafyada ilk önce Kars’tan doğmuştur.

Ecdadımız asırlarca, güneşin aydınlatan nimetini ilahi bir lütuf olarak görmüş, güneşin aydınlattığı, ısıttığı ve bereket dağıttığı memleketimizi, bütün değerleriyle muhafaza etmiş ve saklamıştır.

Kars;

Tasavvufun incisi,

Güzel sanatların beşiği,

Tarımın yüz akı, hayvancılığın başkenti idi.

Kars;

Okuryazar ve düşünür bir şehirdi.

Güneşin gölge kabul etmediği bu muhteşem şehirde, güneşin aydınlığı ile yetinmeyen insanlar vardı.

Harakani Hazretleri bunlardan birisiydi, maalesef Kars, bu muhteşem aydınlatıcının kıymetini bilemedi, hala bilememekte.

Ozanlarımızın ve âşıklarımızın gür seslerini duyamadık, duyuramadık. Âşık Şenlik gibi bir değeri, Karakurt’un ötesine taşıyamadık.

Kağızmanlı Hıfzı’nın sefil baykuşunu sefil ettik.

Çobanoğlu’nun, Taşlıova’nın heykellerine tahammül edemedik.

Lebdeğmezi unuttuk, nice âşıklarımızı unutturduk.

Kars;

İlahi bir lütuf ve bereketti.

Teknolojiyi yaşattık, tarımı öldürdük.

Hayvancılık, binlerce yılın en kötü çağlarını yaşıyor.

Kars;

Asırlara meydan okuyan eserleriyle tarih şehridir.

Kalesinin kıymeti bilinmez.

Ani’ye biz sahip çıkamadık, dünya miras listesinde, yabancılara emanet.

Kümbet ve camilerimiz kimin umurunda?

Kars;

Dünyanın en güzel mimarisine sahip şehirlerinden birisi.

Yeni yapılanmalar sanki o muhteşem dokuya ihanet edercesine, tarihle ve estetikle inatlaşmakta.

Şehrin merkezi her geçen gün gecekonduya benzemekte, mimaride, kasabayı andırmaktadır.

Sosyal hayat rafa kaldırılmış, gençlere yaşam alanları sunulmamıştır.

Aileler sanki evlerine hapsedilmiş, haftanın bir günü dahi olsa, zaman geçirebilecekleri atmosfere sahip değiller.

Demem o ki;

Güneşin aydınlattığı ilk şehir Kars.

Fakat;

Tasavvufta karanlıkta,

Sanatta karanlıkta,

Tarımda ve ticarette karanlıkta,

Kültürde karanlıkta,

Tarihte ve tarihi eserlerin korunmasında karanlıkta.

Güneşin aydınlattığı bu muhteşem şehre her türlü aydınlık yakışmaz mı?