Kars Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Ötegen, Kars’ın da aralarında bulunduğu cazibe merkezlerinin yeni bir gelişme olmadığı noktasında açıklamalarda bulundu.
‘Son günlerde Başbakan Yıldırım’ın açıklamalarıyla kamuoyunda daha fazla yer almaya başlayan “cazibe merkezi illerin oluşturulması” projesi yeni bir gelişme değil.’ diyen Ötegen, “Eski adıyla Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) yeni adıyla Kalkınma Bakanlığı’nın 2007-2013 yıllarını kapsayan 9. Kalkınma Planı’nda Cazibe Merkezleri Destekleme Programı (CMDP) kapsamında 12 il cazibe merkezi olarak zaten seçilmişti. Bu iller Malatya, Erzurum, Elazığ, Van, Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Samsun, Trabzon, Konya, Kayseri ve Sivas’tı. Bu programın hayata geçirilmesindeki temel amaç, göreceli az gelişmiş bölgelerde büyüme merkezleri işlevi görecek kentsel merkezlerin desteklenmesiydi. Programın ana eksenini bu illerdeki turizm potansiyelini harekete geçirme ve tarihi kent dokularını ortaya çıkarma fikirleri oluşturuyordu. Buradaki hareket noktası; seçilen merkezlerde yürütülecek projelerle kalkınmaya ivme kazandırmak, yakalanan ivmeyle çevre illerde ekonomik hareketlilik sağlamak ve özellikle Anadolu’dan metropollere olan göçün önüne geçerek büyüme merkezleri oluşturmaktı. Bu program, kalkınma ajansları hamlesi ile başlayan ve Türkiye’de değişen planlama anlayışının da bir göstergesiydi. Fakat uygulamaya bakıldığında 12 cazibe merkezi seçilmesine rağmen sadece 4 ilde (Erzurum, Van, Şanlıurfa ve Diyarbakır) uygulamaya geçilmiş, bu illerde yürütülen 20 projeye yaklaşık 315 milyon TL kaynak aktarılmıştır. Erzurum’da ‘Kültür Yolu’, Van’da ‘Tekstilkent’, Şanlıurfa’da ‘Kale Eteğinin Turizme Kazandırılması’ ve Diyarbakır’da ‘Turizm Altyapısının Güçlendirilmesi’ projeleri gibi nokta atış uygulama örnekleri olmakla birlikte 2008’de Diyarbakır’ın pilot il seçilmesi ile fiilen başlayan program, özellikle yetersiz bütçesiyle ve yanlış il seçimleriyle istenilen başarıya ulaşamamış ve 8 ilde uygulamaya dahi geçilememiştir.” Şeklinde konuştu.
Kars Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Ötegen, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Cazibe merkezi olması hedeflenen illerin seçiminde, programın ortaya çıkış hedefleri bağlamında, tercih hataları yapılmıştır çünkü cazibe merkezi iller arasında yer alan Gaziantep, Kayseri, Konya, Malatya, Elazığ, Sivas sanayi; Samsun, Trabzon ticaret; Erzurum ise sağlık açısından zaten ciddi kamu yatırımları alan büyüme merkezleri konumundadır ve buralara aktarılacak kaynakların hem bu illerde kayda değer farklılıklar yaratamayacağı hem de bu tercihlerle devam etmekle kamu kaynaklarına daha fazla ihtiyaç duyan illerin iyice arka plana atılacağı ortadadır. Ayrıntıları şu an çok bilinmemekle beraber Başbakan Yıldırım’ın açıkladığı yeni plana göre Kars, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Van yeni cazibe merkezleri olarak öne çıkmakta. Daha önceden Cazibe Merkezleri Destekle Programı’nda bulunan Şanlıurfa, Diyarbakır ve Van’a ek olarak yeni planda Erzurum’un yerine Kars’ın dahil edildiği, eski programın kapsadığı 4 coğrafi bölgenin de 2 bölgeye düşürüldüğü görülmekte. Sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında sonlarda yer almakla birlikte ciddi büyüme potansiyeli barındıran bu 4 ilin seçilmesinin isabetli olduğu ve Kars’ın da projeye dahil edilerek rasyonel bir tercih yapıldığı söylenebilir. Bu 4 il taşıdığı turizm, tarım, ticaret ve sanayi potansiyeline rağmen istenilen kalkınma ivmesini yakalayamamış, sanayileşememiş, mevcut nüfusa yönelik yeterli istihdam alanları yaratamamış, turizm potansiyelini değerlendirememiş, halen altyapı sorunları yaşayan ve sonuçta sosyal, kültürel ve ekonomik olarak ülke ortalamasının oldukça gerisinde kalmış ve acil kamu kaynaklarına ihtiyaç duyan merkezler konumundadır. Bu yeni projenin başarıyla uygulanmasıyla birlikte; Kars’ın gelişmesi Ardahan ve Iğdır’ı, Van’ın gelişmesi Ağrı ve Hakkâri’yi, Diyarbakır’ın gelişmesi Bingöl’ü, Şanlıurfa’nın gelişmesi de Adıyaman’ı kalkındıracak ve pozitif dışsallıklarla birlikte milyonlarca insanın hayat standardı artabilecektir. Ek olarak bu 4 ilin sahip olduğu köklü tarihi kimliğin, oturmuş üniversitelerin, iyi işleyen ve modern havalimanlarının ve yaşadıkları kalkınma ajansı tecrübelerinin de cazibe merkezleri seçiminde etkili olduğu söylenebilir. Yine bu illere bakıldığında Diyarbakır, Şanlıurfa, Van ve Kars’ın 1 milyon ile 2 milyon arasında nüfusa ve geniş hinterlanda sahip bölgelerin de merkezi olduğunu görülmekte. Bu; cazibe merkezlerinde gerçekleştirilecek kalkınma hamlelerinin hızlı bir şekilde çevrelerini de etkileyeceği anlamına geliyor.”
Yapılan ilk açıklamalara göre bu 4 ilde ulaşım imkânlarının iyileştirileceği, fiziki ve sosyal altyapıların güçlendirileceği, tarihi kent dokularının ortaya çıkarılarak turizmin geliştirileceği, şehirlere uygun fabrikaların kurulacağı belirtildiğini kaydeden Ötegen, “Eğer bu program başarıyla yürütülüp bu amaçlar gerçekleştirilirse, söz konusu illerde fiziki ve sosyal altyapıya ilişkin sorunların çözülmesiyle birlikte yatırımların artacağı ve kalkınma ivmesinin yakalanacağı ortadadır. Burada dikkatlerden kaçmaması gereken ilginç de bir nokta mevcut. Kamu eliyle fabrikaların kurulacağından bahsedildi ki bu durum ülkemizde 1990’ların başında terk edilen devletin bizzat fabrika kurması anlayışının tekrar canlandırılması demek. Yurtdışına yapılacak yardımlarda ve kamuya yönelik alımlarda bu illerde kurulacak ilgili üretim tesislerinden alım yapılacağına da vurgu yapıldı. Bu, sermaye birikiminin yetersiz olduğu bölgelerde devletin sermaye birikimi sürecine doğrudan dahil olması demektir. Devletin yatırımlarda aktif rol oynaması bölgede özel sektörü cesaretlendirecek ve büyük ölçekli yeni yatırımların da önünü açabilecektir. Cazibe Merkezleri Destekleme Programı kalkınma ajansları koordinasyonunda, valilikler, il özel idareleri, belediyeler ve ticaret ve sanayi odaları gibi yerel aktörlerin katılımıyla yürütülmekteydi. Bu yeni programın da benzer şekilde hayata geçirilmesi isabetli olacaktır.” Dedi.
4 ili kapsayan bu yeni programın başarıya ulaşması hem aktarılacak kaynakların büyüklüğüne hem de kaynakların aktarılacağı yatırım alanlarına bağlı olduğunu söyleyen Fahri Ötegen, “Bu noktada daha önceki programın başarısız olma nedenleri arasında sayılan yetersiz bütçe sorununun yeni uygulamada aşılacağı görülmekte. 4 ile yapılacak yatırımlar için 5 yıl içinde 35 milyar TL’lik kaynak aktarılacağı söylendi ki bu oldukça ciddi bir tutardır. 35 milyar TL rasyonel bir şekilde uygun yatırım alanlarına ve projelere tahsis edilirse, programın sonunda altyapı sorunlarını çözmüş, kilit sektörlerde ciddi atılımlar yapmış, tarihi bölgelerini restore edip düzenlemiş, sanayi bölgelerini rehabilite etmiş, ulaşım imkânlarını geliştirmiş kalkınma ivmesi yakalamış 4 büyüme merkezinin ortaya çıkacağı söylenebilir. Tüm bunlar aynı zamanda kendisiyle birlikte çevre illeri de kalkındıran, sakinlerinin geleceğe umutla baktığı, yeni istihdam alanları yaratmış, gelişen ve daha yaşanabilir hale gelmiş şehirler demek.” İfadelerini kullandı.
‘Kars’ın cazibe merkezi 4 il içerisinde bulunması, Kars’la birlikte çevre illerde de heyecan uyandırmaktadır.’ Diyen Kars Ticaret Odası Başkanı Ötegen, “İlimize son 5 yılda aktarılan kamu kaynağı yaklaşık 833 milyon TL. 4 ile program kapsamında 5 yılda ayrılacak toplam kaynak 35 milyar TL. Bu kaynağın nüfusa göre dağıtılacağı varsayıldığında, Kars’a aktarılacak kaynak tutarı yaklaşık 2,1 milyar TL olacaktır. Bu, mevcut kamu yatırımlarının yaklaşık 3 katına çıkması ve Kars için ciddi bir yatırım hamlesi demek. Bu proje; bu yılın sonunda operasyonel hale gelecek olan Bakü-Tiflis-Kars (BTK) demiryolu hattı, 2-3 yıl içerinde bitirilmesi beklenen Kars Lojistik Merkezi ve Kars’tan Kafkasya’ya ve Orta Asya’ya yeni bir ticaret penceresi açan Çıldır-Aktaş Sınır Kapısı ile birlikte değerlendirildiğinde, halihazırda teşvik sisteminde yatırım açısından en avantajlı 6. bölgede yer alan Kars’ı ve Kuzeydoğu Anadolu’yu önümüzdeki yıllarda ekonomik ve sosyal olarak daha parlak günler beklediğini söylemek yanlış olmayacaktır. Aktarılacak kaynaklar hem ticaret ve sanayi altyapısını iyileştirecek hem de tarihi kent merkezinin restorasyonuyla ve Ani, Sarıkamış ve Çıldır gibi diğer turizm bölgelerine yapılacak yatırımlarla birlikte turizm altyapısını güçlendirecektir. Yapılacak yeni kamu ve özel sektör yatırımlarıyla yeni istihdam alanları ortaya çıkacak, turizm gelirleri artacak, çarpan etkisiyle hizmet sektörü büyüyecek, şehrin ve bölgenin hayat standardı artacak ve Kars Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nin göç veren değil göç alan ve gelişen büyüme ve çekim merkezi haline gelecektir. Programın ayrıntılarının ortaya çıkmasıyla ve yasalaşmasıyla birlikte daha sağlıklı yorumlar yapılabilecek olmakla birlikte, programın bu kapsamıyla bile Kars ve Kuzeydoğu Anadolu için çok önemli bir hamle olduğunu ortadadır.” Diye konuştu.