Başkan Koçak’ın mesajı şöyle: “12 Eylül Faşist darbesinin üzerinden 42 yıl geçti. 12 Eylül’ün faşist generalleri hesap vermeden öldüler. Yargılamalar bir bir düşürüldü. İşkence davaları kapatıldı. Taleplerimiz bir bir reddedildi. Darbe hukukunun işlediği mahkemelerin verdiği kararlar üst mahkemelerce onaylanıp davalar kapatıldı. İşkenceciler devlet kademelerine yönetici olarak atanıp ödüllendirildiler.
Şimdiye kadar yönetime gelen tüm hükümetler darbecilerle hesaplaşmak yerine darbenin nimetlerinden faydalanmayı seçtiler. Hatta iyi darbe, kötü darbe sınıflandırması yapıp bazı darbeleri desteklerken bazılarına karşı çıktılar. Bazılarını da fırsata çevirip “Allahın bir lütfu” olarak gördüler.
12 Eylül faşist darbesinin üzerinden 42 yıl geçmesine rağmen bir hesaplaşma iklimi yaratamadık. 12 Eylül hala devam ediyor. Anayasası ile yargısı ile siyasi partiler kanunu ile Tek tip elbiseyle, tutuklamalarla, baskılarla, saldırılarla, katliamlarla devam ediyor. Irkçılık ve gericilik tavan yapmış durumda.
Ülkemizde işsizlik, yoksulluk diz boyu. İnsanlar açlık ve yoksullukla terbiye ediliyor. İnsanlar akın akın ülkeden kaçmak istiyorlar. Hala içerde ve dışarda savaş tamtamları çalınıyor, işgaller devam ediyor. Mülteci ve sığınmacı sorunu büyüdükçe büyüyor. Gözaltı ve tutuklamalar gün geçtikçe artıyor. Mafya liderleri, tecavüzcüler, hırsızlar, soyguncular dışardayken; Gazeteciler, Milletvekilleri, Belediye başkanları, Bilim insanları, Öğrenciler, Öğretmenler cezaevlerinde.
Okul yerine yeni cezaevleri yapılıyor, müze olan tarihi yapılara el konulup ranta ve ibadete açılıyor. Ormanlarımız cayır cayır yakılırken, doğamız ve yeraltı yerüstü zenginliklerimiz talan ediliyor. Sağlık ve eğitim imamlara cemaatlere teslim edilmiş durumda.
Kadına ve çocuklara yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve katliam artarken İstanbul Sözleşmesini kaldırdılar. Ülkemiz KHK’lerle yönetiliyor. KHK ile işinden aşından olan insanlar açlığa mahkûm edilmiş durumda. Ülkenin geleceği bir kişinin dudakları arasında, herkes onun ağzından çıkacak söze bakıyor.
İnsan Hakları, Barış, Demokrasi, Basın özgürlüğü tamamen yok edilmiş durumda. Sahibinin sesi çanak medyadan başka bir ses çıkmasına izin verilmiyor. En ufak adil yargılanma talebi bile geri çevriliyor.
12 Eylül Faşist darbesinin 42. Yılında gördüğümüz bu tablo 12 Eylül’ün devam ettiği Hem de yeniden tahkim edilerek AKP eliyle sürdürüldüğü anlamına gelir. O gün “Bizim çocuklar başardı” diyenler bu gün de başarılarının devamını sağlayıp pandemiyi, savaşı, katliamları fırsata çeviriyorlar.
“Bizim çocuklar başardı” diyenlere söyleyecek sözümüz verilecek mücadelemiz var. Bir daha başaramayacaksınız. Ne siz ne de çocuklarınız! Ne de işbirlikçileriniz. Başaramayacaksınız. Halklarımızın Demokrasi, Özgürlük, İnsan Hakları, Devrim ve Sosyalizm talepleri karşısında yok olup gideceksiniz.
Biz devrimciler, bizlere emanet edilen direnme ve dayanışma kültürünü yaşamlarımıza geri çağırıyoruz. Omuz omuza direnmeye mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bundan 42 yıl önce bir Eylül ayında, Topları ile, tankları ile, işkenceleri ile, idamları ile gelenler, Zulüm orduları ile ülkemizi zifiri karanlığa çevirenler, acıların ağıtların yükseldiği bu coğrafya da sizi istemiyoruz. Yarım yüzyıl çöreklendiniz ülkemizin bağrına. Biz Demokrasi istiyoruz, Biz özgürlük istiyoruz, biz Güneşi istiyoruz, biz Devrim ve Sosyalizm istiyoruz. Defolun… Defolun…
12 Eylül’ün 42. yılında Unutmadık kaldığımız yeri. Son sözümüzü söylemedik daha. Bu hesabı kapatmadık. Devrimcilerin kapatmadığı hiçbir hesap kapanmış sayılmaz. Yaşasın Devrim ve Sosyalizm Gün gelecek devran dönecek darbeciler halka hesap verecek.”