Volkan KARABAĞ
Gören’in yaptığı açıklaması şöyle: ”Bilindiği üzere kamuda görevli devlet memurlarını ve emeklisini kapsayan 6. dönem toplu sözleşme 24 ağustos günü yetkili sendika ve kamu işveren heyeti tarafından imzalanmıştır. İdeolojik yetkili sendika ve ortağı, % 38’lik zam, 600 lira seyyanen zam, %6 refah payı talep etmiş olsa da kamu çalışanlarına sıfır zam, sıfır seyyanen zam ve sıfır refah payı alarak, sıfır zamma imza atmayı becerebilen ve bunu da bir kazanım diye yutturmaya çalışan sendikalar olarak da tarihe geçmiştir. Yine ideolojik siyasi yetkili sendika ve ortağının talebi olan 3600 ek göstergenin tüm kamu çalışanlarına verilmesi, kurban ve ramazan aylarında kamu çalışanlarına da bayram ikramiyesi verilmesi, yardımcı hizmetler sınıfının 1 defaya mahsus eğitim durumlarına uygun kadrolara geçirilmesi, sözlü sınavın kaldırılması, gelir vergisinin % 15’e sabitlenmesi, 4b’li kamu çalışanlarının 4a kadrosuna geçirilmesi, ek ödeme ve özel hizmet tazminatlarının artırılması gibi on yıllarca bekleyen sorunlardan 1 tanesinin dahi çözülemediği bu toplu sözleşme fiyaskodur, garabettir, rezalettir ve kamu çalışanlarına ihanettir.
“YETKİYİ ALDINIZ! MASADA SATTINIZ!”
Memur-sen ve Kamu-Sen’in 6. dönem toplu sözleşme masasında ortaklaştıkları ve sonra da imzaladıkları sözleşme gereği ocak 2022 ayında devlet memurlarına % 5 zam yapılacaktır.
Yüzde 5 zammı başarı gören ağalara sormak lazım sadece ekim-kasım ve aralık aylarında kamu çalışanlarından toplamda ortalama 672 lira ile 831 lira arasında kesinti yapılacaktır. Gelir vergisi kesintisine son verilmediği için ekim-kasım ve aralık ayında kamu çalışanlarının maaşlarında ortalama 672 lira ile 831 lira arasında bi düşüş olacaktır. Ekim 2021 tarihi itibariyle açıklanan yıllık enflasyon %19,89 olarak gerçekleşmiştir. çarşı pazarın gerçek enflasyonu ise % 50’leri geçmiştir. Yetkili sendika neredeyse 6 toplu sözleşme döneminde de sıfır zam almıştır. 6 dönemdir alınan tüm zam oranları enflasyonun altında kalmıştır. Son toplu sözleşmede de neredeyse sıfır kazanımla masadan kalkılmasına yönelik kamu çalışanlarından gelecek tepkileri engellemek, muhtemel istifaların önünü kesmek amacıyla da son dakikada bir şark kurnazlığı yapıp işveren heyetince teklif edilen 100 TL seyyanen zammı istemeyip onun yerine sendika üyelerine ödenen aylık 45 Tl toplu sözleşme ikramiyesini 133 TL’ye çıkararak, kamu çalışanlarını aylık 88 lira ile susturup kendilerine mahkum etme oyunu tezgahlanmıştır.
AİDATI ALDINIZ! MEMURU SATTINIZ!
Sendikamız ise kamu çalışanlarına yapılmaya çalışılan %1 oyununu bozmak adına 24 Ağustos’tan bu zamana kadar olan süreçte de gerek hizmet kolumuzda faaliyette bulunan sendikalarla birleşme kararları alarak, gerekse bu süreçte gerçekleştirdiği yeni üye katılımları ile büyümesine devam etmiş, kamu çalışanlarını 88 liraya esir alma oyununu boşa çıkarma yolunda emin adımlarla ilerlemiştir. Ayrıca 6. dönem toplu sözleşmede düzenlenen % 1 garabetinin yüce Türk mahkemelerince iptal edileceğine de inancımız tamdır. Çünkü Anayasa Mahkemesinin ve Danıştay’ın, davalarımıza emsal oluşturacak birçok kararı vardır. Demokrasimizin çoğulculuk ilkesini hedef alan, bu kararın, ülkemizin dünya nezdindeki itibarına zarar vereceği de aşikardır.
Bir sendikanın korunup kollanması için çok sesliliği ve rekabeti ortadan kaldıracak bu adaletsiz girişimin yargı kararı ile de kamuoyu vicdanında da hak ettiği yeri alacağından şüphemiz yoktur. İnşallah ocak ayı gelmeden bu konu kamu çalışanlarının ve kamuoyunun gündeminden çıkacaktır.
SENDİKAL HAKKIMIZ ENGELLENEMEZ
Eğitim çalışanları ayrıca yıllardır enflasyon altında kalan adeta kuşa dönen maaşlarıyla geçim sıkıntısı çekerken birde bugünlerde aşırı iş yükü altında ezilmektedir. MEB okul ve kurumlardaki personel ihtiyacını karşılamak için her yıl eğitim öğretim başlamadan önce TYP (toplum yararına program) kapsamında İŞKUR üzerinden personel alımı yapmaktadır. Uzun yıllardır okul ve kurumlarımızın eksik personel ihtiyacı da bu şekilde karşılanmaktadır. Ancak bu sene TYP kapsamında, okul ve kurumlarımıza geçtiğimiz seneye oranla üçte bir kadar bir personel alındığı görülmektedir. Somut bir örnek vermek gerekirse 2500 kişilik bir okulda hijyeni sağlamakla görevli bir en fazla iki personel görev yapıyor durumdadır. Sahadan bu konuyla ilgili ciddi şekilde sorun gelmeye devam etmektedir. Okulların açık kalmasını milli güvenlik meselesi olarak tanımlayan sayın Milli Eğitim Bakanımıza soruyoruz? 53,620 okulumuzda görevli yardımcı hizmetler sınıfı personel sayısı sadece 30.000 civarında iken, okul ve kurum başına dahi bir hizmetli düşmüyor iken ve geçen seneye oranla TYP’den alınan personel sayısı üçte bire düşürülmüş iken okullarımızdaki hijyenin nasıl sağlanması düşünülüyor?
Covid 19 salgını tedbirleri kapsamında okul ve kurumların sınıfların, WC ve salonların hijyen sorununun giderilmesi gibi birçok işin yapılmasında Typ kapsamında personele ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. 53.620 okulumuzun temiz olmasının yolu eksik personel alımından değil bilakis eksiklerin tamamlanması ile mümkün gözükmektedir. Bu nedenle buradan bir kez daha sayın bakanı uyarıyor, TYP kapsamında ikinci bir alımın yapılmasını, böylece okul ve kurumların personel ihtiyacının giderilmesini, öğrencilerimizin ve kamu sağlığının korunmasının birinci önceliğimiz olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz."