Öksüz, mesajında, muharrem ayının, İslam tarihinde önemli yeri olan bir zaman dilimini temsil ettiğini belirtti.
Muharrem ayının 10'uncu günü meydana gelen Kerbela'nın, tüm Müslümanların ortak hafızasında yer alan, asırlardır hiç dinmeyen büyük bir acı olduğunu ifade eden Öksüz, şunları kaydetti:
Muharrem ayı, içinde Ehlibeyt’e muhabbet besleyen tüm Müslümanlar açısından birçok ortak duyguyu barındıran, Peygamberimizin sevgili torunu, ciğerpâresi, Hz. Hüseyin efendimiz ile çoğu Ehli Beyt’ten 72 kişinin Kerbelâ’da önce açlık ve susuzlukla işkenceye maruz kaldığı, ardından da hunharca şehit edildiği bir matem ayıdır.
Sevgili Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin efendimizle birlikte çoğu Ehli Beyt’ten 72 Müslümanın hakikat, hürriyet, izzet, şeref ve mukaddesat uğruna şehit olduğu Kerbela, tüm İslam âleminde olduğu gibi milletimizin de derin ve ortak acısıdır.
Hz. Hüseyin Efendimizin şehadeti, içine Ehli Beyt sevgisi olan tüm Müslümanların kalbinde aynı sızıyı oluşturur ve bu sızı aradan asırlar geçmiş olsa bile her Muharrem ayında, her Aşura gününde yinelenir.
Bu yıl 1383’üncü senesini idrak ettiğimiz Hz. Hüseyin Efendimizin Aşura’sı, çetin bir imtihanın, haksızlık karşısında direnmenin adıdır. Kerbela olayı, tüm Müslümanların ortak hafızasında yer alan, büyük ve asırlardır hiç dinmeyen bir hüzün ve bir ibret vesikasıdır.
Kerbelâ, sevgili peygamberimizin aile efradından asırlara miras kalan ağır bir derstir. Bugün Kerbelâ denince yüreği yanan, Hz. Hüseyin anılınca “ah!” çeken her Müslüman, Kerbelâ üzerine düşünmeli, Kerbela’nın felsefesini çok iyi analiz etmeli, Kerbela’nın felsefesini doğru anlamalı ve ibretler çıkarmalıdır.
Hz. Hüseyin’i sevmek, onun, uğruna can verdiği değerleri sahiplenmeyi gerektirir. Zira o, tüm nesiller ve çağlar için onurlu bir hayatın ve asil bir duruşun en güzel örneğidir. Hz. Hüseyin’in imanını ve ahlakını kuşanmak, aynı zamanda onun yiğit ve fedakâr şahsiyetini gençlerimize aktarmak hepimizin görevidir.
Aşura günü, bir ve beraber olma günüdür. Bugün bizlere düşen; Kerbela gibi tarihimizde yaşanmış ve bizleri derinden sarsan ve kederlendiren olaylardan ders alarak, Allah, peygamber ve Ehlibeyt sevgisi etrafında kenetlenmek, dinimizin emrettiği gibi güzel ahlaka, karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörüye dayalı kardeşliğimizi, birlik-beraberliğimizi korumamızdır. Kerbela’yı yaşamak hakka, hakikate adalete, izzet ve şerefe sevdalı olmaktır.
Bu vesile ile bir kez daha başta Hz. Hüseyin efendimiz ve Ehlibeyti olmak üzere Kerbelâ'dan bugüne kadar, hakikat, hürriyet, izzet ve mukaddesat uğruna canını feda eden tüm aziz şehitlerimizi, rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.