Kars’ın kurtuluşu bir zamanlar İstanbul’un ve diğer şehirlerin kurtuluşunu gölgede bırakıyordu.
30 Ekim günü geldiğinde sabah erken saatlerde şehirdeki kaşka ve faytonlar o gün işe çıkmazdı. Çıkan olan da atları gösterişsiz ve bakımsız olanlar çalışırdı. Diğerleri atlarını süsler kendilerinin de kurtuluş coşkusu için giyim ve kuşamlar hazırlardılar.
Bunlar mahalli ve Kafkas kıyafetleriydi. Bu kıfayetleri olmayan atlılar da anasının şalını beline sarar bacısının veya eşinin valasını yemenisini alnına bağlar, ellerine de evde hangi silah varsa bunlar çifte olur çakaralmaz tabanca gibi aletlerle de hazırlanırlardı. Hazırlıklar tamamlanınca bir gurup atlı şimdiki adıyla Atatürk cad. (İSTİKLAL-İ MİLLİ) başlangıcı olan İstakam Bahçesi önünde, diğer bir atlı gurubu yine aynı caddenin Faik Bey Cad. kesiştiği Belediye iş hanının önünde, son atlı gurubu da Karadağ Cad. şimdiki Ziraat Bankası’nın önünde toplanır ve kurtuluş saatini beklerdi.
Bu caddelerin kaldırımları sağlı sollu bir kalabalıkla hınça hınç dolardı. Kurtuluş saatinde atlılar hep birlikte belediye binasına silah ve ALLAH ALLAH sesleriyle hareket ederlerdi. Sonra silahlı Kuvvetler mensubu bir subayımız tarafından kara gelinlik çıkarılır beyaz gelinlik giydirilen genç bir kızımız balkonda görünürdü. Hep bir ağızdan İstiklal Marşımız söylenirken çoğu gözlerden yaşlar boşalırdı. Çünkü Kars ana vatandan 40 yıl 5 ay 25 gün alınmış ve bu yıllar kara günler olarak tarihe geçmişti. İşte bu kara günlerden kurtulup ana vatana istiklale hürriyete kavuşmanın çoşkusu ve sevinci böyle yaşanıyordu. Bu çoşku ve sevinç gece düzenlenen fener alayı yıla doruklara ulaşıyordu.
Kurtuluşumuz hayırlı ve uğurlu olsun. Saygılarımla…