Volkan KARABAĞ
Katılımın düşük olmasına rağmen işçi sınıfı, sendika temsilcileri, siyasi partiler ve bazı sivil toplum örgütleri, 1 Mayıs’ı Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen coşkulu ve huzurlu bir etkinlikle kutladı.
Nadire Koçyiğit’in sunduğu Mitinge katılan sendika, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri, şehrin çeşitli yerlerinden, bayrak ve pankartlarıyla mitingin yapılacağı Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi.
Polisin geniş güvenlik önlemleri aldığı mitinge HDP Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman da katıldı ve Silivri Cezaevinde bulunan HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen’in göndermiş olduğu kutlama mesajı okundu.
Kutlama Mitingine katılan Karslılar, 1 Mayıs Tertip Komitesi adına Eğitim Sen Kars Şube Başkanı Çetin Koçyiğit, HDP Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman ve CHP Kars Merkez İlçe Başkanı Onur Uludaşdemir’in konuşmaların ardından Türkçe, Kürtçe ve Azeri müzikler eşliğinde halaylar çekerek, kardeşlik ve barış vurgusu yaptılar.
Coşkulu tamamlanan Mitingde 1 Mayıs Tertip Komitesi adına bir konuşma yapan Eğitim Sen Kars Şube Başkanı Çetin Koçyiğit, 1 Mayıs’ın işçilerin, emekçilerin, 8 saatlik işgünü, sendika, sigorta, haftalık, yıllık izin, kıdem tazminatı vb. bugün sahip oldukları pek çok hak; kapitalist patronlara karşı, gerektiğinde canlarını feda ettikleri çetin mücadeleler sonucu kazanılmış olduğunu söyledi.
1 Mayıs’ın bu tarihi mücadelelerin bir dönemeç noktası olduğunu da söyleyen Koçyiğit: “Emekçiler her yıl ekonomik, sosyal hak taleplerinin yanında, taleplerini siyasal alana da genişleterek, 1 Mayıs’ı sermaye cephesine karşı Birlik, Mücadele, Dayanışma Günü olarak kutladılar. İşçilerin sahip oldukları tüm haklar bu mücadeleler içinde şekillendi ve kazanıldı.
Dünya işçi sınıfı ve ezilen halklar; işçi sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ı bugün alanlarda kutlarken, dünya hızla, açların ayaklandığı; üretim araçlarını elinde tutan büyük sermaye güçlerinin de ürettikleri malları satamayacakları büyük bir krizin merkezine doğru sürükleniyor.”dedi.
KRİZİN SORUMLUSU SÖMÜRÜ VE BASKI ALTINDA İFLAHI KESİLEN İŞÇİ VE EMEKÇİLER DEĞİL
Ülkede hali hazırda yaşanan krizin sorumlusunun sömürü ve baskı altında iflahı kesilen işçi ve emekçilerin olmadığına konuşmasında vurgu yapan Çetin Koçyiğit: “Krizin tek sorumlusu her krizden daha da büyümüş olarak çıkan kapitalistlerdir. Demokrasinin işlemediği, hukukun siyasi ve başkaca güçlerle işletildiği bir süreçten geçerken esas konuşulmayan halkın sorunları ve ülkenin geleceğidir…
AKP ağırlığının oluşturduğu meclis, millet iradesini yansıtmadığı gibi demokrasiyi savunan bir güç ve irade göstermekten acizdir. Yaşanan kriz devletin demokratik esaslar üzerinden yeniden şekillenmesinin zorunluluğunu bir kez daha göstermiştir. Bu da ancak birleşmiş halk iradesinin toplumsal her alanda iktidar olmasıyla gerçekleşecektir.
Aylardır bir dayatma olarak ülkemizin ana gündemi haline getirilen anayasa değişikliğine ilişkin referandum AKP’den kaynaklı sistem krizini derinleştirmiştir.
AKP, özlemini çektiği dikta rejimi hayata geçirmek için de 15 Temmuz darbe girişimini fırsata dönüştürmüş, her türlü hukuksuzluğa, faşizan baskıya bir kılıf haline getirmiştir. Kendi deyimleri ile “200 yıllık sistem sorununu” gündeme getirmeleri de darbe girişiminin AKP’ye her kapıyı açan bir anahtara dönüşmesinin son örneği olmuştur.
OHAL FERMANLARINA HAYIR DEMEK İÇİN 1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ
Darbe girişimine karşı ilan edildiği iddia edilen Olağanüstü Hal ile hukukun ayaklar altına alındığı, yurttaşların temel hak ve özgürlüklerinin keyfi biçimde gasp edildiği bir rejim kalıcı hale getirilmek istenmektedir. Yüz binin üzerinde kamu emekçisini ve işçiyi, haklarında hiçbir yargı kararı bulunmadan işinden eden Kanun Hükmünde Kararnamelere, OHAL fermanlarına HAYIR demek için 1 MayıS’ta alanlardayız. Sendikal örgütlenme hakkını KHK ile ortadan kaldıran, kamu emekçilerinin toplu iş sözleşmesi hakkını ve kazanımlarını yok sayan antidemokratik uygulamalara teslim olmayacağız. Halkın seçtiği vekillerinin yaptığı Seçim Yasası’nı yok saymayı marifet bilen YSK örneğinde olduğu gibi, adaletin çivisinin çıktığı, meclisin tamamen yok sayıldığı tek adam rejimine 1 Mayıs meydanlarında tüm gücümüzle HAYIR diyoruz!
KHK’larla işinden aşından edilen kamu emekçilerinin biran önce işlerine iade edilmelerini istiyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında İstanbul’da, Malatya’da, Aydın da, Bodrum da, Düzce de ve Ankara’nın kalbinde yükselde işleri, aşları ve onurları için direnen ve bedenlerini açlığa yatıran kamu emekçilerine tüm kalbimizle desteklerimizi sunuyor onurumuzsunuz diyoruz.
Referandum öncesinde defalarca dile getirdiğimiz gibi, 16 Nisan’ın ardından ilk işleri kıdem tazminatına göz dikmek oldu. Patronlar “yük” olarak görüyor diye işçi sınıfının ve bütün çalışanların 80 yıllık kazanımına göz dikenlere “HAYIR” demek için 1 Mayıs’ta alanlarındayız. Emekçilerin iş güvencesi, işsiz kaldığında kara gün dostu olan kıdem tazminatından nemalanmak isteyenleri, İşsizlik Sigortası Fonu’nu yağmalamalarından tanıyoruz. Tüm emekçileri yağmaya ve talana HAYIR demek için milyonlarca taşeron işçisinin umutlarını yıllardır aldatmacalarla sömürenlere, 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce “taşerona kadro” vaat edip sözünde durmayanlara HAYIR demek için 1 MAYIS ALANLARINDAYIZ. Taşeron işçilerin mücadele ederek ve mahkemelerde kazandıkları kadro hakkını tanımadığı gibi taşeron düzenini bile aratacak “kiralık işçilik” uygulamasını, işçi simsarlığını yasal hale getirmek isteyenlere 1 MAYIS ALANLARINDAN HAYIR diyoruz! Taşeron işçilerine kadro vaadini tutmadığı gibi kamu emekçilerinin 657 sayılı yasadan kaynaklnan iş güvencelerini ortadan kaldıracaklarını açıklayanlara, milyonlarca kamu emekçisine güvencesiz çalışmayı dayatanlara omuz omuza HAYIR diyoruz.!
DOSTLAR DEĞİŞTİREBİLİRİZ! ÇÜNKÜ ÇÖZÜM ELLERİMİZDE;
Eşit, özgür, laik, bağımsız ve demokratik bir Türkiye hayal değil!
Bu ülkenin emekçileri; Savaş, işgal ve ölüm, Yoksulluk ve yolsuzluk, Gerici, ırkçı ve şoven politikalar, Kölelik yasaları, hak gaspları, Sözleşmeli, iş güvencesiz, sosyal hakları olmayan çalışma yaşamı, Esnek ve kuralsız çalışma, İşyeri huzurunu bozan ayrıcalıklı-ayrımcı politikalar, Cinsiyetler arasında eşitsizlikler, Performansa dayalı ücretlendirme, Emekçileri birbirine düşüren rekabet yasaları İstemiyor!
Bizler; Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını, Halkların eşit, özgür, bağımsız, demokratik bir Türkiye’de bir arada yaşamasını, Haklarımızın ve özgürlüklerimizin güvence altına alınmasını, Toplusözleşmeli, Grevli Sendikal Hak ve Özgürlüklerimizi Kullanmak İstiyoruz!